"16 yaşımda yollara düştüm"

Yıldız raket, Milliyet Spor Müdürü Tayfun Bayındır’a samimi açıklamalarda bulundu.

İsviçreli yıldız, hayatı boyunca önemli kararları kendi başına aldığını belirtti, “16 yaşımda yollara düştüm, herhangi bir yöne doğru... Biri bana neyi nasıl yapacağımı, neye sahip olmam gerektiğini veya nasıl doğal olacağımı söylesin istemem. Kontrol hep bende olmalı” dedi.

Dünya tenisinin en önemli isimlerinden İsviçreli sporcu Roger Federer, TEB BNP Paribas İstanbul Open Erkekler Tenis Turnuvası’na katılmak için geldiği İstanbul’da yazılı basının spor müdürleri ile buluştu.

ATP dünya sıralamasının 2 numarası durumunda bulunan ünlü sporcu, Four Seasons Bosphorus Otel’de gerçekleştirilen özel röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

- Kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz? Federer kanunları var mı? ‘Federer Holding’ diye bir şey konuşabilir miyiz? Başlarken bu noktaya gelebileceğini düşünüyor muydu?
- “Buraya gelebileceğimi düşünebilir miydim? Bilmiyorum... Dünyayı tenis için gezmeye başladığımda 14 yaşımdaydım ve ilk kez Amerika’ya gidiyordum. 16 yaşımda okulu bıraktım ve yollara düştüm, herhangi bir yöne doğru... İsviçre’deyken futbol takımımda çok sayıda Türk vardı. Aynı zamanda bir Türk kızı da vardı Basel’deki okulumda. Türkiye bizim için her zaman önemli bir konuydu. Çünkü o arkadaşım benimle aynı dili de konuşabiliyordu. Onu sınıfa tanıtmak için hocamız, “Hadi Türkiye ve Türkçe hakkında konuşalım” demişti. Basel’de çok sayıda Türk’le tanıştım. Birgün buraya gelebileceğimi de düşünüyordum, bunu istiyordum. Burada bir turnuvada oynayabileceğimi duyduğumda çok sevindim.
Bir menajerim var. 4-5 kişilik de bir ekibim... İş konusuna gelecek olursak, her zaman işlerin kontrolü bende olmalı. Biri bana neyi nasıl yapacağımı, neye sahip olmam gerektiğini veya nasıl doğal olacağımı söylesin istemem. Neler olup bittiğini bilmenin her zaman benim için çok önemli olduğunun farkındayım. Finansal veya önemli kararlar için de geçerli bu durum... Hepsini kapsıyor. Bana, ‘Türkiye’de oynamak ister misin’ denildiğinde, ‘Evet! Hadi bunu gerçekleştirelim’ dedim ve kararımı verdim. Hızlı kararlar alıp, bunu nasıl yapacağımıza karar verdik. Bence çok güzel bir iş oldu ve çevremdeki insanlar için bu çok önemli. Ekibimdeki insanlar işlerini çok seviyor. Bu kararımı da beğendiler. Doğru insanları yanımda tuttuğum ve onlarla çalıştığım için çok mutluyum. Karakterleri çok düzgün, hayatları da... İnsan ilişkileri gerçekten çok önemli bir konu. Biz bir iş yaptığımız için bana yüzde 100’lerini vermeliler evet... Ama asla çocukları, eşleri, aileleri, sevgilileri veya bir hayatları olduğunu unutmuyorum. Onlara hayatlarına daima benden daha büyük bir pay ayırmaları gerektiğini söylüyorum.”

- En çok hangi rakibine karşı oynamaktan zevk alıyorsun? Nadal, Djokovic, Murray?
- “Nadal ve onun seviyesindeki isimlerle karşılaştığımda... Çünkü o zaman, oyunumu sürekli bir düzen içerisinde tutmam gerekiyor. Nadal’la kariyerlerimizin başlangıçlarımızda, Grand Slam finallerinde ve çok sayıda maçta karşılaştık. Ortaya güzel maçlar çıktı. Bu nedenle bu soru için 1 numaram Nadal... Ama Djokovic ile oynadığımda da ortaya harika performanslar çıkabiliyor. İkisine karşı aldığım zevk birbirine yakın fakat tabii ki ikisinin de benzerlikleri ile farklılıkları var.”

