Ekonomi 'Tango'su ile takliti meşhur

'Tango'su ile takliti meşhur

25.09.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Başlıkta Arjantin’den açıkça bahsettiğim anlaşılmıştır sanırım! “Tango”nun beşiği sayılan bu ülke, “taklit” otomobil cenneti olarak da oldukça iddialı...

Tangosu ile takliti meşhur

Aslına bakarsanız, bu yazıyı yazmaya karar verene kadar, Arjantin’in otomobillerle bu denli “içli-dışlı” olduğunu bilmiyordum. Bir sır daha vereyim: Bu konuya da, Twitter’da gezinirken şans eseri çaptım!
Naçizane, bu kulunuzun “Arjantin otomotiv endüstrisinin durumu” ile ilgili büyük bir bilgisi yok. Ancak başta Renault olmak üzere Fransız markalarının bir dönem ciddi etkisi olduğunu, hatta Oyak Renault’nun motor karşılığında bu ülkeye “Renault 9” ihraç ettiğini hatırlarım. Ayrıca bu ülkede Peugeot 504’ün uzun süre üretildiğini, bir de Arjantinli Manuel Fangio’nun, Formula 1’in ilk yıllarında üst üste kazandığı şampiyonluklarla “efsane olduğunu” filan... Gelgelelim, Arjantin’in henüz 1960’lı yıllarda bile dünyanın 12. büyük otomotiv üreticisi olduğunu, kriz nedeniyle bu unvanı 1980’lerde kaybettiğini “arşiv kurtluğu” sayesinde öğrendiğimi de rahatlıkla söyleyebilirim sanırım. Ne de olsa, yabancı yok burada...
En özenli kopya otomobil...
Meğer bu ülkenin otomotiv endüstrisinin yanında, belki de tango kültürü kadar tanınan, “taklit otomobil endüstrisi” de varmış... Zira bu “taklit”ler, öyle bildiğiniz türden de değil. Bildiğiniz, neredeyse “yeniden yapım” gibi bir şey!
Otomotiv tarihinde, Ferrari, Lamborghini, DeTomaso gibi İtalya’nın “bağrından” çıkan nadide markalardan olan, 1940 ile 60’ın başına kadar fırtına gibi esen “Cisitalia”nın sahibi meğer Arjantinliymiş. Hatta kendisi, 1950’nin başlarında “hükümet desteği almak umuduyla” İtalya’daki fabrikanın “pılısını pırtısını” toplayıp, Arjantin’e taşımış. Şimdilerde marka, uzun bir aradan sonra, markanın sahibi Alberto Diaz’ın “inadıyla”, o tarihlerde “efsane” olmuş modellerinin aynılarını yeniden üretiyor. “Taklit” değil üstelik! Aynı malzeme, aynı teknik ve aynı motorlarla yeniden... Her ne kadar, çok büyük satış adetlerine ulaşamasa da...
Bununla birlikte, gerçekten de “çok nadide” olan Porsche ve Ferrari modellerinin, “taklit” olarak Arjantin’de üretildiğini, farklı motor ve şasilerle imal edildiğini, bunların da söz konusu klasik modellere parası yetmeyen “zengin”leri mutlu ettiğini söylemeden geçemeyeceğim!
Tutku başka şey!
Ancak, bu konuda Arjantin’in en adı duyulmuş firmasından bahsetmeliyim hazır yerim varken... O da Jorge Anadon isimli bir adamcağızın kurduğu “Pur Sang” şirketi...
Aslında bu şirketin kuruluş hikayesiyle, bir dönem “kafasının tası atıp”, otomobil üretimine karar veren ve birer imparatorluk kuran işadamlarınınki arasında hayli benzerlikler var. Ferruccio Lamborghini gibi mesela... Ancak Anadon’un olayı biraz farklı. Nitekim adamcağız, bir dönem klasik otomobil restorasyonuyla ilgilenirken, arkadaşının kendisine “toplaması” için getirdiği Bugatti Type 35’e hayran olmuş ve “Keşke benim de bir tane olsa” deyip, sızlanmak yerine, kendisine bir tane imal etmeye karar vermiş.
Halen dünyanın en pahalı klasikleri arasında bulunan ve 1925-29 yılları arasında bir dolu yarış zaferi kazanmış bir otomobilden bahsediyoruz... Bay Anadon, azimle, evinin salonunda bir tane yapmayı başarmış... Ancak bu işini biraz daha ileri götürmeye karar verip, eski bir kraliyet evinin arka bahçesini atölyeye çevirmiş.
Tabii yaptığı otomobillerin “motoru filanca otomobilden”, şasisi ise bir başkasından filan olduğunu sanmayın. Anadon, Bugatti’yi o dönemin teknikleriyle adeta baştan üretiyor. Jantlarından motoruna kadar tüm parçalar, orijinaline sadık bir biçimde bu atölyede, elle yapılıyor. Yani bir anlamda, “yeni baştan” imal ediliyor. Sadece jantlarının tellerini iki haftada bitirebildiklerini söylesem yalan olmaz!
Motor, orijinal motora çok yakın. Sadece elektrikli soğutma fanı hariç! Vites kutusundan, frenlerine kadar hepsi, o dönemin teknolojiyle imal ediliyor. Modern parça yok gibi... Bu yüzden de Pur Sang’ın ürettiği bir Bugatti Type 35’i gerçeğinden ayırmak çok zormuş! Bilenler öyle diyor! Adam, aynı teknikle 1932 model Alfa Romeo 8C 2300 Monza ya da bir Mercedes klasiği de yapabiliyor. Bir adet Pur Sang Type 35’in fiyatı ise 250 bin dolar civarında ve ABD’de bile büyük ilgi görüyor.
Sonuçta Arjantin de kazanıyor, Anadon amca da... Yine de “tango”nun ününe ulaşır mı, ondan emin değilim sadece!