A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Fenerbahçe taraftarı son yıllarda ve özellikle bu sezon, büyük umutlarla ticarete atılmış ama umduğunu bir türlü bulamamış bir iş adamı gibi. O iş adamının, onca çaba ve beklentiye karşın “hani benim şirketlerim? Şimdiye kadar bir sürü şirketim birçok çalışanım olması lazımdı” demesi gibi Fenerbahçe taraftarı da bugün “hani bizim kupalarımız, nerede şampiyonluklar ve Avrupa başarıları” diyor.

Fenerbahçe son 10 yılda hem maddi hem de manevi olanakları en fazla olan kulüptü. 3 Temmuz sürecini bir kenara bırakırsak -ki bunu yapmak mümkün zira 3 Temmuz öncesi ve sonrası başarı grafiğinde önemli bir farklılık yok- sarı lacivertliler değişen onca teknik adam, alınan bir sürü futbolcu ve harcanan milyonlarca liraya rağmen bir türlü istenen seviyeye gelemedi.

Haberin Devamı

İstenilen seviyeye gelinmediği için kulüp içi huzursuzlukların yaşanması normal fakat Osmanlıspor maçında iyice ayyuka çıkan durumumlar asla değil.

Tribünlerin yönetimleri desteklemesi ne kadar haksa, onları istifaya davet etmesi de aynı oranda haktır. Buna ne yönetimin kendisi karışabilir ne de başka taraftarlar. Zaten normal şartlarda bu durum taraftarlar arasında en fazla tartışma yaratır. Eğer iş kavgaya dönüyorsa orada farklı durum ve kaygılardan şüphelenilir.

Bugün “yönetim istifa” diye bağıran Fenerbahçe taraftarı küfür ve dayak yiyor, bu kişilerin sezonluk biletleri iptal ediliyor. Bu durum kabul edilebilir veya adil değil. Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan Fenerbahçe’nin bu sorunu acilen çözmesi gerek.

Yöneticiler bir kere gözden düşmeye görsün. O andan itibaren ağızlarıyla kuş tutsalar kimseye yaranamazlar. Geçmişteki başarılar, başarısızlar bir anda önemini yitirir ve onların bir an önce gitmeleri istenir. Aziz Yıldırım geçen senelerde bu durumdaydı, şimdi bu seviyenin de ötesine geçildi.

Aslında o da olan bitenin farkında ama 19 yıldır devam eden görevi bırakmak, tüm o gücü, iktidarı, ayrıcalığı bir günde yitirmek zor geliyor. Gelir de zaten. Bu nedenle o koltuklarda bu kadar uzun süre oturmak iyi değildir; ister kulüp başkanı olun ister devlet başkanı.

Haberin Devamı

Aziz Yıldırım için ok yaydan çoktan çıktı, artık geri dönüşü olmaz. Elbette o bıraktığı gün Fenerbahçe başarıdan başarıya koşmayacak ama en azından bugünkü gibi hocası vazgeçmiş, futbolcuları düşmüş ve taraftarları küsmüş bir kulüp olmayacak.

Mehmet Topal

Mehmet Topal’ın maç sonu açıklamalarının anlamı şu “evet, gol nizami değil”.

Sanıyorum bir futbolcunun böylesi bir pozisyondan sonra en çok söyleyebileceği bu olabilir. Hiçbir futbolcudan gidip de hakeme “hocam gol değil, penaltı yok, ofsayt var” gibi itiraflarda bulunmasını bekleyemeyiz. Bunu yapan futbolcular ekstra takdir ve alkışı hak eder ama yapmayan suçlanamaz. Zira futbol oyunu içinde bu tür hatalar hep olur ve o hata olduğunda futbolcu saliseler içinde bir muhakeme yapar veya hassas olmayanlar hiç düşünmez bile. Mehmet Topal’ın golden sonra bir an duraklaması onun bir muhakeme yaptığını düşündürdü bana, şöyle bir muhakeme: “top elime çarptı, söylemeli miyim? Söylesem iyi olur çünkü bu bir haksızlık. Fakat geçen maçta da bizim aleyhimize hata olmuştu. Hem söylersem camiam bani ucuz kahramanlıkla suçlayıp bana tepki gösterebilir. Zaten ben bilerek yapmadım, top elime çarptı, hakem de düdük çalmadı. O zaman bir şey söylemeyeyim.”

Haberin Devamı

Velhasıl, Fenerbahçe’nin Osmanlıspor maçındaki golü son dönemdeki hali gibi oldu; nahoş.

can.nizamoglu@gmail.com