‘Müzik hayatın ta kendisi’

Sanatçı Funda Arar’ın eşi Febyo Taşel’le, aranjörlüğünü, müzik dünyasını ve 90’lı yılları konuştuk.

Türkiye’de müziğe yön veren önemli isimlerdensiniz. Müzik geçmişinizden bahseder misiniz? Nasıl
başladınız?

Müziğe 14 yaşında gitarla başladım. Ortaokul mezuniyetimde ailemin aldığı gitar, benim için hayatımın en önemli anlarından
biridir. Daha sonra 1-2 arkadaşla okul orkestrası kurduk. Özel günlerde konser vermeye başladık.

Müzik sizin için ne ifade ediyor?

Benim için hayatın ta kendisi.

Müziğe ilk başladığınız dönemde kimlerden etkileniyordunuz?

Eric Clapton’ın hem gitaristliği hem de şarkı yazarlığından etkilendim. Daha sonraki yıllarda George Benson, ileriki dönemlerde yerli müzikte ise, Onno Tunç’un yaptığı işlerden ve Sezen Aksu albümlerinden etkilendim.

Birlikte çalışırken en rahat ettiğiniz sanatçı kim? Müzik alanında fikirlerinizin uyuştuğu biri var mı?

Eş torpili yapmıyorum, birlikte çalışırken en rahat ettiğim isim Funda Arar. Müzik alanında fikirlerimin
en uyuştuğu sanatçıların başında da Kubat gelir.

Peki, sizi çalıştığınıza pişman eden kimse oldu mu? Neler yaşamıştınız?

Pişmanlık değil fakat hayatımda ilk kez, başladığım bir işi geçtiğimiz sene bıraktım. İsim vermeyi uygun bulmuyorum. Tanınan, kariyerli bir sanatçının albümünde yer almak üzere yapımcısıyla anlaştık. Şarkıların demo sürecinde yani düzenlemelere başlayabilmek için yapılan ilk okuma kayıtlarında, bu kişinin henüz ilk gün stüdyoda
yarattığı gerginlik ve hissettiğim güvensizlik projeden çekilme kararı almama sebep oldu.

Sadece tarzını sevdiğiniz projelerde mi çalışıyorsunuz yoksa işin maddi boyutunu göz önüne alıp, bazı işleri size çok uygun olmasa da kabul ediyor musunuz?

Sadece tarzını sevdiğiniz projelerde çalışmak büyük bir lüks. Bana uygun olmadığını hissettiğim işlerde, karşı tarafın samimiyetine ve güvenine bakarak karar veririm.

İyi bir aranjör olmak neleri gerektirir?

İyi bir müzik eğitimi almış olması şart. Armoni, kompozisyon ve belli bir düzeye kadar piyano eğitimi, bunlar başlangıçtır. Müzik türleri ve enstrümanları konusunda bilgi sahibi ve sektörün beklentisini karşılayabilecek tecrübede olmalı.

‘90’lı yıllarda güzel ürünler çıktı’

Yeni jenerasyondan kimseyi dinliyor musunuz?

Buray ve Güliz Ayla’yı dinliyorum.

Şimdiye kadar çok fazla parçanın altına imza attınız. Prodüktör-aranjör kimliğinizi mi yoksa besteci yönünüzü mü daha çok seviyorsunuz?

Yön konusuna hiç böyle bakmamıştım. Fakat müziğe ilk başladığımdan günlerden beri beste yaptığım için, kendimi anlatırken besteci-prodüktör olarak söylerim.

Müzik sektörüne girmeye karar verenlere ne gibi önerilerde bulunursunuz? Nelere dikkat etmeliler?

Kendi çaplarının farkında olursalar, müzikte doğalarına göre branş seçebilirler. Etrafın dolduruşuna gelmeden,
donanımlarını arttırmalı, doğru insanların peşinde koşmalı ve temeli
sağlam kurmaları lazım.

Müzik alanında gerçekleştiremediğiniz bir hayaliniz var mı?

Evet. Henüz bir sinema filmi müziği yapamadım. Umarım yakın gelecekte gerçekleştirebilirim.

90’lı yıllardaki müzik piyasasıyla şimdiki arasında fark görüyor musunuz?

90’lı yıllar, pop müziğin ismini aldığı yıllar. Bir dönüşüm yaşandı. Güzel ürünler çıktı. Fakat endüstri
olarak şimdiki zaman daha bilinçli ve kurumsal.