Siyaset 'Ayaklar baş olursa kıyamet kopar' dedi ortalık karıştı

'Ayaklar baş olursa kıyamet kopar' dedi ortalık karıştı

22.04.2008 - 13:33 | Son Güncellenme:

.

Ayaklar baş olursa kıyamet kopar dedi ortalık karıştı


Başbakan Erdoğan bugün yaptığı grup toplantısında 1 Mayıs'ın tatil olması ve Taksim'de kutlanmak istenmesiyle ilgili ağır sözler söyledi. Erdoğan, sendikaların Taksim isteğini, "Ayaklar baş olursa kıyamet kopar' cümlesiyle eleştirerek şık bulmadığını ifade ederken, sendikalar Taksim'de ısrarlı oldukları mesajını vererek, bu sözlerin hesabını soracaklarını kaydetti.

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, 1 Mayıs 2008 kutlamalarını, diğer konfederasyon, kitle ve meslek
örgütleriyle açıkladıkları gibi Taksim’de gerçekleştireceklerini bildirdi. Çelebi, yaptığı yazılı açıklamada, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı "1 Mayıs’ın tatil günü olmasını istemedikleri, bir günlük tatilin ekonomik kaybının 2 katrilyon liradan aşağı olmadığı ve 1 Mayıs’ın ’Emek ve
Dayanışma Günü’ olarak kutlanmasına ilişkin kararın imzaya açıldığı" açıklamalarını eleştirdi. Çelebi, şu görüşlere
yer verdi:
"Bu cümleler aslında hükümetin sınıfsal tavır alışının açık seçik ilanıdır. Demokrasiden, halktan, emekten yana herhangi bir arzularının olmadığının alenen beyanıdır. Siyasi iktidar emek karşıtı yüzünü bir kez daha ortaya koydu. 1 Mayıs’ın bayram ve tatil ilan edilmemesinin ’ekonomik gerekçelerle’, Taksim’de kutlanmasının ise ’terörle mücadele’ gibi havsalamızın almayacağı ifadelerle açıklanması, kelimenin tam anlamıyla ’abesle iştigal’dir ve gülüp geçemeyeceğimiz kadar da trajiktir."
Çelebi, bir günlük tatil için 2 milyar YTL’lik maliyet hesabı çıkarıldığını belirterek, bu rakamın 50 katı tutarındaki 77 milyar doların ise batık bankalara aktarıldığını kaydetti. 1 Mayıs’ın dünyanın 166 ülkesinde resmi tatille bayram olarak
kutlandığını ifade eden Çelebi, Türkiye’nin dünyanın en çok tatil yapılan ülkelerinden biri olduğu yolundaki açıklamaların da gerçeği yansıtmadığını savundu. Taksim’de 1 Mayıs kutlanmasına "asayiş" gerekçesiyle izin
verilmemesini de eleştiren Çelebi, "1 Mayıs 2008 kutlamalarını, diğer konfederasyon, kitle ve meslek örgütleriyle açıkladığımız gibi Taksim’de gerçekleştireceğiz. Demokrasinin, toplumsal barışın, çağdaşlaşmanın bir
gereği olarak bunu böyle görüyoruz" dedi.

'Cevabınızı 1 Mayıs'ta alacaksınız'
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “ayakların baş olduğu yerde kıyamet kopar" sözlerine tepki göstererek, “Ayak takımının cevabını 1 Mayıs’ta alacaksınız" dedi.
Çelebi, yaptığı açıklamada, Başbakan’ın bu sözleriyle anlayışını tüm açıklığıyla ifade ettiğini belirterek, “Emekleri ile geçinen işçileri, emekçileri, memurları ‘ayak takımı’ olarak suçladınız ve ‘ayakların baş olduğu yerde kıyamet kopar’ dediniz. Siyasal anlayışınızı bu kadar açık ve net ifade edişinizi bizler ‘ayak takımı’ olarak ibretle gördük" dedi.
Seçim zamanlarında kapılarının çokça aşındırıldığı insanların, işçilerin, emekçilerin, memurların, köylülerin, emekçilerin, “ayak takımıönın nasıl değerlendirildiğini bugün gördüklerini ifade eden Çelebi, şunları kaydetti:
“Zaten sizi ve siyasal iktidarınızı, emeklilik hakkımızı, sağlık hakkımızı elimizden alırken tanımıştık. Kıdem tazminatı hakkımıza göz dikerken tanımıştık. Merdi Kıpti secaat arzederken sirkatin söyler. Sayın Başbakan ayak takımı kararlı. Emeğin taleplerini haykırmak, dünya işçileri ile dayanışma için 1 Mayıs işçi sınıfının uluslar arası birlik, mücadele, dayanışma gününü kutlayacağız. Sizin tabirinizle ayak takımının, bizim dilimizde ise işçilerin, emekçilerin, memurların, ev kadınlarının, gençlerin yüz binlerin cevabını 1 Mayıs’ta göreceksiniz"

