Siyaset ‘Uzlaşma’ mesajı

‘Uzlaşma’ mesajı

18.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Harita ve rakamlar, referandumda anayasa değişikliği paketinden çok Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yapılacak değişime oy verildiğini gösteriyor. Yeni oranlar Ak Parti ve MHP’de bir değişime, CHP’de de tartışmalara yol açabilecek bir tabloyu ortaya koyuyor

‘Uzlaşma’ mesajı

16 Nisan referandumundan sonra ortaya çıkan Türkiye haritası, üç metropol kent başta olmak üzere büyükşehirlerdeki oy dağılımı siyasi dengeleri değiştirebilecek mesajlar içeriyor. Oy dağılımı, Ak Parti’nin 2002’den bu yana sürekli dikey eğilim gösteren ‘sağı topla seçimi kazan’ stratejisinin ilk kez mutlak başarı sağlamadığını, ancak sistem değişikliği gibi çok kritik bir konuda ‘evet’ denilmesini sağladığını gösteriyor. Buna karşılık düşüş eğilimindeki MHP oylarının kalıcı biçimde CHP ya da kurulabilecek olası bir partiye yönelebileceği bir siyasi tablo ortaya çıkıyor. HDP’nin koşullara rağmen varlığını koruduğu, Ege ve Akdeniz’in’in iç bölgelere doğru da genişleyerek CHP öncülüğündeki, “hayır” cephesine yöneldiği yeni siyasi harita, parti tercihlerine göre üç parçalı oluşsa da tüm bölgelerden oy alabilen tek ismin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu gösteriyor. Rakamlar, referandumda da anayasa değişikliği paketinden çok Erdoğan’ın liderliğinde yapılacak değişime oy verildiğini gösteriyor. Yeni oranlar Ak Parti ve MHP’de değişime, CHP’de de tartışmalara yol açabilecek bir tabloyu ortaya koyuyor.

2011’de rekor kırdı

- Ak Parti’nin ilk kez seçime girdiği 2002’de ANAP 1 milyon 618 bin seçmenle yüzde 5.13, DYP 9.54 oy aldı. MHP 8.36 oy oranıyla baraj altında kaldı. Genç Parti’nin oyu yüzde 7.25’ti. Yüzde 32’ye yakın oy oranı olan bu 4 partinin baraj altında kaldığı seçimde Ak Parti 10 milyon 808 bin oyla yüzde 34.28 oranında oy aldı ve sadece CHP’nin barajı aşabilmesi nedeniyle yüksek sayıda temsil oranına sahip oldu. Sağ partilerin oy oranı yüzde 68’e ulaştı. Sol seçmenin yöneldiği CHP ve DEHAP’ın toplam oyu yüzde 25 civarında kaldı.

- 2007 seçiminde Ak Parti oy patlaması yaptı ve yüzde 46.58 oy oranına ulaştı. SP, yüzde 2.3’lük oranını korudu. Genç Parti, yüzde 4 eridi ve yüzde 3’e düştü. Demokrat Parti’nin oyu yüzde 5.42’de kaldı. Barajı aşan MHP, yüzde 14’e yükselerek yüzde 6’lık bir artış sağladı. ANAP’ın yüzde 5’lik oyu da eridi. Böylece sağ partiler 2002’ye oranla yaklaşık yüzde 13 oy kaybetti.

- Ak Parti’nin 2011 genel seçiminde rekorunu kırarak yüzde 49.83’e ulaşmasını, TBMM’ye giren tüm sağ partilerin oylarını çekmesi sağladı. 2011’de merkez sağ partiler, tabeladan silindi. 2007’de 2.3 oy alan Saadet Partisi yüzde 1.22’ye gerilerken, yüzde 3 oy alan Genç Parti seçime bile giremedi. Yüzde 5.4 oy alabilen Demokrat Parti’nin oyları ise yüzde 0.6’ya düştü. 2009 yerel seçiminde Saadet Partisi, DP, ANAP ve BBP’nin oy oranı yüzde 12’yi buluyordu. Bu seçime bu partilerden sadece SP ile DP girdi. 5 milyon oy alarak yüzde 14 oranında kalan MHP’nin dışında kalan sağ partilerin oyu Ak Parti’de toplandı.

