'Hep kalbimin sesini dinledim'

Şarkılarıyla milyonların sevgisini kazanan Nilüfer, mesafeli duruşunun aksine çok naif ve duygusal biri. Müziği seçtiği için her zaman şükrettiğini söyleyen sanatçıyla, sahnedeki 45 yılını, kızı Ayşe Nazlı’yla ilişkisini ve müzik sektörünün bugünkü durumunu konuştuk.

- Sahnede geçen 45 yılınızı nasıl özetlersiniz?

Öyle hızlı geçmiş ki 45 yıl... Çok şey yaşadım; mutlu oldum, üzüldüm. Ama mutlu günlerim daha fazla. Her zaman müziği seçtiğim ve şarkı söylediğim için mutlu oldum. Allah’a her zaman şükrediyorum. Çok özenirdim rahmetli Müzeyyen Senar’a. Kaç yaşına kadar sahneye çıktı... Tabii tek tük sahne alıyordu ama öyle olabilmek isterim.

- 8 Temmuz’da Tuzla Marina Arena’da sahne alacaksınız... Sürprizler olacak mı?

Gelenlere Nilüfer kitapçığı hediye etmek istiyorum. Fotoğraflarım ve biyografimden oluşan, yazacağım birkaç satırla başlayan bir anı olacak.

- “Üzüldüğüm günler de oldu” dediniz. Sektörde ayakta kalabilmek kolay olmasa gerek...

Şu an sektör kötü dönemini yaşıyor. 80’li-90’lı yıllarda bir albüm yaptığımız zaman, plakçılar büyük bütçe ayırırdı. Satışlar çok yüksekti. Kendi şarkısını yapan, üreten yorumcular arttı ama müzik sektörünü pek parlak görmüyorum. Yeni jenerasyon geldi, farklı bir müzik anlayışı, sound ve sözlerle büyüyen bir nesil... Ama biz çok güzel şarkılar söyledik. Kolay beğenmiyorum artık, dinlemiyorum da... Eskiden bir arkadaşımın albümü çıktığı zaman alırdım, artık almıyorum. Bu nereye gider bilmiyorum. Her yerde bir yozlaşma, kirlenme var.

- Kendinizi hep geri planda tuttunuz...

Psikolojimi ve imajımı korumak açısından. Öteki türlü çok yıpranıyor insan.

- Mesafeli duruşunuzun arkasında çok naif bir kadın var sanırım...

Öyleyim. Bunca yıl kalbimin sesini dinleyerek hareket ettim. Mutlaka yanlış yapmışımdır ama çok hata yaptığımı düşünmüyorum. Doğru adımlar attım. Onun için bana inanan, saygı duyan bir kitlem var. Ne kadar şanslıyım, evde kendi başına şarkı söyleyen bir kızken, sevdiğim işi yapabildim.

- Sektörden dostunuz var mı?

Görüştüğüm birkaç kişi var. Şehrazat’la her gün konuşuyoruz. Sezen’le (Aksu) ve Nükhet’le (Duru) görüşüyoruz. Ajda’yla (Pekkan) görüşemesek de sevgim saygım belli. Kayahan’la çok yakın dosttuk. Son birkaç sene kötü oldu ama…

- Kırgınlıklarınız, küslükleriniz var mı?

Kimseye karşı küskünlüğüm yok. Kinci biri değilim. Varsa da havaya yolladım, gitti.

- Hastalık süreci hayata bakışınızı değiştirdi mi?

Çok. Rahatlattı beni... Biraz geniş oldum. O mükemmeliyetçi tavrım devam ediyor, kendimi yıpratıyorum, sonra durduruyorum. Kolay sinirlenmemeye çalışıyorum.

- Korkularınız var mı?

Hasta olmaktan ve ölümden korkarım. Uzun süre kızımın yanında olmak isterim. Onun evliliğini ve torunumu görmek istiyorum.

‘Artık albüm yapmak istemiyorum’

- ‘Yeniden Yeni Yine’ albümünüz beklediğiniz ilgiyi gördü mü?

Çok sevdiğim şarkıları ‘Ben de bir yorumlayayım’ dedim. Bilinen parçalar olduğu için, yeni şarkılardan oluşan bir albüm kadar tantana yapması mümkün değil ama dinleyicim satın aldı, güzel oldu.

- “Eylülde single çıkaracağım” demişsiniz. Nasıl bir şarkı geliyor?

1-2 parça var, onlara demo yapılacak. Şarkıları demo yapıp kendi sesimden duymak istiyorum. Tek şarkılık bir single olacak galiba. Artık albüm yapmak istemiyorum.

‘Hem anne-kız hem de arkadaşız’

- Hayatınızın bu dönemini nasıl anlatırsınız?

Hayatımında en önemli şeylerden biri kızım tabii ki. Önümüzdeki sene lise mezuniyeti var ve sonra üniversite hayatı başlayacak. Heyecanlı bir süreç...

- Hangi bölümü istiyor?

Psikolojiyi tercih ediyor ama başka bir şey de olabilir. Belki halkla ilişkiler... İleride kendi başına hayatını kurabilsin, devam ettirebilsin, para kazanabilsin ve sevdiği bir iş olsun istiyorum.

- Müziğe karşı ilgisi var mı?

Dinleyici olarak.

- Ayşe Nazlı’yla birlikte neler yapmaktan hoşlanırsınız?

Çok güzel zaman geçiririz. Tatile, sinemaya gideriz ve sohbet ederiz. Yeri geldiğinde arkadaş gibiyiz, yeri geldiğinde anne-kız. O sınırı çok kaldırmamak gerekiyor.