Birleşik Kamu-İş : Taksim'de olacağız

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Yüksel Adıbelli 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını açıkladı.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Yüksel Adıbelli yaptığı yazılı açıklamada, Emek Platformu’nun bir bütünlük içinde olmayışı nedeniyle hükümetin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasa tasarısı ‘1 Mayıs’ sözünden de çark ettiğini söyledi. 1 Mayıs’ın resmi bayram olarak kutlanacağı sözünü veren hükümetin ‘Türkiye’nin büyük bir ekonomik durgunluk içerisinde olduğu’ gerekçesi ile verdiği sözden geri döndüğünü belirten Adıbelli, “İktidarın ekonomik politikalarının yanlışlığının maliyeti yine çalışana çıkarılmıştır. Hükümet 1 Mayıs’ın dünyanın çoğu ülkesinde tatil olmadığını söylerken de gerçekleri dile getirmemekte, çalışanlarla alay etmektedir. 1 Mayıs, 150’ye yakın ülkede resmi tatil olarak kutlanmakta, hükümet gerçeklere yine kulağını tıkamaktadırö açıklamasında bulundu. Adıbelli, hükümetin spor aktivitelerine ve yılbaşı kutlamalarına Taksim Meydanı’nı açtığını hatırlatırken, işçiye açmamakta ise ısrar ettiğini söyledi.  Adıbelli, Birleşik Kamu-İş olarak 1 Mayıs’ta İstanbul’da Taksim Meydanı’nda olacaklarını açıkladı. 

BAYKAL'A AĞIR ELEŞTİRİLER

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerine çok sert eleştirilerde bulunurken, özellikle CHP ve lideri Deniz Baykal'a daha sert yüklendi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, muhalefetin "Laikliği milletin oyuyla mı getirdik" çıkışına, "Atatürk'ü ve İnkılap tarihini yeniden okumalarını tavsiye ediyorum" yanıtını verdi.
 
Erdoğan, Atatürk'ün milli mücadelenin en zor zamanlarında bile TBMM'yi devre dışı bırakmadığını belirterek, "Millet iradesini ve onun tecelligahı olan bu yüce Meclis'i, meşruiyet kaynağı olarak daima muhafaza etmiştir" ifadesini kullandı.
 
Cumhuriyet'le birlikte yeni rejimin bütün esaslarının, yine aynı hassasiyetle TBMM'nin onayıyla hayata geçirildiğini söyleyen Başbakan, "Zira yeni siyasi, hukuki ve toplumsal düzenin, millete dayatılması değil, benimsetilmesi amaçlanmıştır" dedi.
 
"Laiklik ilkesi de yine milletimize mal edilmek maksadıyla tedrici (derece derece) bir yöntem izlenerek Cumhuriyetimizin temel bir niteliği haline getirilmiştir" diyen Erdoğan, 1924'ten itibaren belirli aşamalardan geçildikten sonra, 1937'de laiklik ilkesinin, TBMM'de görüşülüp oylanarak, Anayasa'ya girdiğini söyledi.
 
Erdoğan, bugün milletin bireysel tercihlerinin güvencesinin laiklik; laikliğin güvencesinin de onu benimsemiş olan millet olduğunu belirtti.
 
Erdoğan, "Görüyoruz ki başlangıçta amaçlandığı gibi süreç kendini tamamlamış, başarıya ulaşmış ve laiklik millete mal olmuştur. Bugün hala Atatürk'ün arkasına saklanarak milleti, milletin iradesini, laikliğe tehdit olarak görenleri anlamak mümkün değildir. Bu anlayışta olanlara söylüyorum; Atatürk'e de Cumhuriyet'e de laikliğe de yapılacak en büyük haksızlık, en vahim kötülük bu antidemokratik yaklaşım tarzıdır" diye konuştu.
 
"O su kaynakları yarın size de lazım olmayacak mı?"
 
Bugün, özellikle ana muhalefetin neredeyse tamamen sürrealist (gerçeküstü) bir siyaset çizgisine kaymış durumda olduğunu kaydeden Erdoğan, "İktidarın su içme ihtimali olan her kuyuya, zehir atma gayretidir bu. Yalnız, milletin bütün su kaynaklarını kirletmeye çalışanların kendilerine sormaları gereken basit bir soru var: O su kaynakları yarın onlara da lazım olmayacak mı?" dedi.
 
Erdoğan, "Ben kazanamayacaksam, herkes kaybetsin" saplantısının muhalefetin bu basit gerçeği görmesine engel olduğunu ifade etti.

Erdoğan, "Bazı muhalefet partilerinin gerçekçilik zemininden uzaklaşmasını, öncelikle halkla buluşabilecekleri mecraları bir türlü yakalayamamalarına bağlıyorum. Millete daha iyisini vaat etmek, iktidarı daha iyisini yapmaya zorlamak, eksikleri işaret ederek eleştirmek yerine, bugün muhalefet ne yazık ki her konuda bir ret cephesi haline gelmiştir" dedi.
 
