Gündem ‘Bizi bunlara bırakma Paşam’

‘Bizi bunlara bırakma Paşam’

29.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Prof. Dr. Celal Şengör 17 Ağustos depreminden sonra TSK’daki generallerle yaşadığı anılarını “Deprem konusunda en büyük hassasiyeti TSK gösterdi. Marmara’da deprem modellemelerinin ortaya çıkmasındaki gizli kahramanlar askerlerdir” sözleriyle anlatıyor.

‘Bizi bunlara bırakma Paşam’

İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Celal Şengör, 17 Ağustos felaketinden bugüne kadar olan süreçte hem Hava Harp Okulu, hem de TSK’daki generallerle yaşadığı bilinmeyen anılarını Milliyet’e anlattı. İstanbul’u da etkileyecek olası büyük depremin 7.6 büyüklüğünde olabileceğine dikkat çeken Şengör, Tuzla, Yeşilköy, Bakırköy, Kartal gibi sahil ilçelerinde, depremin 9 büyüklüğünde hissedileceğini öne sürdü. Olası büyük depremde İstanbul’da 100 bin kişinin yaşamını yitireceğine dikkat çeken Şengör, “Deprem konusunda en büyük hassasiyeti gösteren kurum TSK oldu. Marmara deniz tabanı ve tsunami modellemelerinin ortaya çıkmasındaki gizli kahramanlar askerlerdir” dedi.

Haberin Devamı

‘Başı elleri arasında’

Şengör, 17 Ağustos’tan bugüne hem Hava Harp Okulu, hem de TSK’daki generallerle yaşadığı bilinmeyen anılarını şöyle anlattı:

“İmralı etrafındaki deniz tabanının fay haritası çok önemliydi. Çalışmalarımız sona erdiğinde, Karaköy’de karaya çıktık. Dönemin Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Bilgin Balanlı beni aradı. ‘Celal hemen karargaha gelir misin’ deyince; Fransız deprem bilimci Prof. Le Pichon’la birlikte apar topar Yeşilköy’e gittik. Fay haritası ve yaptığımız çalışmaları Balanlı’nın masasının üzerine yaydık. Balanlı, haritayı baktıktan sonra başını iki elinin arasına alarak ‘Şimdi ne yapacağız’ dedi. Haritada İzmit Körfezi’nden başlayan fay tek parça halinde Tekirdağ açıklarına kadar uzanıyordu. ‘Kırılma tek parça olursa 7.6 olur’ deyince Balanlı General derin düşüncelere dalmıştı. Kendisini toparladıktan sonra ‘Durumu üstlerime bildireceğim’ dedi.”

Haberin Devamı

‘Bebelerim burada’

Dönemin Hava Harp Okulu Komutanı Şevket Dingiloğlu’nun deprem semineri davetini de anlatan Şengör, “Mustafa Erdik ve Sinan Özeren ile birlikte seminer verdik. Sinan, tsunami riskini anlattı. Seminer bitiminde komutan, Sinan’dan tsunami riskini bir kez daha anlatmasını istedi. Sinan söze, ‘Silivri-Tuzla arasında’ diye başladığında, Dingiloğlu Paşa, ‘Yeşilköy’e ne olacak, benim bebelerim burada’ dedi. Sinan da bu kez ‘Tsunami modelleri Pasifik Okyanusu’ndaki ihtimal hesaplarına göre yapıldı. Marmara için modelleme yapmak lazım’ deyince, Dingiloğlu ‘Yap o zaman’ dedi. Sinan Özeren ve Nazmi Postacıoğlu, muhteşem bir tsunami modellemesi ürettiler. Hava Kuvvetleri Komutanlığı sayesinde Marmara’nın en detaylı tsunami modellemesi yapıldı” ifadelerini kullandı.

‘Bizi bunlara bırakma Paşam’

‘Başbuğ’un sabrına hayran olmuştum’

İlker Başbuğ’un 1. Ordu Komutanlığı dönemindeki bir seminerden de bahseden Şengör, sözlerine şöyle devam etti: “Karargahta bir seminer olmuştu. Askerler, olası büyük depremde ne yapacaklarını, yardım çalışmalarını nasıl yürüteceklerini aktardılar. İletişim hatlarında kesintiler olsa bile 1. Ordu’nun kendi içerisindeki haberleşme sisteminin aksamayacağını, gerekli hallerde diğer kurumların da bu iletişim hattından yararlanabileceği anlatıldı. İlker Başbuğ seminerde ‘Sivillere tek sorum olacak, büyüklük nedir, merkez üs nedir. Bu sorunun cevabını merak ediyorum’ diye sordu. Sivillerin birçoğu saçma sapan cevaplar verdiler. O dönem Rasathane Müdürü olan Gülay Barbarosoğlu ise ‘Tüm veriler bizde toplanır’ deyince, Haluk Eyidoğan ‘Bayındırlık Bakanlığı’nın verileri size gelmiyor’ dedi. Barbarosoğlu ‘Telefonla alırız’ cevabını verince neye uğradığımı şaşırdım. İki dakika önce askerler iletişim ağları çökecek demişti. Başbuğ’un sabrına hayran olmuştum. Seminer bitimi ‘Deprem olunca bizi bunların eline bırakma Paşam’ dedim.”

Yazarlar