Ankara 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Haftası

14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Haftası

09.05.2017 - 14:03 | Son Güncellenme:

.

14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Haftası

Türkiye Eczacılar Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, şehir hastaneleri açarken var olan hastanelerin de kapatılmaması gerektiğini belirterek, “Bizim şu anda ihtiyacımız olan şey, hızla yatak sayısının artmasına yönelik politikaların çıkarılması ve böyle büyük hastaneler yapınca orada eczane açılabilecek mekanların çoğaltılmasıdır” dedi.
Türkiye Eczacılar Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Haftası dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi. Burada konuşan Çolak, bilimsel eczacılığın 178. yılı olduğunu kaydederek, “Tarihi ilaçla başlayan, kökleri yüzyıllara dayanan bir mesleğin mensuplarıyız. Ancak Türkiye’de eczacılığın usta-çırak ilişkisi içerisinde öğrenilen bir meslek olmaktan çıkarak akademik bir mesleğe dönüşmesi 1839 yılının 14 Mayıs’ında Mekteb-i Tıbbiye içerisinde açılan eczacılık sınıfına dayanıyor. Ülkemiz 16 Nisan’da uzun bir referandum sürecini geride bıraktı. Ülkemizin anayasal, siyasal ve yönetsel yapısında köklü bir değişim ve dönüşüm gerçekleşmiş oldu. Aslında yeni anayasa ve siyasal sistem tartışmaları çok uzun yıllara dayanıyor. Bugün getirilen sistemin eksilerini artılarını yaşayarak, tecrübe ederek öğreneceğiz ama her ne olursa olsun çağdaş, güçlü ve müreffeh bir Türkiye için cumhuriyet, demokrasi, laiklik, evrensel insan hakları, sosyal hukuk devleti gibi değerlerin hepimizi birleştiren ortak payda olduğunu akıllarımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Bizlere düşen görev; kamplaşmadan, kutuplaşmadan ayrışmadan tartışarak, müzakere ederek demokratik bir siyasal kültürü, demokratik bir siyasal sistemi ve bunun gerektirdiği demokratik usulleri hep birlikte inşa etmektir” ifadelerini kullandı.

“Pahalı olan ithal ilaçların oranındaki artış kamu maliyesine bir yük olarak yansımaktadır”
Çolak, 2003 yılında Türkiye’de ’Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ikinci fazına geçildiğini hatırlatarak, “Bu çerçevede iki nokta üzerinde özellikle durmak istiyoruz. Birincisi; yerli ilaç üretimi olgusu. Bizler yıllardır yerli ilaç üretiminin ulusal sağlık politikasının temel sac ayaklarından birini teşkil ettiğini ifade ediyoruz. Son 15 yılda Türkiye’de ithal ilaç-yerli ilaç dengesinin ithal ilaçlar lehine bozulduğunu çok net bir biçimde söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

“İlaç Ar-Ge’sine yapılan yatırım arttırılmalıdır”
İlaç Ar-Ge’sine yapılan yatırımın arttırılması gerektiğine vurgu yapan Çolak, “Faz 2 içersinde hızlanarak devam edecek ikinci husus ise şehir hastaneleridir. Hastaların tam teşekküllü, modern sağlık komplekslerinde hizmet almaları elbette övünülecek bir şeydir. Ancak bu devasa sağlık kampuslerinin hastaların fiziki mekan olarak sağlığa erişiminde güçlükler oluşturabileceği ve salt hastane işletmeciliği perspektifi ağır bastığında sağlık hizmet sunumunun bir bakıma özelleşmesi sonucunu getireceğini gözden kaçırmamak gerekiyor. Bu anlamda Türkiye’de halihazırda kişi başına düşen yatak sayısı OECD ortalamasının çok altındadır. Hal böyleyken şehir hastaneleri ile birlikte var olan hastanelerin kapatılması doğru bir yaklaşım değildir” değerlendirmelerinde bulundu.

YÖK’e çağrı
Yeni üniversite ve yüksekokulların açılmasının zorunlu olduğunu ancak mesleki ve insan gücü ihtiyacı gözetilmeden mevcut üniversitelerin kontenjanlarında artışa gidilmesi ve üniversite sayısının hızla artmasının işsizlik sorununun kronikleşmesi anlamına geleceğini belirten Çolak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eczacılık Fakültesi’nin varlığının istihdam edilebilirlik açısından ne gibi sonuçlar doğurduğunu doğuracağını dikkatle incelememiz gerekiyor. Yeni kurulan Eczacılık Fakültelerinin fiziksel altyapıları ve donanım eksiklikleri, kadro eksiklikleri, eczacı öğretim üyesi eksiklikleri ve bu durumun eczacılık eğitiminde bir kalite düşüşüne neden olacağız son derece açıktır. Bu anlamda YÖK’ün mevcut durum ve uzun vadeli projeksiyonla tutarlı bir yükseköğretim politikası geliştirerek, yeni Eczacılık Fakültesi açılmasına cevaz vermemeye ve mevcut olanlarının kontenjanlarının azaltılmasına ve eczacı öğretim üyesi olmayan fakültelerin eczacı öğretim üyesi boşluklarının doldurulması konusunda göreve çağırıyoruz. Diğer yandan Eczacılık Fakültesinden mezun olanların sayısındaki artış, eczacı iş gücünde farklılaşmaya yol açması kaçınılmazdır. Kamuda, devlet hastanelerinde, özel hastanelerde daha fazla sayıda eczacı istihdamı sağlanması; eczacılara yeni istihdam alanlarının açılması Sağlık Bakanlığı tarafından ciddi bir biçimde gündeme alınması talebimizdir. Üstelik söz konusu alanlarda eczacı varlığı, sadece bir istihdam meselesi değil aynı zamanda nitelikli sağlık ve ilaç hizmet sunumunun da gereğidir.”
Çolak, Eczacılık Günü’nün bu seneki temasının ‘Astım/ KOAH Alanında Eczacı Danışmanlığı’ olduğunu bildirerek tüm eczacıların 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günü’nü kutladı.