'Asya bana cesaret verdi'

‘Kanıt: Ateş Üstünde’ ilk diziniz. Nasıl bir deneyim oldu sizin için?

İlk işim olmasının çok büyük heyecanı var. Setin ilk günü çok heyecanlıydım. Çok emek verdim, sabrettim, karşılığını da aldığımı düşünüyorum. Şu an çok keyifliyim.

Set ortamı nasıl?

O konuda çok şanslıyım. Herkesin enerjisi çok güzel. Ağır hikayelerimiz var ama kamera arkası çok eğlenceli ve keyifli geçiyor.

İşletme mezunusunuz. Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?

Çocukken hep sahnedeydim. İşletme bölümünü isteyerek seçtim ama sonra ‘Ben ne yapıyorum? İstediğim bu değil’ dedim. Yani aslında oyunculuk hep içimde vardı, bir süre üzerini örttüm.

Üniversite son sınıfta Antalya Büyükşehir Tiyatrosu’nun konservatuvarına girdim. O dönem iki tiyatro oyununda rol aldım. Üniversite biter bitmez hedefim, İstanbul’a gelmekti. Geldim ve Akademi 35 Buçuk’ta eğitim aldım. Sonra reklamlar geldi, şimdi de bu dizideyim.

Menajerim proje için sunumumu yapmış. Deneme çekimine girdim ve ekibe katıldım. Tabii bu süreçler şans ve sabır işi. Şans yanınızdaysa, doğru zamanda ve doğru yerdeyseniz güzel şeyler oluyor.

Canlandırdığınız Asya’nın size benzeyen yanları var mı?

Beni tanıyan herkes çok farklı olduğumuzu söylüyor. Büyüme şekillerimiz çok farklı. O daha ciddi, duvarları olan ve insanlara karşı mesafeli bir kız. Benim sıcakkanlı olduğumu söylerler. Asya, çok nadir anlarda güler, duygularını pek belli etmez. Ben öyle değilim, ne hissediyorsam o şekilde davranırım. O yüzden tavır ve tarz olarak çok farklıyız.

Bu karakterle kendinizde neleri keşfettiniz?

Normalde adrenalin çok bana göre değil. Ama proje başladıktan sonra bu konuda cesaretli oldum. Adrenalin içerikli sporlara yönelebilirim. Mesela Kurban Bayramı’nda mesela yamaç paraşütü yapmak istiyorum. Aslında Başak’ın yapmayacağı bir şey çünkü daha kontrollü bir yapım vardır. Tehlikelerden uzak dururum. Ama Asya’yla birlikte bana cesaret geldi. Kendi içimde hiç bilmediğim yanları keşfettim.

Spora başladım. ‘Asya ne yapar? Nasıl oturur, nasıl yürür?’ bunları düşündüm. Sonuçta daha çok erkek ağırlıklı bir mesleğin içinde. Amerika’da eğitim almış, şu an komiser. Bu rolle birlikte hayatımda ilk kez silah tuttum. Bize yardımcı olan bir danışmanımız vardı, onun dışında internetten videolar izledim.

Siz polis olmak ister miydiniz?

Hiç öyle bir hayalim olmadı. Ortaokulda dans etmeyi çok severdim. Okulun jimnastik takımındaydım. Latin dansları yaptım, gitar çaldım. Polislik değil, hep sanatla ilgili şeyler vardı aklımda.

‘Kanıt’ izlediğiniz bir dizi miydi?

Projeye seçilme sürecinden sonra baktım. Ama şimdi yaptığımız işte farklılık var, biz karakterlerin kişisel hikayelerini de anlatıyoruz. Asya’nın geçmişini de görüyoruz mesela. Sadece olayları çözmüyor, iç dünyası da veriliyor.

Asya, dizinin öne çıkan karakterlerinden biri oldu. Size gelen tepkiler nasıl?

İşimi içten ve samimi duygularla yapıyorum. Bunun görülmesi mutlu ediyor. Kendi adıma mücadele ettiğim şeyin karşılığını almak gurur verici. Ailem de her zaman destekledi. Onların gözünde o gururu görmek bambaşka bir his.

Canlandırmak istediğiniz özel bir rol var mı?

Eğitim sürecinde bir katili oynamıştım, çok gizemli bir kadındı. Tehlikeli mi, masum mu? O çelişki hoşuma gitmişti, keyif aldığım bir roldü. Onun dışında çok masum bir karakteri de oynamak isterim. Uçları oynamayı çok isterim.

Oyunculuktaki hayalleriniz neler?

Zamanla hayatıma farklı karakterler girecek, bu çok heyecanlandırıyor. Bu kendimi de keşfediş süreci olacak. Farklı karakterlerle kendimde farklı şeyleri keşfedeceğim. Belki hayal edemeyeceğim bir rol oynayacağım ve benim için dönüm noktası olacak. Geleceği tahmin etmek heyecanlı bir bekleyiş.