Gündem ‘Bahar geldi diye tedavinizi aksatmayın’

‘Bahar geldi diye tedavinizi aksatmayın’

14.04.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kalp hastaları ve kalp hastalığına yakalanma riski yüksek olanların bahar aylarını bir fırsata çevirerek daha fazla egzersiz yapmaları ve mevsim gıdalarıyla sağlıklı beslenmeleri tavsiye ediliyor

‘Bahar geldi diye tedavinizi aksatmayın’

Doğanın yeşermeye başladığı ve insanların yürüme ve egzersiz isteğinin arttığı bahar aylarının kalp hastalığından korunmak için avantaj sağlıyor. Ancak daha çok yürüyüş yapmak veya beslenmeye dikkat etmek demek ilaçları veya tedaviyi bırakmak anlamına gelmiyor. Şişli Florence Nightingale Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Sabri Demircan, özellikle kolesterol yüksekliği, şeker ve tansiyon hastalığı nedeniyle tedavi altında olup, kalp hastalığı riski yüksek kişiler veya kalp hastalığına yakalanan kişilerin tedavilerini aksatmamaları tavsiyesinde bulundu.
Tüm dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan kalp ve damar hastalıklarına dikkat çekmek için her yıl 12-18 Nisan arasında gerçekleştirilen “Kalp Sağlığı Haftası”nda Milliyet’e değerledirmelerde bulunan Prof. Dr. Demircan, kalp damar hastalığının (damar sertliği) gelişmesi ve ilerlemesinde etkisi kanıtlanmış bazı risk faktörlerinin bulunduğunu belirtti. Demircan bunları şöyle sıraladı:
“Kan basıncı yüksek, kan kolesterol düzeyi yüksek, şeker hastalığı olan, sigara içen, ailede erken yaşlarda kalp damar hastalığı olan ve belli yaşın üzerindeki kişiler (erkeklerde 40 yaş üstü, kadınlarda 55 yaş üstü veya menopoz sonrası) kalp hastalığına adaydırlar. Eğer kişide bu sayılan faktörlerin sayısı fazla ise kalp hastalığı riski katlanarak artmaktadır. Bu klasik risk faktörlerinin yanında, fazla efor yapmayan, şişman, beslenme alışkanlığı karbonhidrat ve kırmızı et gibi besinlere odaklı kişilerde hem kalp hastalığı hem de hastalığa bağlı kalp krizi ve felç gibi olumsuz olaylar daha fazla görülür.”
Yürüyüş tedavi edici
Prof. Demircan, bahar aylarının kalp hastalığından korunmak için nasıl avantaja dönüştürülebileceğini ise şöyle anlattı:
“Haftada en az 5-6 gün yarım saat, 45 dakikalık yürüyüşün kalp hastalığı, tansiyon yükselmesi ve kolesterol yüksekliği gibi sorunlarda hem tedavi edici hem de tedaviye yardımcı rolü tartışmasızdır. Bahar döneminde ve güzel havalarda insanların yürüme ve egzersiz konusundaki uyumu ve yapma isteği artacağından, baharın gelmesi kalp hastalığından korunmada bir avantajdır. Bahar döneminin diğer bir avantajı, beslenme alışkanlıklarındaki değişikliklerdir. Özellikle taze olması sebebiyle insanlar sera ürünleri yerine bahar dönemine özgü sebze ve meyveleri tüketmek isteyebilirler.
Hatta yaklaşan yaz nedeniyle kilo vermek amacıyla uygun beslenme koşullarında daha çok dikkat edebilirler. Bu durum kalp hastalığı için bir avantaj kabul edilebilir. Diğer taraftan, güzel havalarda piknik alışkanlığı olan kişilerin, mangal vs. yaparken kırmızı et gibi ürünleri aşırı tüketmeleri bahar avantajlarını tersine döndürebilir. Kalp hastalığı ve yeni olayların oluşmasında ruh halinin önemi büyüktür.
Havaların daha iyi olması, kapalı iş ve ev ortamından çıkıp özellikle yeşil alanlarda ve açık havalarda vakit geçirmek insanların ruh halinde olumlu etkiler yapacaktır. Bu özellikle, ani kalp olayları ve emosyonel kan basıncı yükselmeleri gibi direkt olarak hastaların ruh halinden tetiklenen olayları azaltmada bir avantaj oluşturabilir. Baharın gelmesi ile daha çok yürüyüş yapmak veya beslenmeye dikkat etmek demek ilaçları veya tedaviyi bırakmak anlamına gelmemelidir. Özellikle kolesterol yüksekliği, şeker ve tansiyon hastalığı nedeniyle tedavi altında olup, kalp hastalığı riski yüksek kişiler veya kalp hastalığına yakalanmış kişiler bahar döneminin bu avantajlı kısımlarından yararlanırken tedavilerini aksatmamalıdır.”

Haberin Devamı

Ne yiyelim ne yemeyelim?

Kalp hastalığı ve sonuçlarıyla ilişkili birçok faktörün beslenme alışkanlıklarıyla ilgili olduğunu vurgulayan Demircan, “Yumurta ve tereyağı içeren hamur ürünleri gibi karbonhidrat ağırlıklı beslenme, hazır yemekler, tuz ve margarin içeriği yoğun kuruyemiş, cips gibi ürünler, yoğun miktarda ve yağlı kırmızı et tüketimi, kremalı ve yağlı tüm tatlılar kalp hastalığından korunmada kaçınılması gereken beslenme şekilleridir” diye konuştu. Demircan, uygun beslenme şekillerini ise şöyle sıraladı: “Tahıl ve kepek ekmekleri, yumurta akı, yağsız süt ürünleri, sebze çorbaları, balık ve tavuk eti, tüm taze ve dondurulmuş sebze ve meyveler, kuru baklagillerden oluşan beslenmedir.”