Gündem AB’nin en genç nüfusu biziz

AB’nin en genç nüfusu biziz

01.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’nin AB üyelik sürecini Bilfenli gönüllü müzakereciler olarak destekliyoruz. Bu kapsamda AB dönem başkanı Letonya’daydık. 30 kişilik grubumuzla “AB’nin geleceği biziz. Türk gençliği olarak inanıyoruz ki Türkiye’nin kaderi tam AB üyeliğidir” mesajını verdik

AB’nin en genç nüfusu biziz

BİLFEN İlköğretim Okulları AB Kulübü öğrencileri olarak, Türkiye’nin AB üyelik sürecine “gönüllü müzakereciler” olarak destek veriyoruz. Brüksel’de başlayan, Dublin ve Atina ile devam eden AB dönem başkanı ülke ziyaretlerimizin bu kez durağı Letonya’nın başkenti Riga idi. 30 kişilik öğrenci grubu olarak Avrupa Parlamentosu’nda mesajlarımızı ilettik. Görkemli bir salonda, İngilizce olarak yaptığımız sunumumuzu, Letonya-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Letonya Başkanı Edward Smiltens ve bazı Letonyalı parlamenterler izledi.
Eğitim seviyesi artıyor
Türk gençliğinin temsilcileri olarak Avrupa Parlamentosu’nda konuşma yapmış olmaktan onur duyduk. Türkiye’nin genç nüfusu ile gücünün farkında olduğunun altını çizdik. Avrupa’daki yüksek yaş ortalamasıyla karşılaştırıldığında, ülke olarak şaşırtıcı bir genç nüfusa sahip olduğumuzu, 29 yaş ortalaması ile AB için bir avantaj sağlayabileceğimizi belirttik ve şu mesajları verdik:
“Türkiye’deki genç nüfusun eğitim seviyesi giderek yükselmekte ve üniversite eğitim oranları artmaktadır. AB, küresel bir oyuncu olmak istiyorsa hayatlarını geliştirmek için gayret eden eğitimli, hevesli genç insanlar havuzuna dalmalıdır. Bizler Türk gençliği olarak Avrupa Birliği’ne bu potansiyeli anlamaları ve her alanda iş birliği yapmaları konusunda çağrıda bulunuyoruz. Bizim eğitimimiz AB’ye yapmak istediğiniz bir katkıdır. Genç ve hevesli bir iş gücü, AB’nin geleceğinin bir anahtarıdır ve Türkiye bu anahtarı sağlayabilir.”
Vize muafiyeti istedik
Eğitim amaçlı Schengen vize başvuru sürecinden geçmekten rahatsızlık duyduğumuzu bildirdik ve tüm Türk vatandaşları için vize muafiyeti istedik. Sunumu dikkatle izleyen Parlamenter Smiltens, “Açıkçası birçok çalışma arkadaşımdan ve diğer ülkelerden gelen misafirlerimizle yarışır derecede iyi İngilizce konuşuyorsunuz” dedi. Smiltens, Türkiye’nin AB üyelik sürecine ilişkin, “Letonya, her zaman Türkiye’nin AB ülkesi olmasını destekliyor. Türkiye’de AB üyelik sürecinde birçok adım atıldı. Eminim ki üyelik süreci tamamlandığında Türkiye de bizim yaptığımız dönem başkanlığını yapacaktır” ifadelerini kullandı.
Şehitliği ziyaret ettik
Türkiye Riga Büyükelçisi Hayret Yalav’ı da ziyaret ederek, büyükelçilik bahçesinde düzenlenen törenle “gönüllü müzakereci” sertifikalarımızı aldık.
Letonya’da en anlamlı ziyaretimiz; Osmanlı-Rus Savaşında esir düşen Türk askerlerinin defnedildiği Cesis kentindeki Türk şehitliğini ziyaret etmekti. 138 yıl önce bu topraklarda şehit düşmüş Türk askerlerinin anıt mezarlarına çiçek bıraktık. Türk şehitleri için gösterilen bu hassasiyet ve özen etkileyici idi.

