A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Aykut Kocaman’ın bu sene çoğu maçtan sonra tekrarladığı bir serzenişi vardı. Hatta bu serzeniş o denli güçlüydü ki iş artık psikolojik boyutlara ulaşıp kendisine “demek ki olmuyor” dedirtmiş ve onu istifaya kadar götürmüştü. Bahse konu serzenişlerin özet cümlesi “ilk atakta golü buldular” idi. Fakat aynı dert Kayseri’de Kocaman’ı bırakıp Şumudika’nın yakasına yapıştı ve sarı lacivertliler altı gol pozisyonundan beş gol çıkararak sezonun en rahat galibiyetini ligin en zor deplasmanlarından birinden aldı.

Haberin Devamı

Dün akşamki farklı galibiyet, Kocaman’ın o zamanki teşhisinin yanlışlığını gösteriyor. Aksi takdirde dünkü müthiş galibiyeti de benzer bir isyanla açıklamak gerek. Fakat bu sezon ne Fenerbahçe’nin yaşadığı puan kayıplarının ana nedeni rakibin ilk atakta gol bulmasıydı, ne de dünkü müthiş üç puanın. Hem puan kayıplarında hem de galibiyetlerde belirleyici unsur iyi oyundu. Nitekim, evet Fenerbahçe biraz daha şanslı olsa bugün üç dört puan fazla toplayabilirdi ama genel olarak sarı lacivertliler bu sezon kazanmayı hak ettiği herhangi bir maçta puan kaybetmedi.

Aykut Kocaman ile Fenerbahçe’nin önemli bir ezberi bozuldu. Eskiden kale olan Kadıköy düştü, yine eskiden büyük dert olan deplasmanlar gül bahçesine döndü. Bu durum öyle birkaç değil yirmi yedi haftalık bir maratonun sonucu olunca onu tesadüften ziyade bir gerçeklik olarak adlandırmak gerek. Tespitimi basit bulabilirsiniz ama bu durumun nedeni, Fenerbahçe’nin hem içeride hem de dışarıda aynı kadro ve aynı oyun anlayışı ile oynarken, rakiplerin farlı oyun anlayışları nedeniyle bu taktiğin sadece deplasmanlarda meyve vermesi. Bunu doğru kabul edersek de akıllara şu geliyor: eğer Fenerbahçe mevcut anlayışını deplasmanlara saklayıp, kendi evindeki maçlarda savunmayı biraz kısarak hücumun altını açsaydı bugün çok daha iyi bir yerde olabilirdi.

can.nizamoglu@gmil.com