Gündem Acı dolu hayatının kitabını yazdı!

Acı dolu hayatının kitabını yazdı!

28.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Okuma yazmayı 62 yaşında öğrendikten sonra acı dolu hayat hikâyesini kaleme alan Kocakulak, elde edeceği gelirle başını sokacak küçük bir ev almayı hayal ediyor...

Acı dolu hayatının kitabını yazdı

Onun adı Nazmiye Kocakulak. Fakir bir ailenin tek evladı olarak dünyaya gelen Kocakulak, annesi tarafından şiddete maruz kaldı. 6 yaşındayken önce babasını ardından annesini kaybetti. ‘Şefkatli ve mülayim’ dediği babası çöpçülük yapıyordu. Anne sevgisinden mahrum büyüdüğünü söyleyen Kocakulak, annesini ise ‘sinirliydi’ diye tanımlıyor.

Haberin Devamı

11’inde evlendirildi

Ebeveynlerini kaybettikten sonra halasının yanına gönderildiğini söyleyen Kocakulak, “Halam beni başlık parası için 11 yaşıma bastığıma evlendirdi” dedi. Daha çocuk yaşta iken başlık parası için evlendiği kocasının daha sonra Almanya’ya kaçtığını ve kendisini ortada bıraktığını belirten Kocakulak, şunları kaydetti: “İkinci evliliğimi yaptığımda 13’ündeydim. İkinci eşimden 2 kız, bir erkek evladım oldu. Bunlardan da ne yazık ki, bir oğlum (Okan) ile bir kızım (Tuğçe) zihinsel engelli doğdular. Oğlumun durum çok ileri boyutta olduğu için yanımızda kalamıyor. Okan’ın bakımı çok zor olduğu için Metin Sabancı Spastik Engelliler Okulunda kalıyor. Her hafta onu görmeye gidiyorum. İkisine bakmak için mücadele ediyorum.”

Haberin Devamı

“Hayatımı günlük bulduğum işlerde çalışarak geçiriyorum” diyen Kocakulak, sağlıklı olan kızının evlendiğini ancak daha sonra boşandığını, bu kızından olan tek torununun da sürekli bakıma muhtaç bir hasta olduğunu anlattı.

17 Ağustos’u da yaşadı

İkinci evliliğinde mutluluğu bulamadığını, kocası tarafından “eve fazla para getirmedi” diyerek kovulduğunu ve İzmit’e kiralar ucuz olduğu düşüncesiyle taşındığını, bu arada parklarda yaşadığını dile getirdi.

17 Ağustos 1999’da meydana gelen depremi yaşadıklarını, 2 engelli çocuğuyla üç gün enkaz altında kaldıktan sonra mucizevi şekilde kurtarıldıklarını ifade eden Kocakulak, şöyle devam etti: Depremden sonra İstanbul’a geri geldik. Şu anda Sarıyer’de kiraladığım evde yaşam mücadelesi veriyorum. İki kızım ve bir torunumla birlikte yaşıyorum. Sürekli bakım gerektiren çocuklarım için çalışıyorum. Sağ olsunlar, Kaymakamlık ve Belediye destek veriyor. Ama yetmiyor. Çalışmak, didinmek zorundayım.”

‘Örnek olur diye yazdım’

Sarıyer’deki belediyenin el sanatları kursuna gittiğini ve burada engellilerin ihtiyaçlarını karşılamak için uğraşmaya çalıştığını aktaran Kocakulak, okuma yazmayı nasıl öğrendiğini ve hayatını ne şekilde kaleme aldığını şu şekilde aktardı: “Kursta çok düşünceli olduğumu gören birisi benimle ilgilenmeye başladı. Israrla sorunlarımı kendisine anlatmamı istedi. Ben de yaşadıklarımı ona anlattım. O da bana ‘bunları yazmalısın’ dedi. Kendisine ‘ben okuma yazma bilmem ki’ diye cevap verdim. Bana ‘sana okuma yazma öğretelim hayatını yaz’ dediler. Ben de ‘tamam’ dedim. 4 ay içinde 60 yaşımdan sonra okuma-yazmayı öğrendim. Acı ve kahır dolu hayatımı, benim gibilere örnek olur düşüncesiyle kaleme aldım.” 62 yaşnıda yazdığı kitapta yaşadığı her şeyi ele aldığını belirten Kocakulak, “Kitapta sokakta kaldığım günleri, kiramı veremediğimi, çok mağdur durumda olduğumu, nasıl dayak yediğime kadar her şeyi yazdım” diye konuştu.

Haberin Devamı

‘Küçük bir evim olsun bana yeter’

Nazmiye Kocakulak, büyük hayalinin ‘Tek Başına’ adlı kitabının satışından elde edilecek bir ev alıp kiradan kurtulmak olduğunu dile getirdi.

Kocakulak, şöyle konuştu: “Çocuklarımla beraber güzel bir yaşam kurmak istiyorum. Oğlum Okan’ın benden uzak olmasından dolayı çok üzülüyorum. Kitabım satılmasını istiyorum. Bunun kazancıyla da bir ev alayım, bir odası bir mutfağı olsun. Kiradan kurtulayım o bana yeter. Ekmek paramı kazanıyorum ama kirada olduğum için çok zor oluyor. Oğlumu da yanıma almak istiyorum. Çünkü dayanacak gücüm kalmadı üzülüyorum. Üzülmemin sebebi de birisi yanımda birisi benden uzakta.”

Kitabın yazılmasında Kocakulak’a yardım eden Murat Bayar ise Sarıyer Belediyesi’nin kitabı çıkardığını belirterek, “Nazmiye Hanım 62’sinden sonra okuma yazma öğrendi belediyenin projesi sayesinde. Ardından hayatını kaleme aldı. Burada benim bir katkım da oldu. Kendisiyle ilgili bölümleri kaleme aldı ve bana verdi. Sonra kitabı düzenledik ve yayına verdik. Gelirin tamamını Sarıyer Belediyesi, Nazmiye Hanım’a bırakma yönünde karar aldı” ifadelerini kullandı.