Gündem ‘Sanat sokağa çıksın istedim’

‘Sanat sokağa çıksın istedim’

14.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Haydarpaşa Garı’na bir eser yerleştiren Rahşan Düren, eserin kamu alanında bulunması için eserinin sokağa çıkmasının sanatın insana ulaşması açısında önemli olduğunu vurguluyor

‘Sanat sokağa  çıksın istedim’

İstanbul’un simgelerinden Haydarpaşa Garı, bugünlerde dikkat çekici bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Hem psikiyatrist hem sanatçı kimliğiyle tanıdığımız Rahşan Düren, garın denize açılan bekleme salonu için tasarladığı “Haydarpaşa Garı Enstalasyonu” adlı eseri, zaman, ışık ve sese göre senkronize olmuş, ileri teknoloji içeren servo step motorların yardımıyla hareket eden 20 adet altın kaplamalı çelik konstrüksiyondan oluşuyor. Sanatçının iç dünyasını yansıttığı soyut enstalasyonun hedefinde ise izleyicide derin duygusal izler bırakmak var. Enstalasyona sanatçının resimlerinden oluşturulmuş bir de oda eşlik ediyor. Bu odada 51 farklı tablo bir araya gelerek tek bir resim oluşturuyor. Sergiyi yaratıcısı Rahşan Düren anlattı.

Haberin Devamı

Bu enstalasyonla birlikte izleyicide nasıl bir duygu bırakmak istiyorsunuz?

İki tür hafıza vardır: Görsel ve duygusal hafıza. Duygusal hafıza çok daha derindir. Oradaki veriler kolay kolay silinmez. Ben sanatın görsel bir algı yaratmasının dışında duygusal bir algıya sebep olması gerektiğini düşünüyorum. Bu enstalasyonla beraber yapmak istediğim tam olarak şuydu: İnsanlar mekana girdiğinde öyle bir hisse kapılsınlar ki benim işim görselliğin dışında bir veritabanı bıraksın. Bunu da yapabildiğime inanıyorum.

Kamusal bir alanda sergilenmesinin nasıl bir önemi var?

Ben prototip sanat alanlarının insanı değilim. Sanatın özellikle tarihi mekanlar içinde varolması gerektiği, bundan da öte toplumla olması gerektiği kanısındayım. Davetler, şaraplar, şunlar, bunlar... Belli bir kitlenin etrafında dönmesi... Bu değil sanat, böyle bir şey olamaz. Nietzsche’nin sanata dair şöyle bir düşüncesi vardır: İnsanoğlunun iki sorunsalı vardır, der Nietzsche: Biri adaletsizlik, diğeri anlamsızlık. Adaletsizliğe karşı hukuku bulduk, anlamsızlığa karşı sanatı; ne hukuk insana ulaştı ne de sanat insanlara, der. Ben ulaşsın istedim. Sanat sokağa çıksın istedim.

Haberin Devamı

Peki neden Haydarpaşa?

İstanbul denilince aklıma ya Topkapı Sarayı gelir ya da Haydarpaşa Garı gelir. Bunların içinden de bana daha fantastik olan Haydarpaşa geldi. Çünkü denize açılan bir gar orası. Paradoksal bir konumu var.

Enstalasyonun akıbeti ne olacak peki? Haydarpaşa’da bırakmayı düşünür müsünüz?

Garda çalışanlar da ben de bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Her şeyden önce bu enstalasyon Haydarpaşa için yapıldı. Her milimetresi bu gar için hesaplandı, tasarlandı. Ortaya çıkmasında emek veren herkes Haydarpaşa için coşkulandı. İşin bütününde Haydarpaşa’nın dokusu ve oranın teni var. Enstalasyon alanla yaşar. Bu iş de bulunduğu mekanla çok büyük bir ilişki kurdu. Bu yüzden de garda kalmasını çok isterim. (Devamı Milliyet Sanat’ta)