Geyşalığın özellikle gelişmiş batı kültürlerinin bilinçli yansıtması ve giderek zorlaşan yaşam koşulları nedeniyle bazı kadınların bu kültürü cinsel ilişki işçiliği için kullanması sonrasında bir hayat kadınlığı olarak algılanmaya başladığı belirtiliyor. Fakat Geyşalığın kültüründe vücudunu satmak değil, zenginlik ve güç için yeteneklerini satmak olduğu belirtiliyor. 1920'lerde 80 bin civarında olan geyşaların sayısı 1980'lere gelindiğinde kültürel dezenformasyon ile 10 binlere kadar gerilemiş. Birbirinden değişik ipek kimonoları, alımlı beyaz makyajları, ilginç aksesuarları ve aldıkları eğitim ile Japon kültürünün önde gelen unsurları arasında yeralan geyşaların sayısı bugün 1000 civarında. Geyşa Japonca sanatçıya yakın bir anlama geliyor. Resmi olarak hayat kadınlığı ile hiç bir alakası yok. Fakat şimdilerde popüler kültürde karşılığı bu. Geyşalar asla evlenmesine müsade edilmiyor, bunun nedeni ise evlenenler artık geyşalık yapamaz. Zira geyşalar birçok kişiye hizmet ederken, evlendiği zaman sadece eşine hizmet etmekle yükümlü olacağı için geyşalıktan çıkartılır. Geyşaların sanatta yetkin olması önemli. Çoğunlukla dans ve müzik konularında eğitiliyorlar. Kaligrafi öğrenen de var ama sayıca çok az. Lezzetli yemekler, sunum ve özellikle çay servisi geyşa eğitiminde çok önemli. Geyşaların saçları uzun uğraşlarla şekillendiriliyor ve 3 - 4 gün dayanması bekleniyor. Maiko'nun yaptığı herhangi bir yanlış hareket her zaman ablası tarafından üstlenilir. Maikoların görünüşleri, saç stilleri ve kimono giyme şekilleri geyşalardan daha farklıdır. Ayrıca katıldıkları çayevi partilerinde geyşaların yarısı kadar ücret alırlar. Günümüzde artık böyle bir uygulama olmasa da geçmişte bir geyşanın hayatında ki en önemli dönem yaka değişimi (erikae)dir. Maikoların kimonolarının yakaları kırmızı, geyşalarınki beyazdır. Bu yaka değişimini gerçekleştirebilmek için maiko'nun genç kızlıktan kadınlığa adım atmış olması gerekmekteydi. Bu uygulamaya mizuage deniliyordu ve teorik olarak maiko'nun bekaretinin açık arttırma yoluyla en yüksek fiyat veren kişiye satılması ile gerçekleşiyordu. Maikoların pek çoğu bu duruma itiraz etmek şöyle dursun, hevesle beklerlerdi. Çünkü mizuage demek geyşa evine olan borçların ödenmesi ve tam manasıyla bir geyşa olmak demekti. Yeri gelmişken birazda geyşa ve müşteri arasındaki ilişkiden bahsedelim. Öncelikle geyşaların müşteriler ile yatmaya izinleri yoktu. Bu yüzden geyşalar uyku pozisyonlarını saçlarını asla bozmayacak şekilde ayarlıyorlar. Görüntülerine gelince, klasik geyşa makyajının dışına çıkmaları yasak. Geyşa kültüründe de müşteriyi seçme hakkı oldukça önemli bir kavramdır. Her önüne gelen geyşalarla vakit geçiremeyeği gibi, bir kişi sırf zengin olduğu ve meşhur çayevlerine müşteri olma hakkı kazandığı için istediği geyşanın hizmetinden yararlanabilecek gibi bir kaide yoktur. 2. dünya savaşından sonra,mağlup olan Japonya'ya ayak basan Amerikalı askerler kendilerini adlarına geyşa denen ve bir ekmek parasına her türlü hizmeti sağlayabilecek kadınların arasında buldular. Savaş pek çok erkeği almış geriye yaşamak için başka bir yol bulamayan kadınlar kalmıştı. Müşterilerin ilgisini çekmek için kendilerine geyşa diyen bu hayat kadınları ileride her geyşa denildiğinde akıllara gelen imgelemin sorumlusu oldular. Japonya'da fuhuşun yasaklanmasından sonra, Tayuların sayısı giderek azalmaya başladı. Hali hazırda var olan Tayular ise çok fazla para ve zaman isteyen üstelik artık yasadışı hale gelmiş bu mesleği bırakarak fuhuştan tamamen uzak yepyeni bir akımın öncüsü oldular; Geyşa Sanatı… Geyşa eğitimi çok zor ve uzun bir süreçtir. Japonyada sanatla ilgili öğretiler tamago (yumurta) stili ile yapılır, yani görerek kademe kademe öğrenmek… Geyşa eğitimi çok zor ve uzun bir süreçtir. Japonyada sanatla ilgili öğretiler tamago (yumurta) stili ile yapılır, yani görerek kademe kademe öğrenmek… Her iki şekilde de bu kızlar önce hizmetçi muamelesi görerek itaat etmeyi öğrenir daha sonra sanat okuluna devam ederlerdi. Geyşa sanatının en önemli hususu olan müşterilere hizmet kısmını ise Maiko olunca onlara ablalık yapan Geyşalar'dan öğrenirlerdi. Günümüzde sayıları oldukça azalan geyşalar hala aynı stilde eğitime devam etmektedir. Zorunlu eğitim nedeniyle eskisi gibi 7-8 yaşında değil, en erken 15 yaşında direk Maikoluk eğitimine başlarlar. (Maiko çırak geyşa veya yarım-mücevher demektir.) Geyşa evinde maiko olmaya hak kazanan kız, daima bir geyşa tarafından himaye edilir. Bu dönem onun için hem becerilerini geliştirme hem de şöhretini arttırarak potansiyel danna (koca anlamına gelen bu kelime geyşalar için hami,bakıcı anlamındaydı) adaylarına adını duyurma fırsatıdır.