Gündem ‘Hüzünlü şarkılar gibi güzel’

‘Hüzünlü şarkılar gibi güzel’

25.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cemal Süreya’nın ‘Fotoğraf’ adlı şiirindeki gibiler: “Güzel anılar gibi hüzünlü/ Hüzünlü şarkılar gibi güzel” Oysa hüzünlerini dağıtmak ‘çocuk oyuncağı’... Üsküdar Belediyesi ve TOGEMDER’in işbirliğiyle Şanlıurfa’ya götürülen 7 tır dolusu 40 bin oyuncak, Suriyeli çocuklara 23 Nisan hediyesi oldu...

‘Hüzünlü şarkılar gibi güzel’

Dışarıda yalandan bir bahar. Görünüp bir anda kayboluveren güneş. Nisan’ın 23’ünde hava keskin bir bıçak gibi. Şanlıurfa’nın Eyyubi ilçesine bağlı Yenice Mahallesi’ndeyiz. Taşlı topraklı bir yolda araba güçlükle ilerliyor. Kaba inşaatı bitmiş iki katlı bir evden içeri giriyoruz. Henüz pencereleri, kapıları takılmamış. Tam sekiz aile yaşıyor burada, her biri savaştan canını zor kurtarıp gelen Suriyeli sığınmacılar. Kocasını kaybetmiş bir kadın, kumasıyla aynı daireyi paylaşıyor misal. Birinin 7, diğerinin 2 çocuğu var. Açlar ve açıktalar. Pencere boşluğuna gerili bir çarşaftan soğuk sızıyor. Çocuklar, kirden kararmış çıplak ayaklarında lastik tokyolar, oradan oraya koşturuyorlar. Travmalarını atlatamamışlar henüz, gözlerinde tedirginlik. Cemal Süreya’nın “Fotoğraf” adlı şiirindeki gibiler: “Güzel anılar gibi hüzünlü/ Hüzünlü şarkılar gibi güzel” Oysa hüzünlerini dağıtmak ‘çocuk oyuncağı’. Misafirleri “Onları Mutlu Etmek Çocuk Oyuncağı” projesi kapsamında Şanlıurfa’ya 7 tıra yüklenmiş toplam 40 bin oyuncakla gelen Üsküdar Belediyesi’nin Başkanı Hilmi Türkmen, Belediye Başkanı’nın eşi Zühre Türkmen, projenin eş ortağı Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEMDER) Başkanı Saadet Gülbaran ve eşi Hasan Gülbaran, aralarında Demirören Holding Yönetim Kurulu Üyesi Meltem Demirören Oktay’ın da bulunduğu iş dünyasından destekçiler, STK’lar, Şanlıurfa Belediye Başkanı Celalettin Güvenç, Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, Şanlıurfa Valisi’nin eşi Ayşe Küçük, Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler, Şanlıurfa AFAD Başkanı Mahmut Sönmez, TOGEMDER Başkan Yardımcısı Nevin Yakupoğlu, İstanbul Hazar Derneği Başkanı Ayla Kerimoğlu, Türkiye Emekliler Derneği Şube Başkanı Fatma Önerge...
Birden mevsim değişiyor sanki… Misafirlerin oyuncakları dağıtmasıyla birlikte. Ardından kumanya, bisiklet, kandil simidi ve bağış zarfları veriliyor ailelere… Velhasıl evin tüm katlarına bir 23 Nisan sevinci yayılıyor.
Hayırlarımıza vesile oldunuz
Çocuklar mutlu, anneleri öyle; onların yanından ayrılıp Suriyeli Sığınmacılar Bilgi ve Eğitim Merkezi’ne geçiyoruz. İlk konuşmayı TOGEMDER Başkanı Saadet Gülbaran yapıyor:
“23 Nisan’a özel kampanyamızın takdir hakkını çatışmalara tanıklık etmiş, yuvaları yıkılmış, ülkelerinden ayrı yaşamaya mahkum edilmiş savaş mağduru Suriyeli çocuklarımızdan yana kullandık. Her çocuğun güvenli bir yaşam alanından sonra gelen en büyük mutluluk kaynağı oyuncaktır.”
Gülbaran’ın haklılığı az sonra okulun içindeki sınıflarda yapılacak oyuncak dağıtımında da anlaşılacak zaten.
Kampanyanın destekçilerinden Meltem Demirören Oktay, “Hayırlarımıza vesile olduğunuz için bu insanlık dramında, bu çocuk bayramında, bu çocukların üzüntüsünü bir nebze hafifletebildiğiniz için çok teşekkür ederim hepinize” diyor. Sahiden de hafifliyor üzüntüleri; bazen bir oyuncak ne çok şey demek anlıyoruz.
Oyuncağını alan mutlu oluyor
Daha sonra Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen alıyor sözü. “Onları mutlu etmek çocuk oyuncağı sloganı sıradan bir slogan değildir. Aslında çocuklar mutlu olduğunda bütün dünya mutlu olacaktır” diyor.
Protokol konuşmalarının arasında ülkelerinden çok uzakta olan bu çocuklar, memlekete selam gönderircesine, şarkılarını söylüyor: “Şam’ın yasemin çiçeği az sonra açacak”. Bazıları gözyaşlarını tutamıyor. Biz de...
İstanbul’dan gelen bir uçak dolusu kafile, törenin ardından okula girip oyuncak dağıtımına başlıyor. Ne kadar kıymetli olduklarını hissediyor çocuklar. Bütün mesele de onlara böyle hissettirmek değil mi zaten?

