04.01.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
TÜRKER KARAPINAR Ankara
Vural’ın başvuru dilekçesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) KLASS ve Diğerleri-Almanya davası kararına atıfta bulunarak, “Bir kanunun bizzat soyut mevcudiyedi, somut bir uygulama olmadan da bireyi doğrudan etkilemekte ise bu kanun kişinin haklarını ihlal etmiş olur” denildi. AİHM’nin bu kararıyla “Potansiyel Mağdur” kavramını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne kattığını öne süren Vural, şunları kaydetti: “İtirazıma konu yasa hükmünün bütün hukukçular tarafından kabul edilen ‘muğlaklığı’, ülkemiz ve şahsımın konumu ‘potansiyel mağdur’ koşullarına aynen uymaktadır. Ülkemizin nerede ise ikiye ayrılmış görünümü, ihlale konu yasa hükmünün içeriğinin, bu ayrılığa bağlı, kendilerine görev biçen sivil kişilerin daha önce ülkemizde yaşanılan ‘provokatif’ eylemlere dayalı kişisel ve kitlesel şiddet uygulamalarının bu yasanın muğlaklığına bağlı olarak toplumda ‘provokatif’ girişimlerin tekrar yaşanılacağı kaygısı bunun somut kanıtıdır.”