Gündem ‘Topluma umut verecek mesajlara ihtiyaç var’

‘Topluma umut verecek mesajlara ihtiyaç var’

07.01.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yaşanan terör saldırıları sonrası sağduyulu olmak gerektiğini belirten uzmanlar, toplumun umut verecek mesajlara ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Art arda yaşanan terör saldırıları ve kayıplar toplumsal gerilimi artırdı. Reina katliamcısına benzerliği dolayısıyla bir kişi linç ediliyordu. Modacı Barbaros Şansal, paylaştığı video nedeniyle havaalanında saldırıya uğradı. Sosyal medyada nefret söylemlerinden geçilmiyor. Uzmanlar sağduyu ve siyasetçilerin kullandıkları dilin önemine dikkat çekiyor. l ARİF BALKAN İstanbul

‘Topluma umut verecek mesajlara ihtiyaç var’

‘Mesajlara özen gösterilmeli’

Sosyologlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Sibel Kalaycıoğlu, siyasetçilerin vereceği mesajlarda özen gösterilmesi gerektiğini belirtirken, “İnsanlar artık çok kızgın ve moraller bozuk. Hukukun işlemesini, adaletin tecellesini bekleyecek sabır da ortadan kaybolmuş görünüyor. Bu toplumda bir infiale dönüşüyor ve gruplar, kendi cezalarını kendileri verme eğilimi gösteriyorlar. Bu beraberinde linç kültürünü getiriyor. Sert mesajlar yerine, sağduyulu, umut verecek, bu sorunların çözüleceğine dair güven verecek bir dil tercih edilmeli” diye uyardı.

‘Şiddet eğilimi her zaman var’

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Birtek de, “Ne kadar yeni? Ne zaman oluştu bilmiyorum ama toplum kodlarında altta yatan bir şiddet eğilimi var. Linç girişimlerinin bununla ilgili olduğu da aşikar. Bu dönemde örnekler artmış olabilir ama şiddet eğilimi hep vardı. Şiddet siyasetçilerin dilinde. Toplumun yukarısında oturanların daha mülayim, aklı selim olmaları halinde toplumda da bir yumuşama olacaktır. Toplum bölünüyor bölündükçe diğerlerine tahammülü azalanlar üste çıkıyor” dedi.

‘Aklıselimle bu süreçten çıkarız’

Siyaset bilimci ve sosyolog Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay “Son dönemdeki saldırılar sonrası toplumun konuştuğu konular terör eylemlerinin başarıya ulaşmasına adeta hizmet eder cinsten. Örneğin; Reina saldırısının ardından biz doğrudan ‘yaşam biçimi’ tartışmalarına kapıldık. Ancak olay bunun çok ötesinde. Bu tartışmayı da anlamlı bulmuyorum. Bu süreçten aklıselimle çıkabiliriz. Sağduyuyu hakim kılmak gerekir. Ortada bir suç varsa hukuk onu halledecek. Bunu önleyecek olan da siyasi otoritedir” şeklinde konuştu.

‘Nefret suçu kolay oluşuyor’

Adli Bilimler Doktoru ve İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Derya Deniz de, son zamanlarda özellikle sosyal medyada görülen başkasının acısından mutlu olma, katliamları övme ve nefret söylemlerine ilişkin, “Kendini ekonomik ve sosyal açıdan yetersiz hissedenler klavye kahramanı oluyor. Nefret söylemi çok yaygınlaştığı zaman nefret suçu da çok kolay meydana gelebiliyor. Yani toplumun gözünde meşru bir hal alabilir. En tehlikeli yönü de burası” değerlendirmesinde bulundu.