Gündem ‘Gözaltı süresi bitti bizi serbest bırakın’

‘Gözaltı süresi bitti bizi serbest bırakın’

27.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

‘Sahur operasyonu’nun ‘yasadışı dinleme’ iddiasıyla ilgili ayağında aralarında Ali Fuat Yılmazer’in de olduğu 12 polis tutuklandı. Gözaltı sürelerinin dolduğunu söyleyen polisler adliye avlusunda oturma eylemi yaptı.

‘Gözaltı süresi bitti bizi serbest bırakın’

‘Yasadışı dinleme’ operasyonunda gözaltına alınan iki eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan ile gözaltına alındıktan sonra kelepçeli ellerini havaya kaldırarak “Haram lokma yemedim” diye bağırmasıyla ön plana çıkan eski İstanbul Bilişim Suçları ve Sistemleri Şube Müdürü Hayati Başdağ’ın da aralarında bulunduğu
12 polis tutuklandı. Yılmazer ve Demirhan’ın ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘resmi belgede sahtecilik ve kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etme’ suçlamalarından tutuklanmalarına karar verildi. ‘Casusluk’ soruşturması kapsamında gözaltına alınıp tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edilen şüpheli polislerden bir bölümü ise 96 saatlik gözaltı sürelerinin üzerinden
14 saat geçmesine rağmen mahkemeye çıkarılmadıklarını ve serbest kalmaları gerektiğini söyleyerek adliyeyi terk etmek istedi. Etrafları polisler tarafından sarılan şüpheli polisler, adliye avlusunda oturma eylemi yaptı.

‘Tescilli İsrail ajanı’
Sahur operasyonu’ olarak anılmaya başlanan polislere yönelik operasyonun “yasadışı dinleme” iddiasıyla ilgili ayağında adliyeye ilk sevk edilen gruptan 8 polis, önceki gün tutuklanmıştı. Yine önceki gün “yasadışı dinleme” iddiasıyla gözaltına alınan aralarında eski İstihbarat Şube müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan’ın bulunduğu 17 şüpheli polis ikinci grup olarak adliyeye sevk edilmişti. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda ilk önce sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, savcılar Okan Özsoy, Gökalp Kökçü, Yusuf Hakkı Doğan ve Cumali Karakütük tarafından sorgulandı. Şüphelilerin savcılık sorgusu önceki gece 02.10’da bitti. Tümü mahkemeye sevk edilen şüphelilerin İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki sorguları ise gece 03.00 sıralarında başladı.
Mahkeme sorgusunun ardından duruşma salonun önünde kararı bekleyen Ali Fuat Yılmazer, yanında bekleyen Terörle Mücadele Şube polislerine ve etraflarında güvenlik koridoru oluşturan Çevik Kuvvet polislerine hitaben bağırarak, “Emniyet tarihinde böyle bir uygulama yok. Teşkilatın içine s.çtınız”, “Vatandaşı kandırabilirsiniz ama giren size girer. Polise giren çıkmaz”, “Hepiniz böyle benim gibi sırada bekleyeceksiniz”, “Ajanlarla bu ülkeye hizmet edebileceğinizi mi sanıyorsunuz”, “Bunlar tescilli İsrail ajanı” diye bağırdı. Ergenekon sanıklarından eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’u tutuklandıktan sonra cezaevine götüren Emniyet Müdürü Gaffur Ataş ise mahkeme sorgusuna götürüldüğü sırada “Biz Allah’a güveniyoruz. Onlar Tayyip’e güveniyor” dedi.

Metris’e gönderildiler
Dün 14.00’te çıkan kararda ise eski İstihbarat Şube müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan ile gözaltına alındığında kelepçeli ellerini havaya kaldırarak “Haram lokma yemedim” diye bağırmasıyla tanınan eski İstanbul Bilişim Suçları ve Sistemleri Şube Müdürü Hayati Başdağ, Hikmet Kopar, Abdülhalim Sönmez, Hasan Hüseyin Danacı, Harun Aydın, Tolga Güzeltaş, Metin Canbay, Ali İhsan Tezcan, Muhammed Ali Iklı ve Muhammed İkbal Kayaduman tutuklandı. Tutuklanan şüpheliler, Metris Cezaevi’ne gönderildi. Tutuklanan şüphelileri taşıyan araç dün saat 14.00 sıralarında Metris Cezaevi’ne giriş yaptı. Tutuklu polislerden biri camdan başını uzatarak “Ben Allah’a tapıyorum, firavuna tapmıyorum” diye bağırdı.

Haberin Devamı

‘Gözaltı süresi bitti bizi serbest bırakın’

Çevik Kuvvet ekipleri, Çağlayan Adliyesi’nden ayrılmalarına izin verilmeyince oturma eylemi yapan polislerin etrafında çember oluşturdu.


‘Yasadışı örgütlenme’
Tutuklama kararında Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan’ın “hiyerarşik yapı içerisinde altlık üstlük ilişkileri kullanarak yasadışı örgütlenme oluşturarak suç işleme amacıyla örgüt kurduğu” belirtildi. Diğer tutuklanan
10 kişinin de “bu yapıya dahil olarak devletin istihbarat faaliyetleri kapsamında görevlerinin sağladığı nüfuz ve güç ile görevlerinin gereklerine aykırı davrandığının” belirtildiği kararda, “Amaçlarına ulaşmak için toplumda tanınan kişileri terör ve organize suç örgütleri ile ilişkilendirerek, gerçek kimliklerini eksik veya yanlış yazarak yargı mensuplarını aldatacak şekilde kararlar alarak kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları amaç dışı kayıt ettikleri belirlendi” denildi. Şüphelilerin dinleme kararlarını almak için sahte evrak düzenledikleri de kararda anlatıldı.
Resmi belgede sahtecilik yapıldığını belirten Sulh Ceza Hakimliği kararında, şüphelilerin kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt ettiği ifade edildi. Mahkeme tutuklanmasına karar verilen şüphelilerin, kaçma şüphesi ile delilleri yok etme ve gizleme, tanık ve mağdurların üzerinde baskı oluşturma şüphesinin olduğunu da kararında belirtti.

‘Babamla gurur duyuyoruz’
Adliye önünde bekleyen polis yakınları, tutuklamalara tepki gösterdi. Hacer Güzeltaş, oğlu Tolga Güzeltaş’ın tutuklandığını öğrenince “Benim yavrumu bıraksınlar” diye bağırdı.
Tutuklanan Ali Fuat Yılmazer’in eşi Mualla, kızları Fatma ve Rabia Yılmazer adliye merdivenlerinde açıklama yaptı.
Yılmazer’in kızı Fatma Yılmazer, “Babamla gurur duyuyoruz. Beklediğimiz bir sonuç oldu. Biz bunun adil bir yargılama olmadığını biliyoruz” diye konuştu.