Başarısız darbe girişiminin üzerinden bir ay geçti.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) Fetullahçı yapılanmaya mensup askerlerin 15 Temmuz gecesi kalkıştığı darbe girişiminin ardından pek çok general ve amiral gözaltına alındı, tutuklandı.
Darbe girişiminin akabindeki Yüksek Askeri Şura’da ise darbeyle bağlantılı olan TSK personeli ihraç edildi.
Fetullahçı yapılanmayla bağı olan çoğunluğu general ve amirallerin de aralarında bulunduğu üst düzey askerlerin TSK’dan tasfiyesinin terörle mücadeledeki yansıması önemliydi. Hükümet hızlı bir düzenlemeyle terörle mücadelede öne çıkan askeri birliklerin başına atamalar yaparak boşluk yaşanmasına engel oldu.
Ancak özellikle PKK terörüyle mücadelede devletin önemli bir kazanım elde etmesinin hemen sonrasına denk gelen darbe girişimcilerinin TSK’daki tasfiyesiyle birlikte temmuz başına kadar Doğu ve Güneydoğu’da büyük darbe alan PKK’nın iştahını kabarttı.
15 Temmuz’un ardından başlayan idari işlemler ve adli yargılamalarla geçen süreçte, PKK’nın adını duyurduğu 1984’teki ilk silahlı eylemleri olan Eruh ve Şemdinli baskınlarının yıldönümüne gelindi.
Darbe kalkışmasının üzerinden 3 hafta geçmesiyle birlikte PKK, bölgede yeniden havayı ısındırmaya başladı. Yine yola döşenen bombalı düzeneklerin patlatılmasıyla gerçekleştirilen eylemlerde asker ve polisler şehit verildi.
Bu dönemde, 3.5 aydır eylem yaşanmayan Diyarbakır kent merkezinde yine park halindeki patlayıcı yüklü araç patlatılmasıyla 5 kişilik bir aile yaşamını yitirdi.
PKK, yeniden hareketleniyor
İstihbarat birimlerinin süreçle ilgili önemli
tespitleri var.
Şöyle ki, başarısız darbe girişimi sonrasında FETÖ’yle bağlantılı kişilerce sosyal
medya üzerinden yapılan paylaşımlarda 14-15 Ağustos’ta PKK tarafından ikinci bir
planın devreye sokulacağı yönünde algı oluşturulmaya çalışıldığı gözleniyor.
Bu algı operasyonunun ardında “FETÖ’nün başarısız darbe girişimi sonrasında kamuoyuna karşı ‘halen
ayakta olduğunu’ gösterme çabası” olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Tabii FETÖ’nün dikkat çektiği 14 Ağustos’un Ak Parti’nin kuruluş yıldönümü,
15 Ağustos’un ise PKK için önemli yıldönümü olmasını ayrıca dikkate almak gerekiyor.
Bu ortamda PKK’nın 15 Ağustos yıldönümü sürecinde, terör örgütlerinin müşterek eylemler yaparak kargaşa ortamı oluşturmaya çalışacakları belirtiliyor.
Terör örgütlerinin dini duyguları istismar ederek bazı mezhepsel çatışmalara zemin hazırlayacak faaliyetlere girişebilecekleri, bazı kamu kurum ve kuruluşlarının dijital alt yapıları, iletişim ve elektrik sistemlerinin hedef alan ‘siber saldırılar yapma’ gayreti içinde oldukları değerlendiriliyor.
Fetullahçı yapının başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi elbette diğer örgütlerin de en önemli konusu. İstihbarat birimleri, PKK’nın sokak eylemlerini organize eden gençlik yapılanması YDG-H’ın hücre toplantılarında zaman zaman FETÖ’cü darbe girişimi konusunu da masaya yatırdıklarını tespit etti.
Eylem talimatları
YDG-H’ın, darbe girişimi sonrasında oluşabilecek siyasi ve güvenlik boşluğundan faydalanarak terör eylemlerini daha rahat yapabileceklerini değerlendiren Emniyet Genel Müdürlüğü, bu açılımla ilgili birimlerine 10 Ağustos’ta
uyarı yazısı gönderdi.
Alt kadrolarına yönelik Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde hakimiyeti elde etmek amacıyla ‘bir an önce eylemlere başlanması gerektiği’ talimatını veren PKK yönetiminin tespit edilen talimatları şöyle:
- YDG-H’ın yerine oluşturulan YPS kadrolarınca vur-kaç taktiğiyle saldırılar düzenlenmesi,
- Güvenlik birimlerinin giremeyeceği bölgelerde savunma/barınma amaçlı bölgeler oluşturulması,
- Bölgeyi tanıyan kadrolarca varoşlara yerleşilerek kalıcı olunmasının sağlanması,
- İki kişilik timler halinde hareket edilmesi,
- Oluşturulacak güvenli evlerde iki kişiden fazla kalınmaması,
- Eylem önceliğinin güvenlik güçleri, sözde ajanlar ve Ak Partili kişiler olduğu, ayrıca bekçi ve kayyumlara yönelik eylemler düzenlenmesi.
Asker kıyafetiyle saldırılar
Emniyet Genel Müdürlüğü, darbe girişiminden 5 gün sonra 29 Temmuz’da il emniyet müdürlüklerine gönderdiği başka bir uyarı yazısında ise PKK ve PYD yöneticilerince
17 Temmuz’da Suriye Kamışlı’da yapılan toplantıda “TSK ve Emniyet birimlerinin birbirine düşürülmesi yönünde faaliyetler yürütülmesi gerektiği, özellikle darbe girişiminin yoğunlaştığı Ankara ve İstanbul’da bombalı saldırı ve TSK üniforması
giyen örgüt mensuplarınca halka ateş açılması eylemlerinin gerçekleştirilmesi gerektiği” kararlarının alındığı
ifade ediliyor.
Bu süreçte PKK kadroları, terörle mücadele operasyonlarında kaybettikleri ‘sokağı’ boş bırakmayacaktır. İstihbarat birimleri, 19 Temmuz günü PKK’nın üst düzey kadroları arasındaki telsiz görüşmelerinde, silahlı birimlere “Askere karşı eylem yapılması ve sokağa çıkma yasağı olduğu yerlerde eyleme geçilmesi gerekliliği” talimatlarını verdi.
Türkiye hem devlet yönetimiyle hem de halkıyla birlikte FETÖ’cü darbe girişiminin yarattığı ortamdan bir an önce sıyrılmaya çabalıyor. Bu çabanın önceliği her zaman olduğu gibi yine terörle mücadele merkezinde devam edecek gibi gözüküyor.
