Kerimcan Durmaz'ın şovu kötü örnek mi oluyor?

Kerimcan Durmaz yaz aylarını yoğun geçirdi. Hatta sadece yazı değil, tüm mevsimlerini dolu geçiriyor artık. Valla ben de isterdim Şeyma Subaşı veya Kerimcan Durmaz olayım, oradan oraya uçayım, ama nerede? Şimdi böyle deyince sanki Kerimcan Durmaz boş beleş geziyor gibi anlayanlar olur. Öyle değil. Sefasını sürdüğü kadar çalışıyor da bu çocuk. Azmi görülmüş olacak ki bir gösteri yaptı. Sosyal medyayı sallayan, tartışmaya iten bir gösteriydi bu.

14 Ocak’ta Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki şovunun bilet fiyatları makuldü. Ayakta 34.50, tribünde 56.50 TL. Makul tutması iyi olmuş çünkü zaten gidenin çok olduğunu sanmıyorum. Ancak süper fanları gitmiştir. E bir de tabii bildiğimiz üzere her zaman yanında duran, tam destek ünlü takımı. Demet Akalın, Seren Serengil gibi isimler.

Bu gösteri bir kerelik miydi yoksa devamı gelir mi bilmiyoruz henüz. Peki görüntülerini gördünüz mü? Görmediyseniz bi' bakmanız lazım. Gözünüzün önüne getirmek için tarif edeyim: Mesela Rihanna’nın şarkısını playback söylerken ekiple beraber koreografiyle dans ediyor. Şimdi, dans ederken sarf ettiği eforu mu takdir etsem, yoksa şöyle bir baktığınızda durumun komik görüntüsüne mi gülsem bilmiyorum.

Her ne kadar kendi çabalarıyla bir yerlere gelmiş insanları gönülden tebrik etsem ve saygı duysam da, Kerimcan Durmaz'ın gösterisine nasıl yaklaşılmalı konusunda kararsızım aslında. Gösteriye 8 yaşından küçüklerin girmesi yasaktı. Acaba bu yaş sınırı daha mı yüksek olmalıydı? Sosyal medyada birçok tartışma dönüyor bu gösteri üstünden. İnsanlara, özellikle gençlere kötü örnek olduğunu düşünenler var. Bir de "Herkesin kendi seçimi, kendi tarzı, istediğini yapar" diyenler…

Etrafımızdaki ünlülerin hepsi dört dörtlük mü? Hayır değil. Hepsi her zaman çok iyi örnek mi oluyor? Bunun cevabı da hayır. Peki konu Kerimcan Durmaz olunca neden bu kadar “Gençlere kötü örnek oluyor” düşüncesi kabul görüyor? Çünkü o, önce bizlerin içine girerek ünlü oldu. Biz onu telefon ekranlarından tanıdık. Ama sanki tanıdığımız biri gibi, hakkında konuşup durduk. Anneannelerine, dedelerine bile izletenler oldu... Her ne kadar “Aaa çocuğum, bu kim böyle?” deseler de, günün sonunda onlar bile tanıdı Kerimcan Durmaz'ı.

Alışılageldiğimiz şekilde bu mecraya girmedi Kerimcan Durmaz. Absürd hareketleriyle güldürerek, DJ kabininde playback yaparak, özellikle gençlerin arasına girdi. Dolayısıyla hitap ettiği kesim gençler. Gençler derken bunun içine çocukları da katın siz. Taklit eden çocukları bir görseniz şaşırırsınız. Kerimcan Durmaz, 'celebrity' diye anılma durumunu kendi lehine çevirdi. 'DJ Kerimcan' diyoruz ya mesela, şarkıları seçip arka arkaya çalmak dışında ciddi ciddi mix yapıyor mu? Yapmıyor. Peki, şarkı söyleyebiliyor mu? Şu an için hayır, playback yapıyor. Yani anlayacağınız, mesleği şudur diyebileceğimiz bir şey yok bence. Kendi halinde 'celebrity' kavramına oturmaya çalışıyor. Benim gördüğüm, anladığım bu. Bu kötü bir şey değil elbette ama bizim için henüz yabancı bir kavram. Bu 'celebrity' işi burada ne kadar kabul edilir? Orası muamma.

Kerimcan Durmaz’ı sevenler, üstün yetenekleri olduğu için değil, güldürdüğü için ve en önemlisi de farklı olduğu için sevdi. Bir de azimli olduğu ve bir şekilde tutunmayı başardığı için. Bazı gençlere kötü örnek olduğunu kabul ediyorum. Sonuçta herkes aynı olgunlukta değil ki, her çocuğu ya da genci aynı kefede değerlendiremeyiz. Dansları, vücut dili, konuşması, birkaç kez izleyince ağza yapışan lafları… Bunlar herkesi iyi etkilemeyebilir. Ama Kerimcan Durmaz'ı hayatımızdan söküp atamayız artık. Ayrıca ne olursa olsun kimse dört dörtlük değil. Bazı kişiler var; aldatma ya da sürekli sevgili değiştirme haberlerinden ötürü kötü örnek oluyorlar mesela. Aynı hesap. Herkesi, özellikle de gerçekten kendi çabasıyla bir yerlere gelenleri takdir edip kenara çekilmekte fayda var. Seven izlesin, sevmeyen kanalı değişsin ya da her nerede denk geldiyse onu kapatsın işte. Durum bu kadar basit olmalı sanki...