‘Halkın hayır diyeceğine inancım tam’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “referandumdan önce erken seçim yapılması” gerektiğini, çünkü hiçbir partinin seçim bildirgesinde başkanlık vaadinin olmadığını söyledi. Referandum kampanyasında her kesimi kucaklayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Halkın hayır diyeceğine yüzde 100 inanıyorum” diye konuştu.
Dün bazı gazetecilerle CHP Genel Merkezi’nde bir araya gelen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
ÖNCE SEÇİMLER YAPILSIN: Parlamenter demokratik rejim otoriter başkanlık rejimine dönüştürülmek isteniyor. Bir kişinin arzusuna ve beklentilerine göre rejim değiştirilmek isteniyor. ‘Buna itiraz etmeyin, nasıl olsa halka gideceğiz. Halktan mı korkuyorsunuz’ deniliyor. Halktan kimsenin korktuğu yok. Bu anayasa değişikliğinin gerçekten toplumda yeterince tartışılması ve toplum açısından dayatma olmaması için önce seçimlerin yapılması lazım. Partiler vatandaşın karşısına çıkacak ‘anayasayı şöyle değiştireceğiz’ diyecek. Hiçbir partinin seçim bildirgesinde başkanlık yoktu. Önce seçime gidin diyoruz, onlar seçime gitmiyor, asıl korkan onlar. Gidelim seçime.
HER KESİMİ KUCAKLAYACAĞIZ: Referandum için yapacağımız hazırlık, CHP’nin hazırlığı olmayacak. Demokrasiye, güçlü bir parlamenter sisteme inanan herkesin ortak mücadelesi olacak. Toplumun her kesimini kucaklamaya özen göstereceğiz. Referandum kampanyasında CHP bayrağı da kullanmayacağız, kullanacağımız tek bayrak Türk bayrağıdır. İster muhafazakar, liberal, ülkücü, Atatürkçü olsun kim demokrasiyi savunuyorsa anayasa değişikliğine hayır demelidir.
YÜZDE 100 İNANIYORUM: Referandumda halkın ‘hayır’ diyeceğine yüzde 100 inanan birisiyim. Ortak paydayı yok edersek iç çatışmalara, kavgalara zemin hazırlamış oluruz. Bu anayasa değişikliği gayrimeşru bir değişikliktir. 20 Temmuz darbe anayasası değişikliğidir. Bu anayasa değişikliği topluma huzur getirmez.
AKP DEVLETİYLE MÜCADELE EDECEĞİZ: Referanduma ilişkin kaygılarım var. Valisi, paşası, emniyet müdürü, tapu müdürüyle hep beraber evet oyu verilmesini savunan bir AKP devletiyle mücadele edeceğiz. Terör olaylarının artması ve Türkiye’nin acı bir gündemle yüz yüze gelmesi... 1 Kasım seçimlerinde yaratılan tablonun bir benzerinin yaratılması... İki temel kaygı alanımız...

Görevimi yaptım

Sayın Bahçeli’ye bu değişikliğin Türkiye için ne tür felaketler getireceğini anlatmam gerekiyordu. İleride kimse bana şu soruyu sormamalıydı: Niye zamanında gidip söylemedin, söyleseydin arkadaş. Ben o görevimi yaptım... İlk dört maddeden AKP’nin rahatsızlık duyduğunu biliyoruz. Bahçeli bu gerçeği bilmesine karşın neden destek veriyor, sorgulanmalı. Hele, ‘Her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım’ diyen bir kişiye, milliyetçiliği bayrak yapan bir siyasal partinin teslim olmasını anlamak mümkün değil. Bu bir bakanlık koltuğu ya da sarayda oda kapma yarışıysa bu doğru değil.

Pavey’i ziyaret etti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda yaşanan gerginlik sırasında yaralanan İstanbul Milletvekili Şafak Pavey’i tedavi gördüğü Başkent Hastanesi’nde ziyaret etti, doktorlarından bilgi aldı. Pavey, “Hayatımda hiçbir canlıya en küçük bir fiske vurmadım, vurmayacağım. Savunma amaçlı olarak bile nasıl vurulacağını bilmem... Karşımızdakilerle aramızdaki fark bu kadar basittir. İnsanı dehşete düşüren bir nefretle, aynı görüşte olmadıklarına, fiziki güç kullananlara uluslararası sözlükte milletvekili değil haydut deniyor. AKP saldırıya kavga deyince, saldırı kavga olmaz. Gerçeği değiştirdiğinizde gerçek kaybolmaz” dedi. l ANKARA Milliyet

‘Hani koalisyon dönemi bitecekti?’

Ak Partililerin sabah söylediğini öğleden sonra yalanladıklarını iddia eden Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: ‘Anayasa değişikliğini yapıyoruz, koalisyon dönemi bitsin’ diyorlardı. Şu an anayasa değişikliğinde bir koalisyon var zaten. Bir de bakanlık teklif ediyor. Hani koalisyon dönemi bitecekti. Binali Bey’in söylemlerinin kıymet-i harbiyesi yok. Referandumda hayır çıkarsa gündemimizden kalkar. Erdoğan rahat uyur mu onu bilmiyorum. 7 Haziran gibi bir tablodan duyulan büyük endişe anayasa değişikliğinin hızlandırılmasına yol açmıştır. Paketin sarayda hazırlandığını biliyoruz.
KİŞİLİK ZAFİYETİ: Bakanlık ya da Meclis Başkanlığı yapmış kişilerin FETÖ’yle bir şekilde geçmişte ilişkileri olmuş kişilerin oyunu açık kullanmaları kişilik zafiyetini gösteriyor. Acı olan uzun yıllardır parlamentoda görev yapan insanların bu duruma düşmeleri. Kapalı kapılar ardında ‘bu felakete götürür’ diye nutuk atanlar tıpış tıpış gidip kontrollü bir şekilde evet diyorlar. Bu parlamentoda ne işiniz var?
HİTLER’İN YARGI SİSTEMİ: Anayasa Mahkemesi’nin bazı üyeleriyle özel görüşmeler yapıyorlar demek ki. Hiçbir iktidar yetkilisi Anayasa Mahkemesi adına konuşmamalı. Anayasa Mahkemesi’ne başvurumuzdan sonuç alacağımızı düşünüyoruz. Torba anayasa olmaz. Anayasa Mahkemesi oluyor diyorsa anayasayı önce o ihlal ediyor demektir. Hitler’in yargı sistemi 21. yüzyılın Türkiyesi’ne gelmişse onu da kısa süre içinde görmüş olacağız. Yakın bir geleceğin karanlık olduğunu onlar da görmeye başladılar. Türkiye’yi nasıl bir felaketin içine sürüklediğini görmeye başladı. Halkın arasına giremeyen, yediği yemeği 50 kişiye kontrol ettiren, terörü azdıran, dolar hesabı bulunan kişiyi terörist ilan eden bir Cumhurbaşkanı var.