Haberin Devamı

‘Hüzünlü şarkılar gibi güzel’

TOGEMDER Başkanı Saadet Gülbaran ve eşi Hasan Gülbaran, Türkiye Emekliler Derneği Üsküdar Şube Başkanı Fatma Önerge, Ayşe Küçük, Meltem Demirören Oktay, Şanlıurfa STK başkanlarından Handan Karataş.

Suruç Kampı’nda 11 bin çocuk

Yeni durağımız Suruç Kampı. Türkiye’nin ve dünyanın en büyük çadır kenti burası. Bu yıl 25 Ocak’ta Suriyeli misafirlerin alımına başlanmış. Bin 47 dönüm üzerine kurulmuş. Toplamda 7 bin çadır bulunuyor. 15 mahalleye bölünmüş kent. Kapasitesi 35 bin kişi. Ama şu an 24 bin kişi yaşıyor. Çocuk sayısı 11 bin. İçlerinde 5 bin 500 öğrenci okula devam ediyor.
Aylık masraf 6 trilyon
Bembeyaz çadırlarla kaplı, modern bir çadır kent burası. 800-850 civarında personel çalışıyor. 350 özel güvenlik var, 267 tane teknik personel... 60 tane tercüman, 48 tane itfaiyeci, 4 tane itfaiye aracı ve 63 tane idari personel var. Küçük bir şehir gibi burası. Hatta çoğu ilçeden daha bile büyük. Mültecilerin her birine bir kart veriliyor, içine 85 TL yüklenmiş. Altı tane büyük süper market var çadır kentte; oradan bu kartla alışveriş ediyorlar. Kampın aylık gideri 6 trilyon.
19 Eylül 2014’te giriş yaptılar Türkiye’ye Kobani’den. Kobanililer gittikleri yerde bu imkanları bulmakta tereddüt ettiklerinden kalmaya devam ediyormuş.
Çadır kentte okul açılışı
Çadır dersliklerden birine giriyoruz, İstanbul’dan gelen misafirler. Oyuncaklar dağıtılıyor yine, Şanlıurfa Belediyesi’nin getirdiği palyaçolar çocukların yüzlerine kalpler, kediler çiziyorlar. Hiç öyle arbede filan yaşanmıyor. Kimse sırasından kalkmadan oyuncağını alıp, ona sarılarak oturuyor, sessiz, sakin, mutlu ve şaşkın, biraz da kaybetme korkusuyla... Gurbetteler ama evlerinde gibiler... Etraflarındaki onca insanın sevgisi, başını sokacak bir çatı kadar güven veriyor. Evet onlar da “Hüzünlü şarkılar gibi güzel”ler... Oyuncakla dağılsa bile hüzünleri, güzelliklerine bir şey olmuyor.
Çadır derslikten çıkan misafirler bir de okul açılışı yapıyorlar çadır kentte. 24 derslik bir prefabrik okul bu. Benzeri 5 tane daha yapılacakmış. Bahçesine fidan dikiliyor; bu kentte yetişecek nice fidanlara ithafen.

Haberin Devamı

Savaşın izleri çadır sergide

Haberin Devamı

Kampta, savaşın tüm aşamalarını gösteren fotoğraflardan oluşan bir sergi var çadırların birinin içinde. Kampın basın müdürü Arif Faraç çekmiş bu fotoğrafları... 100’e yakın siyah beyaz fotoğraftan oluşan sergiyi gezdikten sonra çocukların bombalardan kaçarken, sonunda çadır kentte ip atlayan yaşıtlarına dönüştükleri süreci kronolojik sırayla görmüş oluyoruz. Kamptaki çocuklar dışarıdakilere göre daha şanslı, daha mutlu. Gönül ister ki kendi vatan toprağında aileleri, akrabalarıyla yaşasınlar... Ama o gün gelene kadar gerçekten de “Onları mutlu etmek çocuk oyuncağı.”