Sakarya Suriyeli Anne Ve Bebeğinin Öldürülmesi Davasında Karar Verilmesi

Suriyeli Anne Ve Bebeğinin Öldürülmesi Davasında Karar Verilmesi

15.01.2018 - 15:05 | Son Güncellenme:

KADEM Hukuk Komisyonu Başkanı Hatipoğlu: "Bizlerin gözünde Türk, Kürt, Arap hiçbir farkı yok. (Suriyeli aile) Onlar bizlere emanet. O yüzden desteğimiz sonuna kadar devam edecek" Öldürülen Suriyeli kadının eşi Al-Rahmun: "Diyecek bir şey yok. Bu kararı değil, kısas bekliyordum. Onların yaşama hakkı yok" Avukat Gökdemir: "Mahkumiyet kararı elbette ailenin acısını henüz dindirmedi. Suriye'deki mahkumiyet kararlarıyla kıyaslayıp diyorlar ki 'Kısas olmalı.' Fakat Türkiye ceza kanunları çerçevesinde en ağır ceza verildi"

Suriyeli Anne Ve Bebeğinin Öldürülmesi Davasında Karar Verilmesi

SAKARYA (AA) - Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Hukuk Komisyonu Başkanı Esra Hatipoğlu, Kaynarca ilçesinde ormanlık alanda Suriyeli hamile kadın ile 10 aylık bebeğinin öldürülmesine ilişkin davada kararın açıklamasının ardından yaptığı açıklamada, "Bizlerin gözünde Türk, Kürt, Arap hiçbir farkı yok. (Suriyeli aile) Onlar bizlere emanet. O yüzden desteğimiz sonuna kadar devam edecek." dedi.

Haberin Devamı

Hatipoğlu, Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde Suriyeli hamile kadın ve 10 aylık bebeği öldürülmesine ilişkin Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve tutuklu 2 sanığın, ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 72'şer yıl hapis cezasına çarptırıldığı davanın ardından basın açıklaması yaptı.

Bu cezanın emsal olduğunu ve ailenin hiçbir zaman yalnız olmadığını vurgulayan Hatipoğlu, "En azından bu davayla sivil toplum kuruluşları ve avukatlar olarak onu göstermiş olduk. Sahipsiz değiller. Bizlerin gözünde Türk, Kürt, Arap hiçbir farkı yok. Onlar bizlere emanet. O yüzden desteğimiz sonuna kadar devam edecek." diye konuştu.

Öldürülen Suriyeli kadının eşi Halid Al-Rahmun ise "Diyecek bir şey yok. Bu kararı değil, kısas bekliyordum. Onların yaşama hakkı yok." ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Halid Al Rahmun'un avukatı Cihad Gökdemir de davayla ilgili Türkiye kamuoyunun şu ana kadar gerekli tepkiyi gösterdiğini belirterek, ailenin yanında duran herkese teşekkür etti.

Mahkumiyet kararının ailenin acısını dindirmediğini vurgulayan Gökdemir, şunları kaydetti:

"Suriye'deki mahkumiyet kararlarıyla kıyaslayıp diyorlar ki 'Kısas olmalı. Onların canı alındıysa bunların da yaşama hakları yok.' Fakat Türkiye ceza kanunları malum, bu kanunlar çerçevesinde en ağır ceza verildi. Bundan sonra cezaevinde cezalarını çekecekler."

Gökdemir, toplumun bu tür durumlardan, suçlardan ders çıkarması gerektiğini ifade ederek, "Bizim temennimiz odur ki Suriye veya dünyanın farklı ülkelerinden gelip, merhametimize sığınmış kişilere karşı bu tür suçlarda azmettiricilerin de artık seslerini kesmeleri, onların da bu cezalardan nasibini almaları, en azından kovuşturmaya tabi tutulmaları. Aksi halde suçu işleyenin yanına kar, mağdur da mağduriyetiyle kalıyor. Sosyal medyadan veya farklı mecralardan mültecilere karşı bu tür azmettirici olan insanlara da savcılarımızın soruşturma, kovuşturma yaparak üzerilerine gitmeleri lazım." değerlendirmesinde bulundu.