‘Sağ’ birleşmedi

- 7 Haziran 2015 seçiminde ortaya çıkan tablo, siyaseti değişime zorladı. Ak Parti, ilk kez geriledi ve 40.8’de kaldı. MHP, 7.5 milyon oyla uzun bir aradan sonra ilk kez yüzde 16’lık orana ulaştı. Saadet Partisi ise BBP ile ittifak yaptığı seçimde yüzde 2 oranına ulaştı. Uzun yıllar sonra sağ partilerin oyu yüzde 60’ın altına düştü ve yüzde 59 civarında gerçekleşti. Sol ise 7 Haziran’da patlama yaptı. CHP, yüzde 24,9 oranına ulaştı. Solun oyu yıllar sonra yüzde 40 sınırına yaklaştı. Sol partilere oy verenlerin toplam sayısı da 17 milyon 500 bini aştı.

- Ak Parti, HDP faktörü nedeniyle koalisyona yanaşmayan MHP’nin seçmen tabanına yakınlaşarak farklı bir stratejiye girdi. 1 Kasım seçiminde MHP neredeyse 1 milyon 600 bin oy kaybederek, baraj altında kaldığı 2002’den bu yana en düşük oy oranını alabildi ve yüzde 11.9’da kaldı. Ak Parti, bu seçmenlerin neredeyse tamamını topladı.

- 16 Nisan referandumunda ilk kez Ak Parti ile MHP aynı saflarda yer aldı. Böylece sağ oyları domine eden iki partinin yüksek oranlara ulaşma olanağı doğdu. Ancak diğer seçimlerden farklı olarak sistemin oylanıyor olması aritmetiği değiştirdi. Sağ blok oylarında yüzde 10.5’i aşan bir erime meydana geldi.

Haberin Devamı

Bloklaşma faktörü

- 1 Kasım seçiminde yurtdışı dahil 56 milyon 949 bin seçmen vardı. Bu seçmenlerden 48 milyon 537 bini yüzde 85 katılım oranıyla oy kullandı. 697 bin oy geçersiz sayıldı.

- 16 Nisan referandumunda ise seçmen sayısı 58 milyon 366 bine çıktı. Buna rağmen oy veren seçmen oranı 49 milyon 799 binde kaldı. 1 milyon 417 bin yeni seçmenin bulunduğu referandumda 1 milyon 262 bin daha fazla oy kullanıldı. Katılım oranı yüzde 85 olarak gerçekleşti.

- Sol seçmenin yöneldiği CHP ile HDP’nin 1 Kasım’daki oy oranları yüzde 36 civarındaydı. Referandumda iki partinin bulunduğu, “hayır” blokuna, Saadet Partisi ile MHP’den ihraç edilen ülkücüler de destek verdi. Bunun yanı sıra parti tercihi farklı olsa da özellikle KHK’larla ihraç edilenlerin çevrelerinin de “hayır” bloğuna yöneldiği değerlendiriliyor. Ancak bu üç faktörün yaklaşık 6 milyon seçmene denk gelen yüzde 13’lük bir toplam oluşturamayacağı düşünüldüğünde, Ak Parti’deki bazı merkez sağ seçmenlerle, MHP’deki ülkücü tabanın da parti tercihleri farklı olsa da, “hayır” dediği değerlendiriliyor.

- Bu tablo, ilk kez İstanbul ve Ankara’nın Ak Parti dışında bir renkle temsil edilmesine yol açtı. İstanbul ve Ankara’daki tabloda, ülkücülerin tercihlerinin belirleyici olduğu değerlendiriliyor. Özellikle Ankara’da kaymaların aday ismine göre kalıcı olabileceği görüşü hakim.

Haberin Devamı

Her bölgeden oy alabilen tek isim

- ‘Evet’ bloğu referandumda 25 milyon 157 bin oy aldı. Ak Parti’nin 1 Kasım’da aldığı oy sayısı 23 milyonun üzerindeydi. MHP’nin de bu seçimde 6 milyonu aşan oyu vardı. Bu tabloda 4 milyonu aşkın oyun ‘Evet’ bloğunda yer almadığı anlaşılıyor. Bir diğer sonuç her bölgeden oy alabilen tek ismin Erdoğan olduğu...

- Sonuçlarda Doğu ve Güneydoğu oylarının etkili olduğu da ifade ediliyor. ‘Evet’ bloğunun bölgede, ‘yarım puanlık’ kazançlı olduğu anlaşılıyor.