Haberin Devamı

NASA’lı astronotlar okulumuzdaydı

NASA’nın tarihinde önemli yer tutan uzay araştırmalarında görev alan ve uzay uçuşları gerçekleştiren iki bilim adamı misafirimizdi. Kaptan John O. Creighton, dünyanın ozon tabakasını incelemek için Upper Atmosphere Research Uydusu’nu fırlatan, ünlü Challenger kaza araştırma komitesinde görev almış. Dr. Linda M. Godwin ise soğuk savaş döneminin kapanmasının en vurucu sonuçlarından biri olan 1996 yılında Rus uzay istasyonu MIR’le kenetlenen ekibin içinde görev alan Columbia Missouri Üniversitesi Fizik ve Astronomi Bölümü Öğretim Üyesi. Bu buluşma inanılmaz bir deneyimdi hepimiz için.
Bilfen Liseliler olarak NASA’ya yaptığımız eğitim projesi gezisi sırasında davet ettiğimiz iki astronotu bir hafta boyunca İstanbul Çamlıca ve Kayseri Kampüsümüzde ağırladık.
Düzenlenen konferanslarda, ilköğretim ve lise öğrencileri olarak uzaya ve gelecekteki uzay çalışmalarına dair çok şey öğrendik. Küçüklükten beri uzaya ilgisi olan biri olarak ben ve benim gibi birçok arkadaşım, bizim için hazırladıkları sunumlarda merak ettiği bir çok soruya çevap buldu. Bu soruların arasında; Columbia uzay mekiği kazasıyla ilgili bilimsel soruların yanı sıra elbette ki “Uzayda nasıl duş alıyordunuz?” gibi eğlenceli sorular da vardı. John Creighton’un, “Dünyadan kilometrelerce uzaktayken en çok neleri özlediniz?” sorumuza cevabı “Kesinlikle sıcak ve uzun bir duş” oldu. Dr. Linda M.Godwin ise “Sanırım sulu yiyecekler. Çorba, karpuz gibi… Çünkü yukarıda sadece kuru besinler tüketebiliyorduk” dedi.

Haberin Devamı

Dünyaya ayak basınca!

Astronotlar Creighton ile Godwin’e “Dünya’ya ilk ayak bastığınızda neler hissettiniz?” diye sorduk. Creighton, “Sırtınızda yüzlerce kiloluk bir adamı taşıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Düz yolda yürüyebiliyor muyum diye kontrol etmiştim. Yürümekte sıkıntı yoktu fakat sağa dönmek için büyük bir daire çizmem gerekti. Bu tarz etkiler daha uzun süre uzayda kalanlarda daha belirgin olabiliyor. Benim için birkaç saat sonra bitiyordu. Sanki hiç uzaya gitmemişim gibi.” cevabını verdi.
Dr. Godwin ise şöyle anlattı: “Şimdilerde astronotların döndükten sonra 24 saat için araba kullanmaları yasak fakat eskiden öyle değildi. İlk uçuşumdan sonra eve arabayla döndüm ama nasıl gittiğimi hala hatırlamıyorum. Sabah uyandığımda arabamı nereye park ettiğimi unutmuştum.”

Haberin Devamı

Uzaylılara rastlamadık

Astronotlara en can alıcı sorumuz ise; “Ya uzaylılar? Siz onlara inanıyor musunuz?” oldu. Godwin, “Belki varlar ama ben hiç rastlamadım!” dedi. Astronotlardan hepimiz şunu öğrendik: “Hayalden öteye geçemezmiş gibi görünenn düşünceler aslında ulaşılabilir. ‘Astronot olup ne yapacaksın ki?’ gibi cesaret kırıcı cümleler ve umut vaat etmeyen örnekler yüzünden hayallerinizden vazgeçmeyin!”

Bahçede bilim keyfi

Bizim için kötü hava yoktur, havaya göre yanlış seçilmiş kıyafet vardır! Biz Bilfen Anaokulları öğrencileri olarak bahçemizi her mevsim kullanırız. Ancak havaların ısınmasıyla birlikte daha da çok kullanmaya başladık. Artık deneylerimizi sürekli açık havada yapıyoruz. Mesela arkeolog olduk, kazı yaptık. Dinozor kemikleri bulduk ve sınıfladık. Böcekleri inceledik. Kaç bacakları olduklarını öğrendik. Biliyor musunuz örümcek böcek değil ama kelebek bir böcek türü. Bir balonu üflemeden nasıl şişirebilirsiniz? Biraz karbonatla! Hiç bitki ektiniz mi? Büyümesi için nelere ihtiyacı var? Neden? Bitkilerin yapraklarını büyüteçle inceleyip karşılaştırdınız mı? Beyaz bir karanfili kırmızıya çevirmek isterseniz biraz gıda boyasına ihtiyacınız var! Merak ettiğimiz soruların yanıtını bilimle aramaya devam ediyoruz. Çünkü bizler süper bilimcileriz!

Haberin Devamı

BİLFEN’DEN HABERLER

Efes, Unesco Dünya Miras Listesi’ne dahil olsun

Bilfen öğrencileri, Efes’in “UNESCO Dünya Miras Listesi”ne dahil olması için harekete geçti. İstanbul’dan İzmir’e uzanan bir kampanya başlatan öğrenciler, Efes’ten yükselen seslerini tüm dünyaya duyurmak için çalışıyor.
1994’ten beri “UNESCO Dünya Miras Merkezi Geçici Listesi”nde yer alan Efes Antik Kenti’nin kalıcı listeye alınması için harekete geçen Bilfenli öğrenciler, çalışmalarının ilk ayağı olarak “Efes UNESCO’ya Dahil Olsun” tişörtleri ve pankartlarıyla Selçuk Belediye Başkanı Dr. Dahi Zeynel Bakıcı’yı ziyaret ettiler. UNESCO’nun Dünya Miras Komitesi’nin belirlediği evrensel kriterlerin birçoğunu karşılayan Efes’in kalıcı listeye alınması için pankart ve broşürler hazırlayan, sosyal medya üzerinden imza kampanyaları başlatan Bilfenliler, çalışmaları hakkında Bakıcı’ya da bilgi verdiler.

