Gündem ‘Direnme kanlı olmamalıdır’

‘Direnme kanlı olmamalıdır’

20.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

6 yıl sonra ilk kez çıktığı TRT’de konuşan Kılıçdaroğlu, “Tankın üzerine çıkılmalı, protesto edilmeli, engellenmeli hiçbir şey yok ama cinayet işlenmemeli. Bu, vatandaşın gösterdiği direnme hakkına gölge düşüren bir olaydır” dedi

‘Direnme kanlı olmamalıdır’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TRT Genel Müdürü Şenol Göka’ya geçmiş olsun ziyaretinde bulundu, stüdyoları gezdi. Haziran 2012’den bu yana ilk kez TRT’de canlı yayına çıkan Kılıçdaroğlu, özetle şunları kaydetti:

Haberin Devamı

MİLLETİ BOMBALIYORUM DEMEKTİR: Bugüne kadar hiçbir zaman TBMM bombalanmamıştır. Meclis Milli iradenin tecelligahı dediğimiz mekandır. Her siyasi partiden insan var orada ve bu insanların tamamı da milletin oylarıyla seçilip oraya geldiler. Sizin orayı bombalamanız demek bir anlamda ‘ben milleti bombalıyorum’ demektir.

BURASI KABİLE DEVLETİ DEĞİL: Biz hangi çağda yaşıyoruz. 21. yüzyılda, AB’ye üye olmak için bekliyoruz. NATO’nun üyesiyiz. Burası bir aşiret, bir kabile devleti değil, bir Latin Amerika ülkesi değil. Sabah eline silah alanın ertesi gün darbe yaptığı bir ülke değil. Her silah alan gelip darbe yapmaya kalkarsa bu ülkenin ekonomisi de siyaseti de üniversiteleri de bilim yuvaları da hepsi zarar görür. Böyle bir olay olmasaydı TRT bize bu imkanı sağlayacak mıydı? Endişem var. Bu darbenin önlenmesinde, halkın direnme hakkının kullanmasında en büyük rol medyanındır, medya özgürce direndi.

Haberin Devamı

GÜÇLÜ ORTAK PAYDA: Türkiye yeni bir noktaya geldi. Güçlü bir ortak paydamız var artık. Bu ortak paydanın adı demokrasi. Demokrasiyi kurumsallaştırmak, derinleştirmek lazım. Medya özgürlüğü ile taçlandırmak lazım...

ENDİŞELERİMİZ ÇOK ESKİ: O yapıyla ilgili endişelerimiz çok eski. Yargıtay’ın, HSYK’nın yapısının değiştirilip, oraya ağırlıklı olarak cemaatçilerin atanmasından son derece rahatsızdık. Silivri’deki duruşmaları eleştirdik. Hakkımda fezleke düzenlendi bir sürü.

CİNAYET İŞLENMEMELİ: Er veya erat komutanın talimatına uymak zorundadır. Yol kesmek için görev verilen askeri linç edip öldürüyorsunuz, bu olmaz. Bu, sizi darbecilerle aynı kefeye koyar, bunlar da yargının önüne çıkmalı. Bunların günahı yok ki, bunlar analarının kuzuları. Tankın üzerine çıkılmalı, protesto edilmeli, engellenmeli hiçbir şey yok ama cinayet işlenmemeli. Bu, vatandaşın gösterdiği direnme hakkına gölge düşüren bir olaydır. Direnme kanlı olmamalıdır, tam tersine insanlar demokratik yollardan direnmeli. Başbakan da hak verdi ve bu olayın soruşturulması gerektiğini söyledi. Ordu içindeki bir cuntacı grubun, ordunun araçlarını, askerleri kullanarak parlamenter demokratik sisteme bir darbe girişiminde bulunduğu gerçek. Yarayı, ordunun kendi içinde, orduyu fazla yıpratmadan sarmalı.

Haberin Devamı

CUNTACILAR KAYBETTİ: Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: “Bütün teşkilatların hedef tahtasına konulması yerine, çürük yumurtaların ayıklanması gerekir. Bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Biz, her şartta, koşulda ve ortamda demokrasiyi savunuruz, savunmak zorundayız. Zaten görevimiz. Çünkü darbelerden en büyük zararı şu ana kadar çeken hep CHP olmuştur. Darbenin nesini savunacaksınız? En ağır travmalar darbe sonrasında yaşanan travmalardır. Gencecik çocuklar, siyasetçiler, başbakanlar idam sehpasına gönderildi. Toplum artık bunu aşabilmeli, dolayısıyla daha tutarlı, özgüveni olan bir Türkiye yaratmalıyız. Darbe hukukunu değiştirmek zorundayız. Siyasetçinin alkıştan çok eleştiriye ihtiyacı vardır. Fazla alkış, bir süre sonra sizin eleştirilere kulak tıkamanıza neden oluyor. Biz, sanatçı değiliz ki, ağır sorumluluklar üstlenmeyi taahhüt etmiş siyasetçileriz. Anayasa değişikliği konusunda hazırlığımız var. Salt anayasayı değiştirerek demokrasiyi getirmiyoruz, anayasa ile eş zamanlı darbe hukukunun da değişmesi lazım. Bakın darbe konusunda ne oldu? Dört siyasi parti bir araya geldi. Güzel mi? Güzel. Kim kazandı? Demokrasi, ülke, TBMM, siyasi partiler kazandı. Kim kaybetti? Sadece cuntacılar. Hiçbir vatandaşımız provokatörlere asla prim vermemeli.”