Cadde NEREDE O ESKi BAYRAMLAR?

NEREDE O ESKi BAYRAMLAR?

20.08.2012 - 19:10 | Son Güncellenme:

Gelenekselden vazgeçmeyip “Nerede o eski bayramlar?” sorusunu bu kez de tekrarlayanlar için, yemek kültürü yazarı ve araştırmacısı Nilgün Tatlı’nın kapısını çaldık.

NEREDE O ESKi BAYRAMLAR

”Osmanlı’da bayramın gelişi sokakların gül kokmasından anlaşılırdı, özellikle İstanbul’un temizliğine önem gösterilirdi” diyen Tatlı, ‘eski bayramları’ anlattı

Haberin Devamı

NEREDE O ESKi BAYRAMLAR

Osmanlı döneminin vazgeçilmezi seyyar şerbetçiler, sırtlarına aldıkları güğüm şerbetliklerle ve bellerine doladıkları bardaklarıyla sokak aralarında dolaşırlardı.


Eski bayramları, şimdikinden ayıran en önemli özellikler neydi?

Osmanlı’da bayramın gelişi sokakların gül kokmasından anlaşılırdı. Özellikle İstanbul’un temizliğine çok önem verilirdi. Temizliğin ardından bayramlık yiyeceklerin hazırlanmasına geçilirdi. Bu aşamanın en önemli unsurunu, misafirlere ikram edilecek tatlılar oluştururdu.

Bayramlaşma gelenekleri farklı mıydı?
Saray mensupları ve halkın bayramlaşma gelenekleri birbirinden çok da farklı değildi. Sarayda kutlamaların resmiyet arz etmesi en önemli farktı. Aynı geleneklerin yaşandığı bayramlar, sarayda daha küçük bir çevrede, halk arasında büyük kalabalıklarla kutlanırdı.

Haberin Devamı

Sokaklarda da eğlenceler, kutlamalar olur muydu?
Sarayda bayram kutlamaları, arife merasimi, resmi bayramlaşma töreni, bayram alayı (sultanların camiye gidiş ve gelişleri sırasında yapılan merasim) aşamalarından oluşurdu. Osmanlı İmparatorluğu’nda Ramazan Bayramı hazırlıklarına en az 10 gün önceden başlanırdı. Sokak aralarına çocuklar için seyyar oyuncaklar kurulur, Karagöz Hacivat, cambazlar, macun satıcıları, kağıt ve pamuk helvacılar, baloncular, atlı karıncalar sokakları doldururdu.

Nasıl bir atmosfer olurdu sokaklarda?
Kutlamalar arife günü top atışlarıyla başlar, son günse ikindi sonrası atılan toplarla sona ererdi. Saray erkanının katıldığı bayram namazının nerede kılınacağı ve bayram namazına kimlerin katılacağı, görevli kişiler tarafından defterlere kayıt edilirdi. Yine bu tür uygulamaların, o dönemin sultanının istekleri doğrultusunda sade veya daha görkemli olarak kutlanabildiğini de bazı belgelerden anlıyoruz. Geniş katılımla kılınan bayram namazları için bazen bayrama özel yerler hazırlanır ve birlik beraberlik içinde bayram namazı eda edilirdi. Sultan, bayram sabahı Valide Sultan’ın elini öpmek için Zülvecheyn Salonu’na gelirdi. Burada annesinin elini öper, sonra annesine, ailesine ve çocuklarına hediyeler verir, hediyeleri kabul ederdi. Halk arasındaysa; baba bayram namazından gelene kadar evdekiler bayramlıklarını giyip beklerdi. Namazdan sonra eve gelen baba, büyükleriyle, eş ve çocuklarıyla bayramlaşır, hediyeler alıp verirdi.

Haberin Devamı

Yeme-içme gelenekleri nasıldı?
Bayram boyunca misafirlere yemek ve tatlı ikram edilmesi önemli bir gelenekti. Yiyecekler tatlı ağırlıklıydı. Engin bir mutfağa sahip Osmanlı’da yemekler son derece titiz şekilde hazırlanırdı. Yemekler özel kristal ve çok değerli porselenlerde servis edilir, hatta misafirlere sıcak havalarda sunulan şerbetler buzdan oyulmuş zarif kaselerde ikram edilirdi. Saraydaysa bayram mönüsü çeşitli et yemekleri, zeytinyağlı dolmalar, kalyeler ve börek çeşitlerinden oluşurdu. Baklava, kadayıf, hurma tatlısı, revani, helva çeşitleri ve aşure en çok tercih edilen tatlılardı. İçecek olaraksa bolca gül, fulya, demirhindi, yasemin, koruk, menekşe, bal, turunç, kavi ve hünnap şerbetleri hazırlanırdı.

Bayram hediyeleri de farklı mıydı?
Bayramların en önemli geleneği hediyeleşme, günümüzde olduğu kadar Osmanlı İmparatorluğu’nda da önemli bir yere sahipti. Sarayda değerli taş veya taşlarla süslü eşyalar hediye olarak verilirdi. Değerli taşların yanı sıra, kumaş hediye edilmesi de bir gelenek halini almıştı. Tarihsel süreç içinde kitap, sigaralık, saat gibi eşyalar da hediye edilir olmuştu.