Geri Dön
Annesinin "Kanser oldun" diyerek kandırdığı çocuğun kan donduran hikayesi

Annesinin "Kanser oldun" diyerek kandırdığı çocuğun kan donduran hikayesi

Hannah Milbrandt 7 yaşındayken kanser olduğunu öğrendi. "Öğrendi" dediysek, öyle doktorlardan filan değil, annesinden duydu. Halbuki bu tamamen yalandı... Hannah gayet sağlıklı bir çocuktu. Ancak yaşı o kadar küçüktü ki, hiç sorgulama gereği duymadı. Zaten 'kanser' kelimesinin ne anlama geldiğini bile bilmiyordu. Hayatı birkaç ay içinde hızlıca değişti... Üstelik, hiçbir neden yokken... Peki bir anne çocuğuna neden bunu yapar?

Rüya Salik
Rüya Salik

Hannah bugün 21 yaşında. Anlayacağınız, hikayesini bütün açıklığıyla paylaşacak kadar büyüdü. Ve Facebook üzerinden yaşadığı trajediyi anlattı.

Haberin Devamı

Bir akşamüstü anne Teresa, bütün aileyi salonda toplayarak büyük bir duyuru yapacağını söyledi. Doktor, minik kızları Hannah'ın omurga tabanında, kötü huylu bir tümor bulmuştu. Kısacası, Hannah kanserdi. Halbuki doktora sadece öksürük ve hafif ateş şikayetleriyle gitmişti. Kimse böylesine ciddi bir netice beklemiyordu.

Hannah o akşamı şu sözlerle anlatıyor: "Annemin ne demek istediğini tam anlayamamıştım ama babamın gözyaşlarını görmek beni çok korkutmuştu. Annem o günden sonra daha fazla mikrop kapmamam için bana ameliyat maskesi taktı. O andan itibaren çevremdekilerin bana acı dolu gözlerle bakıp, farklı şekilde davranmalarından nefret ettim."

Hannah'a fazlaca merhamet gösterildi. Yaşadıkları kasabadaki birçok insan, çocuğun iyileşmesine katkıda bulunmak için aileye maddi bağışta bulunmaya başladı. Hatta kilise devreye girip büyük bir organizasyon düzenledi, toplanan paralar anne Terasa'ya, çocuğun sağlık ihtiyaçları karşılansın diye teslim edildi. Hannah artık 'annesinin milyon dolarlık bebeğiydi'.

Haberin Devamı

Kızını ilaçlarla uyuşturmaya başladı


Hannah, kanser olduğunu sandığı dönemlerde...

Maalesef, manipülasyon burada bitmedi.

Teresa, kızının kanser olduğuna herkesi inandırabilmek için Hannah'a gereksiz birçok ilaç verdi. Böylece Hannah kendisini gerçekten bitkin hissediyor ve başının ağrıdığından yakınıyordu.

Hannah, "Bisiklete binemediğim, arkadaşlarımla oynayamadığım için çok üzülüyordum. Okula maskeyle gitmek zorundaydım. Annem öğretmenlerime devamlı çok hasta olduğumu anlatıp duruyordu" diye anlatıyor o günleri.

Tahmin edebileceğiniz gibi Hannah duygusal olarak da büyük bir çöküntü içindeydi.

"En büyük korkum ailemden ayrılmaktı. O yaşta daha soğuk algınlığı bile geçirmemiş bir çocuk ölüm nedir, nereden bilsin ki? Ama ben ölüm diye bir şeyin olduğunu ve beni ailemden ayıracağını biliyordum. Çok korkuyordum. Geceleri yalnız uyumaktan korkar oldum. Annemle babamın odasında yatmak istiyordum ama annem buna asla izin vermezdi."

Hayali hemşire Beth


Anne Teresa'nın Urbana Polis Departmanı'ndaki fotoğrafı

Yalan gittikçe büyüyordu. Teresa kızına gereksiz ilaçlar vererek kendinden geçmesini, uyuyakalmasını sağlıyordu. Bir gün kızı uyandığında, doktora gittiğini, bundan böyle tedavisine yardımcı olmak için Beth adlı bir hemşirenin evde kendilerini ziyaret edeceğini söyledi. "Beth düzenli olarak gelip gitmeye başladı ama ben onu hiç görmedim!" diyor Hannah. "Bandajlarla uyanıyordum, annem bana Beth'in gelip tedavi uyguladığını söylüyordu."

Haberin Devamı

Yavaş yavaş yalan ortaya çıkıyor

Küçük kızın artık saçları yoktu (zira Beth kendisi uyurken saçlarını kazımıştı!), çevredeki insanlardan yaklaşık 31 bin dolar toplanmış, anne kızına yalnızca birkaç haftalık ömrünün kaldığını söylemişti. Hannah mahvolmuştu...

Sonra her şey bir anda çöktü.

Öğretmeni fark edince...


Hannah, çok sevdiğini söylediği babasıyla...

Peki Teresa'nın yalanı nasıl ortaya çıktı dersiniz? Öğretmeni sayesinde... Hannah anlatıyor:

"Öğretmenlerimden biri saçlarımın sağlıklı bir şekilde uzadığını fark etti. Eğer kanser olsaydım bu şekilde uzamayacağını biliyordu. Şüphelenmiş ve annemi şikayet etmişti. Annem, babam ve anneannem tutuklandı. Soruşturmada annem yalanını ve çevresindekileri dolandırdığını kabul etti. Psikiyatri kliniğine yatırıldı. Babam ise kefaletle serbest kaldı. 'Artık hasta değilsin' diye ağlayarak sarıldı bana. Ölmeyeceğim için çok mutlu olmuştum. Ama rahatlamam kısa sürdü çünkü koruyucu aileye verildim."

Haberin Devamı

Hannah'ın babasının durumdan sahiden haberi yoktu. Ancak çocuğu koruyamamaktan yine de suçlu bulundu.

"Bu kadar küçük olmama rağmen annemin yanlış bir şey yaptığını anlamıştım" diyor Hannah. "Asla özür dilemedi, hiçbir açıklama yapmadı. Bir gazete röportajında, babamın kendisini terk edip gideceğinden korktuğu için böyle bir yalan uydurduğunu söyledi. Ben hasta olursam kalacağını düşünmüş ve böyle bir yalan uydurmuş..."

Hannah teyzesinin bakımına verilmeden önce 1 yıl boyunca koruyucu ailede yaşadı. 15 yaşındayken babasının cezası bittiğinde de tekrar onunla yaşamaya başladı. O zaman bile, hala annesinin söylediği yalanın izlerini silebilmiş değildi.

"Annemin yaptıklarını hazmedemiyorum, tamamen atlatabileceğimi de sanmıyorum" diyor Hannah.

Haberin Devamı

Facebook'ta paylaştığı hikayesinin son sözleri ise şöyle: "Şu an üniversitede okuyorum, sosyal hizmetler eğitimi alıyorum. Koruyucu ailelerde yaşayan çocuklara yardım etmek istiyorum çünkü bunun ne kadar korkunç bir şey olduğunu biliyorum."

Benzer İçerikler