Hayatı cennette gibi yaşıyorum

- Andre Agassi en tepedeyken, “Dünyanın en zengin ama en büyük hapishanesinde yaşıyorum. O kadar programlı çalışıyorum ki, yapmam gereken çok şey var” demişti. Buna katılıyor musun?
- “Hayır öyle düşünmüyorum. Bu köşeye sıkışmış gibi hissettiğiniz anlarda söylenebilecek bir şey. Ben hayatımı cennette gibi yaşıyorum, hapiste değil. Ben 15 senedir tenis oynuyorum. Burada da popüler bir tenisçiyim. Ve İstanbul’a ilk kez geldim. Olaya şu açıdan bakarsak, burası çok karışık ve 20 milyon insan yaşıyor. Onların bile biraz köşeye sıkışmış hissettiğine eminim (Gülüyor). Ailemi elimden geldiğince korumaya çalışıyorum. Onların hayatı normal yaşamaları için her şeyi yapıyorum. Kendimi elimden geldiğince ‘spot ışığı’ndan uzak tutmaya çalışıyorum. Çünkü yeterince medyanın dikkatini çektiğime inanıyorum. Medyadan uzak olduğumda mutluyum. Ama bazen medyaya yakın olduğumda da mutluyum. Bunun dengesini iyi ayarlamak gerekiyor.”

Zirveye çıkmanın tek yolu çalışmak!

- Sizin izinizde yürümek isteyen Türk sporculara neler önerirsiniz?
- “Başarının yolu çok çalışmaktan geçiyor. Ben öyle yaptım. Her sporda başarılı olmak için, “Çok çalışmak gerek” demek belki bir klişe olarak algılanabilir. Ama ben hayatımda en çok bunun faydasını gördüm. Genç yaştan, profesyonelliğe, hatta daha sonrasında da çok çalışmak lazım. Fiziksel ve mental olarak zirveye çıkmanın yolu bu. Sadece yetenek yeterli değil. Küçük yaşlarda bu spora ilgi duyan çocukların kendilerini geliştirebilmeleri için neye ihtiyaç duyduklarının belirlenmesi önemli. Bu sporcu hem iş hem de eğlence amaçlı yapmak çok önemli. Ben hobimi, işim ve hayatım hâline getirmem sayesinde 15-20 yıldır her günün sonunda hayalimi yaşıyor gibiyim.”

Normal ismimi seviyorum

- Çok sayıda lakabınız var. Fedex, Majesteleri, Uzaydan Gelen gibi... Hangisi favoriniz?
- “Normal ismimi seviyorum biliyor musunuz (Gülüyor). Gazetelerin ve insanların sürekli bazı şeyleri daha popüler hâle getirmek için ‘en çılgın’, ‘en özel’, ‘en farklı’ dediğini görüyorum. Bence bu komik. Çünkü başlangıçta sadece tek gerçek isim var. Bu gidiyor ve yerine başka bir şey geliyor! “İsviçre’den Roger Federer” en iyisi...

Çocuklarla buluştu

Roger Federer, Türkiye’nin 81 ilinden gelen çocuk tenisçilerle buluştu. Türkiye Tenis Federasyonu tarafından gerçekleştirilen organizasyonda ünlü raket, yaklaşık 30 minik tenisçiyle antrenman yaptı. Oldukça neşeli gözüken ve çocuklarla şakalaşan Federer, yaklaşık yarım saat minik tenisçilerle yakından ilgilendi. Çocukların ellerindeki büyük tenis toplarını imzalayan ve fotoğraf çektiren İsviçreli sporcu, daha sonra tüm tribünleri selamlayarak korttan ayrıldı.

Görücüye çıkıyor

TEB BNP Paribas’da herkesin merakla beklediği Federer ilk maçına bugün çıkacak. İsviçreli raket, ikinci tur mücadelesinde 19.30’da Finlandiyalı Jarjkko Nieminen ile karşı karşıya gelecek.