‘Sosyal medya kültürümüzü yiyip bitiriyor’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çağımızın en büyük sorunlarından birinin kültürel sığlaşma olduğunu, hiçbir derinliği ve alıcılığı olmayan, günlük üretilip, günlük tüketilen işlerle bir kültür ve medeniyet inşa edilemeyeceğini söyledi. Televizyonun, internetin, özellikle de sosyal medyanın kültürümüzü adeta yiyip bitirdiğini belirten Erdoğan, buna göz yumulmayacağını kaydetti.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın dün İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlediği ‘3. Milli Kültür Şûrası’nın açılışına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çağımızın en büyük sorunlarından birinin kültürel sığlaşma olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: “Hiçbir derinliği ve alıcılığı olmayan, günlük üretilip, günlük tüketilen işlerle bir kültür ve medeniyet inşa edilemez. Kalıcı ve uzun vadeli işlere yoğunlaşmak zorundayız. Siyasi iktidar seçimle, oyla, sandıkla olunabilir ama kültür iktidarı için çok daha farklı bir birikime, emeğe, çalışmaya, dirsek çürütmeye, alın teri dökmeye ihtiyacımız var.”

‘Göz yummayız’

Özellikle gençlerimizi, bir ustanın, bir üstadın dizinin dibinde oturtarak gerçek sanat ve kültürü öğrenmeye teşvik etmemiz gerektiğini belirten Erdoğan, “Televizyonun, internetin, özellikle de sosyal medyanın kültürümüzü adeta yiyip bitirmesine göz yumamayız. Tam tersine bu imkanları, kendi kültürümüzü yeni kuşaklara aktarmak konusunda etkin bir şekilde kullanmanın yollarını aramalıyız” ifadelerini kullandı.

Kültür faaliyetleri adı altında niteliksiz, milli kültürümüze uymayan, kültür hayatımıza katkı sağlamayan etkinlikler konusunda dikkatli olmamız gerektiğini ifade eden Erdoğan açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Unutmayınız siyasi iktidar seçimle, oyla, sandıkla olunabilir ama kültür iktidarı için çok daha farklı bir birikime, emeğe, çalışmaya, dirsek çürütmeye, alın teri dökmeye ihtiyacımız var. Hazreti Mevlana’nın bugün bütün dünyada okunan bir şair olması, bunun en güzel ispatıdır. Bizim kültürümüz bırakınız gelişmeye mani olmayı, tam tersi gelişmeyi teşvik eder. Bir dönem bilinçli bir şekilde yürütülen, inancımıza ve kültürümüze yönelik aşağılama kampanyalarının amacı, işte bu değerli varlığımızı önce gözlerden uzaklaştırmak, sonra da tarihe gömmektir. Halbuki üzerine çamur sıçratıldı diye mücevherin değeri düşmez. Türk kültürü de maruz kaldığı tüm saldırılara ve tahribat çabalarına rağmen hala dünyanın en kadim, en derinlikli, en kıymetli kültürleri arasındaki yerini korumaktadır. Bize düşen, günümüzün ihtiyaçlarıyla yeniden yorumlayarak, kültürümüzü ihya etmek, ayağa kaldırmak, geleceğe taşımaktır. Bunun için teslimiyeti değil, tahkimiyeti esas alan bu yaklaşımla, milli kültürümüzü yaşatma ve geliştirme yolunda üzerimize düşenleri hep birlikte yapmalıyız.”

Kültür heyeti

“Eğer bugün İstanbul’un sokaklarında yürüyen bir kişinin kıyafetinden, ayakkabısından, şapkasından, vücut çalımından hangi kültüre mensup olduğunu çıkartamıyorsak, kültürel kuraklığın pençesindeyiz demektir. Bir sofranın başına geçtiğimizde örtüsünden tabaklarına, yemeklerinden sunumuna tüm unsurlarıyla hangi milletin ürünü olduğunu anlayamıyorsak, durum gerçekten vahimdir” diyen Erdoğan şöyle devam etti: “Bize, 2023 vizyonumuza uygun, olan, uygulanabilir bir yol haritası hazırlayın. Biz de bunu uygulamaya koyalım. Burada ortaya konulacak her makul ve uygulanabilir önerinin bizzat takipçisi olacağımı, özellikle açıklamak istiyorum Kültürümüzü kaybedersek yok oluruz. Kimliğimizi, kişiliğimizi, özgünlüğümüzü terk edersek yığınların içinde kaybolup gideriz. Rahmetli Cemil Meriç üstadın deyimiyle fırtınaya tutulduğumuzda sığınacağımız yegane liman olan kitaplarımıza, kültürümüze, medeniyetimize sahip çıkmalıyız. Kültürümüzden uzaklaştıkça kendimize yabancılaşacağımızı, yabancılaştıkça da güçlü olanların boyunduruğuna biraz daha gireceğimizi biliyoruz.”

Diziyi övdü

Konuşmasında TRT’de yayınlanan “Diriliş Ertuğrul” dizisinden övgüyle söz eden Erdoğan; “Eğer benim 6-7 yaşındaki torunum, 12-13 yaşındaki torunum sadece normali izlemekle kalmayıp, tekrarını da izlemek suretiyle buna aşina kesbediyorsa demek ki bunu kazanmışız. Öyleyse bundan sonraki süreçte de yatırımlarımızda bunlara çok daha yer vermek durumundayız” diye konuştu.

Çeyrek asırlık gecikme oldu

Anayasaya göre 3 yılda bir toplanması gerekirken, üçüncüsü 1989’dan sonra bu yıl gerçekleştirilen Milli Kültür Şurası ile toplumun her kesiminin, milli kültürü korumak ve geliştirmek amacıyla bir araya getirilmesi hedefleniyor. Komisyon çalışmalarının sonuçlarının da ortaya konulacağı şuranın sonuç bildirgesinin, Türkiye’nin kültür, sanat politikalarının belirlenmesinde önemli bir siyaset belgesi oluşturması bekleniyor.

Sergi açılışına katıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemal Reşit Rey Salonun’nda açılan Mehmet Çebi’nin koleksiyonundan oluşan, ressam Selahattin Kara’nın “İstanbul Resimleri Sergisi”ni gezdi.