"Cheney'e kapatma davasını şikayeti yalanlıyorum"
 
Baykal'ın, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile görüşmelerini diline doladığını ifade eden Erdoğan, "AKP'ye açılan kapatma davasını şikayet ettiğimizi iddia ediyor" dedi.
 
Erdoğan, "Sefaret ve Başbakanlık bu iddiayı resmen yalanladı. En son gazetecilerin sorusu üzerine bizzat ABD Büyükelçisi bunun doğru olamdığını söyledi. Peki Sayın Baykal bunu kabul etti mi? Hayır. Çünkü Baykal'ın aradığı zaten gerçekler değildi ki, onun derdi kafa karıştırmak, amacı suyu bulandırmak, temiz suya zehir dökmek..." diye konuştu.
 
Başbakan ayrıca, "Şimdi bizzat Başbakan yalanlasın diyor... Ben yalanlıyorum. İnanacak mısın?" dedi.
 
"Dönüp dönüp seni mi yalanlayacağız Sayın Baykal. İddia sahibi sensin çık iddianı ispatla" diyen Erdoğan, "Biraz hukukçuluğun da var galiba. Sana düşer bu iş, yap bu işi... Yapamaz ki akşam başka konuşur, sabah başka konuşur yapısı bu. Doymak bilmez yalanlama arzusundan vazgeç. Bizim seni utandırma arzumuz yok ama seninde sıkılmak gibi birşeyin yok. Biraz ciddi ol. Ülkene bir faydan olsun. Muhalefet liderine gerçekten bu kadar kaçmak yakışıyor mu?" şeklinde konuştu.
 
AKPM şikayet iddiası
 
"Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi'ne Türkiye'yi şikayet ettiğini iddia ettiler" diyen Erdoğan, "Bu iddiayı yalanlıyorlar. Ortada doğrulayan sadece kendi grubu veya muhalefetin bir başka kanadı var. Ama arkadaşlarla ana muhalefet aynı iddianın üzerinden konuşmaya devam ediyor. Akla ziyan bir tartışma" şeklinde konuştu.
 
Başbakan, "Dünya gerçekler dünyası senin gibi gerçek üstü düşünenlerin dünyası değil. Size göre birileri şikayet etmese dünyada kimse Türkiye'de olup bitenden haberi olmayacak mı?" dedi.
 
Başbakan Erdoğan konuyla ilgili Gup Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun detaylı açıklamayı yapacağını da belirtti.
 
"301 AB'ye uygun bir düzenleme"

 
TCK 301'inci maddede değişiklikle ilgili tartışmalara da değinen Erdoğan, "AB hukukuyla paralel bir düzenlemeyi Türkiye'ye kazandırmaya çalışıyoruz. 301'i ceza hukukundan çıkarmıyor.... 301'inci madde içinde ''Türk Milleti'' ifadesi aynen var.. ''Türklük'' değil ''Türk Milleti'' ifadesi var. Türkiye Cumhuriyeti yazarken Türkiye Cumhuriyeti Devleti yazıyor. Ne kaçırılmış, ne kaybedilmiş... Hakaret yine ceza. Eleştiri suç olmaktan suç olmaktan çıkarılıyor. Olay bu" dedi.
 
Erdoğan, "Adalet Bakanı'na kovuşturma değil, soruşturma yetkisi verildi. Atılan adım olumlu bir adım, genel talep bunu ortaya koyuyor. İstismar etmek suretiyle kötüye kullanma gayretleri, acaba oy çalabilir miyiz gayretleri var" dişye konuştu.
 
Erdoğan ayrıca, "Türk milletine hakaretin serbest bırakılacağını söyleyenler ya okuma yazma bilmiyor ya da gerçeklerle arası iyi değil. Bize gerçekçi muhalefet lazım" dedi.
 
1 Mayıs'ın tatil olması
 
1 Mayıs'ın tatil edilmesine yönelik taleplerle ilgili olarak da Erdoğan, "Türkiye bir tatiller ülkesi. 1 Mayıs dünyada da resmi tatil olarak kutlanmıyor. Kutlayanlar var, kutlamayanlar var... 1 Mayıs'ı Emek ve Dayanışma Günü olarak ilan ettik" dedi.
 
Başbakan Erdoğan, "Valiler kutlamaların yapılacağı yerin kararını verir, sivil toplum örgutleri de buna uyar. 'İlla Taksim'de yapacağız' demek şık bir yaklaşım değil" dedi.
 
Başbakan, "İlla biz Taksim'de yapacağız diye dayattığımızda mülki idare 'istediğimiz yerde kutlama yaparız' anlayışına hoş bakmaz. Taksim'de kutlama talebinde direnirlerse bu hoş olmaz... Biz de hoş olmayan şeyler istemeyiz...
1 Mayıslar çatısma günü olmaktan çıksın istiyoruz" diye konuştu.