Haberin Devamı

Türk kültürünü Çin’e taşıdılar!

7 ve 8. sınıflardan oluşan Bilfen öğrencileri, Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki kardeş okul Wenlan ile kültür değişim programı çerçevesinde Çin’e gitti.
Yeni yıl konserlerini Wenlan Okulları öğrencileriyle birlikte gerçekleştiren Bilfenli öğrenciler, bu kez Türk ezgilerini ve danslarını Çin’e taşıdı.
Tarihinden mutfak kültürüne, geleneksel dans ve sporlarından eğitim sistemine kadar Çin kültürüne dair her şeyi yakından tanıma fırsatı bulan öğrenciler; Pekin’deki Çin Seddi, Yasakşehir, Tiananmen Meydanı’nı, Şangay’daki Oriental TV Towers, Bund bölgesini, Yuyuan Bahçesini gezdiler.Dünyanın en büyük ipek müzesi olan Çin Ulusal İpek Müzesi’ni de ziyaret eden Bilfenliler, Çin ipeğinin hikâyesini ve tarihini öğrendi.
Fuyang bölgesini de ziyaret eden Bilfenliler Çin’in “kâğıt kesme” sanatını tecrübe etme fırsatı yakaladılar.

‘Dünyamın adı Ütopya’

Dünya Posta Birliğinin (UPU), Posta ve Telgraf Teşkilatı ile birlikte düzenlediği, “Nasıl bir dünyada yaşamak istersiniz?” konulu mektup yarışmasına katıldım. 44’üncüsü düzenlenen Uluslararası Mektup Yazma Yarışması’nda, 786 mektup arasından Türkiye birincisi oldum. Dünya birinciliği için de iddialıyım ve heyecanla sonucu bekliyorum. İşte mektubumdan alıntılar:
“Sevgili Büyüklerim, Sayın Yetkililer... Benim yetişmek istediğim dünyanın adı Ütopya, benim Ütopya’m. Sizin yaşadığınız ya da yetiştiğiniz dünyadan oldukça farklı. Nasıl bir yer olduğunu sizlere şöyle tarif edeyim:
***
Araç ve gereçlerimiz sonsuzluk garantili jelibonlardan… Yerler ve duvarlar şekerden… Etrafta mutsuz dolaşan tek bir insan bile yok. Her yer rengârenk. Denizlerimiz meyve sularından. İçinde balıklar da insanlar da doyasıya yüzebiliyor. Kimse içine bir şey atmıyor, böyle olunca onlar da kirlenmiyor. Hem sonra orada gönül rahatlığıyla nasıl yüzer, çocuklarımızı o denizlere nasıl sokabiliriz değil mi? Karpuzdan sandallarımızla, mazot kullanmadan mehtabın tadını doyasıya çıkarabiliyoruz üzerlerinde.
Evlerimiz pastadan, Hansel ve Gretel’deki gibi... Çikolatalı, fındıklı, krokanlı… Kim nasıl seviyorsa damak zevkine göre bir evde yaşıyor. Çok mu komik buldunuz? Neden? Siz şu an sahip olduğunuz tüm yeşilliklere “Acaba kaç tane daha ev yapabilir, kaç kat daha çıkarız?”ın yarışını yaparken, yaptığınız rezidanslara maket yeşillikler koyarken komik olmuyorsunuz da ben mi komik oluyorum? Sonra benim Ütopya’mda evler dikine değil enine uzuyor. Hepsinin önünde mis kokulu çiçekler yetiştirdiğimiz alanlarımız; hamak yaptığımız, dalından meyve koparıp yediğimiz oksijen deposu ağaçlarımız var. Ama evlerimizin çitleri ya da sınırları yok. Çünkü burada kardeşlik, barış, huzur var. Lisanımızda da hayatımızda da hırsızlık, kavga, açlık, savaş, kaos gibi kavramlar olmadığından evlerimize çit, kapılarımıza kilit koymak gerekmiyor.
***
Okullarımız sürpriz yumurtadan. Her gün acaba bugün değişik ne öğreneceğiz diye büyük bir merakla okula gidiyor, gidince hem eğleniyor hem de enteresan bilgilerle evlerimize dönüyoruz.
***
Sesler mi? Sadece kahkaha var dostlarım. Bizim gözyaşlarımız mutluluktan. Ne o, çok mu sevdiniz? Ama herkesi alamayız aramıza, alamam! Sen bencil, vefasız ve kendine saygısı olmayan insan! Silahlarını, bombalarını, geleceğim üzerindeki hain planlarını al ve git buradan!
Nasıl bir dünyada yetişmek istiyormuşum, anlatabildim mi? Saydığım pek çok şey olmasa da savaşın olmadığı, açlıktan kimsenin ölmediği bir dünya da yeter bana.”