Ekonomi ‘Biz de istemiyoruz’

‘Biz de istemiyoruz’

23.06.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Başbakan Binali Yıldırım’ın yüksek faizde bankalara yönelik “müdahale öncesi son uyarı” niteliğindeki çıkışını değerlendiren bankacılar, yabancı para girişi ve güvene işaret etti

‘Biz de istemiyoruz’

Başbakan Binali Yıldırım’ın önceki gün İSO toplantısında sanayicilerle buluşmasında “Tren kalkıyor... Hareketten önce son çağrıyı yapıyorum. Ya makul bir faiz oranını benimsersiniz ya da biz tedbirini alırız” şeklindeki çıkışını değerlendiren bankacılar, yüksek faizden Türkiye’de her kesimin zarar gördüğünü, kendilerinin de yüksek faiz ortamından memnun olmadığını belirtti. Sektörü temsil eden üst düzey yöneticiler, bankaların da yüksek faiz oranlarından zarar gördüğünü, ikinci yarıda çıkacak olan karlılık rakamlarında da bunun net olarak görüleceğini ifade etti.

Haberin Devamı

‘Kaynaklar sınırlı’

Başbakan Binali Yıldırım’ın “Faizler düşmeli’ yönündeki isteğine önemli oranda katılan bankacılık sektörü temsilcileri, Türk ekonomisinde son dönem yaşanan olumlu gelişmelerin faiz düşüşünü destekleyici yönde olduğunu ifade ederek, faizlerin düşmesi için temel üç kriterin sağlanmasının gerekli olduğu, görüşünde birleşti.

Faiz oranlarında düşüş trendinin başlaması için Türkiye’ye yeniden yabancı para girişinin sağlanması, dövize olan talebin durdurulması ve Türk Lirası’na (TL) güvenin kazanılması gerektiğini belirten bankacılar, bankaların elinde kredi olarak kullandıracakları kaynağın sınırlı hale geldiğini söylediler.

Konuyla ilgili görüş bildiren özel bir bankanın CEO’su “Faiz oranlarının yukarı çıkmasından bütün bankalar zarar görüyor. Bilinenin aksine bankalar faiz düşerse kazanır” dedi.

Haberin Devamı

‘Maliyet’ vurgusu önemli

“Geçmişte de bugün de bankalar yüksek faizden zarar görmüştür. Bankalar faiz düşürse kazanıyor” diyen üst düzey yönetici, şöyle devam etti: “Elimizdeki bütün kaynağı krediye dönüştürdük. Mevduat faizleri yüksek seviyede. Bankaların kaynak elde etme imkanları kısıtlanmış bulunuyor. Bankacılık sektörüne kaynak veren kesim bizimle faiz pazarlığı yapıyor. Bunu kurumsal, bireysel her kesim yapıyor. Dışarıdan yeni, taze para girişi sağlanması halinde faizler düşebilir. Bunun ötesinde bankaların yapacağı düşüş düşüşü maliyetleri oranında kısıtlı kalır.”

‘Döviz korkusu var’

Yabancı sermayenin net bir şekilde teşvik edilmesi gerektiğini belirten bir diğer CEO, faiz düşüşünde doğru adresin bankalar değil, Maliye Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Hazine ve Merkez Bankası olduğunu söyledi.

Vatandaşların TL’ye güven duymasının ve dolara karşı 3.50 seviyelerinde kalacağına kanaat getirilmesinin önemli olduğunu belirten bankacı bu korku duvarının aşılmaması nedeniyle döviz talebinin devam ettiğini ve döviz mevduatlarında faizin yüksek olduğuna dikkat çekti. Bankacı, “Herkes dövizden korkuyor. Türkiye’ye her yıl en az 10 milyar dolar döviz girişi sağlanırsa bu korku yenilir. Türk Lirası’na olan güven artar” dedi.

Haberin Devamı

‘İkinci yarıda faizler düşer’

Faizlerin düşmesi gerektiği fikrine katıldığını belirten Odeabank Genel Müdürü Hüseyin Özkaya, enflasyonun düşüş göstermesi ve yabancı sermaye girişinin teşvik edilmesi halinde faiz düşüşünün ikinci yarıda kademeli olarak gerçekleşebileceğini söyledi.

Düşüşün serbest piyasa koşulları içinde mümkün olduğunu ifade eden Özkaya, “Enflasyonda az da olsa olumlu gelişme var. Düşüş gösteriyor. Bütçe açığı azaldı. Vergi gelirleri tahsilatında yüzde 10’nun üstünde artış var. Dolayısıyla Hazine’nin borçlanması gerekmiyor. Ekonomik büyümede artış var. Bu çok önemli bir gelişme. Geçen yıla göre ihracatta artış, ithalatta düşüş görülüyor. Ekonomik denge ve güven sağlandığı takdirde faizlerde düşüş gerçekleşebilir” dedi.

“Bankalar da yüksek faizden kaybediyor. Yüksek faizlerin hiç kimseye faydası yok” diyen Özkaya, faiz düşüşüne desteğini şöyle ifade etti: “Mevduat faizleri artıyor. Biz bunu verdiğimiz kredi maliyetlerine yansıtamıyoruz. Verdiğimiz krediler iki yıl, 5 yıl, 10 yıllık vadeli krediler. Faizin düşmesi için TL ve döviz mevduatın faizlerinin düşmesi lazım. Bu da ancak ülkeye yeniden yabancı para girişinin sağlanmasıyla mümkün olur.”

Haberin Devamı