Ankara "Adana Sanayi Odası 50. Yıl Onur Gecesi"

"Adana Sanayi Odası 50. Yıl Onur Gecesi"

07.04.2017 - 23:09 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "(ABD'nin Suriye'de rejime ait hava üssünü vurması) Bu süreç inşallah bu gece olan, malum, Amerika Birleşik Devletleri'nin o sarin gazlarını kullanan, klor gazını kullanan o katil Esed'in attığı adım ilk cevabını buldu ama yeterli mi? Değil. Bunun devamı gerekir diye düşünüyorum. Çünkü 1 milyona yakın insanı öldüren bu adam bunun bedelini ödemeli, yoksa yazık olur. Biz 'meşru bir zeminde Suriye siyasi iktidarını bulmalıdır' diyoruz. Yapılması gereken bunun sağlanması" "Bugün insanına, memuruna, emeklisine, işçisine yük olan değil, hizmet eden bir ekonomimiz var. Krizlerle yatırımcısına sürekli bedel ödeten değil, kazandıran, kar ettiren bir ekonomimiz var" "7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan manzara bize şu gerçeği açık ve net olarak göstermiştir, 2002'den bu yana sağlanan istikrar sistemden değil, ülkeyi yöneten kadronun kendi içindeki uyumundan kaynaklanıyordu, çünkü biz aynı ekolün insanlarıydık. 7 Haziran'da küçük bir sarsıntı geçirince ülkemizin son yıllarda elde ettiği kazanımların nasıl bir anda tehlikeye girdiğini hep birlikte gördük"

Adana Sanayi Odası 50. Yıl Onur Gecesi

ADANA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin Suriye'de rejime ait hava üssünü vurmasına ilişkin, "Bu süreç inşallah bu gece olan, malum, Amerika Birleşik Devletleri'nin o sarin gazlarını kullanan, klor gazını kullanan o katil Esed'in attığı adım ilk cevabını buldu ama yeterli mi? Değil. Bunun devamı gerekir diye düşünüyorum. Çünkü 1 milyona yakın insanı öldüren bu adam bunun bedelini ödemeli, yoksa yazık olur. Biz 'meşru bir zeminde Suriye siyasi iktidarını bulmalıdır' diyoruz. Yapılması gereken bunun sağlanması." dedi.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana Sanayi Odası (ADASO) tarafından bir otelde düzenlenen "50. Yıl Onur Gecesi"nde, iş adamları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.

Türkiye'nin ekonomideki başarılarıyla kredi derecelendirme kuruluşlarının hegemonyasına son vereceğine ve çarpık sistemin değişmesine öncülük edeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, Türkiye ekonomisini kısa sürede toparlayabilmesinin en önemli sebebinin, son 14 yılda tesis ettikleri güven ve istikrar olduğunu dile getirdi.

Recep Tayyip Erdoğan, 2002'den bu yana hayata geçirdikleri reformların yapılmamış olması halinde ekonominin bugün darmadağın olacağını, iş adamlarının 1994 ve 2001 krizlerinin ödettiği bedelleri, işin içinde olmaları dolayısıyla iyi bildiklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

Haberin Devamı

"Bırakın darbe teşebbüslerini savuşturmayı, bir anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla bile krize giren bir ekonomimiz var mıydı? Vardı. Ertesi gün Türkiye hallaç pamuğu gibi atıldı. Dünya ekonomisi büyürken biz küçülüyorduk, başka ülkeler üretirken, ürettiğini satarken, yeni pazarlar bulup rekabet kabiliyetlerini geliştirirken bizler yerimizde sayıyorduk. Diğer ülkelerin milli gelirleri artarken, vatandaşları zenginleşirken bizim siyasetçilerimiz IMF kapılarında 3-4 milyon dolar için boyun büküyordu, dikkat edin.

Hani bizim meşhur bir Davosumuz var ya o Davos olayında o zamanki IMF Başkanıyla oturduk konuşuyoruz, dedim 'Siz bize verdiğiniz parayı mı yöneteceksiniz, yoksa Türkiye'yi mi yöneteceksiniz? Eğer bize verdiğiniz parayı yönetecekseniz buna söyleyecek bir lafım yok. Taksitleri alıyor musunuz? 'Alıyoruz ama bizim idari noktada Türkiye'ye müdahale etmeyeceksiniz. Siz taksidinizi takip edin ekonomik olarak, arkadaşlarınız geldiği zaman arkadaşlarımızla baksınlar, konuşsunlar, görüşsünler, tamam ona da eyvallah ama siyaset, kusura bakmayın Türkiye'yi ben yönetiyorum, siz değil' ve 2013 IMF 23,5 milyar dolar borcunu biz sıfırladık. 2013'te IMF'ye olan borcunu sıfırlayan Türkiye'nin hükümeti bizdik."

IMF'nin Türkiye'den 5 milyar dolar borç istediğini, kendisinin de "Veren el, alan elden hayırlıdır" diyerek buna olur verdiğini anlatan Erdoğan, "Bunlar herhalde vermeyeceğimizi zannediyorlardı, tabi biz 'verin' deyince bu seferde vazgeçtiler, o gün bugündür hala istemediler." şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankasının döviz rezervini 27,5 milyar dolardan devralarak 136 milyar dolara kadar çıkardıklarını, halihazırda da yaklaşık 110 milyar dolar olduğunu anımsatarak, "Yeniden bunu toparlayıp inşallah bu rezervi daha da artıracağız, bundan hiç endişem yok." ifadesini kullandı.

Hükümetlerin en büyük kaygısının yatırım, proje, üretimin artması ve sanayicinin sorunları değil, memur maaşları olduğunu anlatan Erdoğan, "Devlet memurun maaşını ödeyemiyordu. Müflis tüccar gibi borcu borçla kapatmaya çalışan, ekonomik bağımsızlığını kaybetmiş, IMF komiserleri tarafından yönetilen bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıyaydık. Böyle bir şey Türkiye'ye yakışır mı? Bu millete yakışır mı? Hamdolsun bütün bunlara sizlerin de desteğiyle son verdik." diye konuştu.

Haberin Devamı

- "Yük olan değil, hizmet eden bir ekonomimiz var"

Bugün insanına, memuruna, emeklisine, işçisine yük olan değil, hizmet eden bir ekonomi olduğunu aktaran Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:

"Krizlerle yatırımcısına sürekli bedel ödeten değil, kazandıran, kar ettiren bir ekonomimiz var. Bizim sadece şu Suriye'de bize maliyet nedir biliyor musunuz? Toplam maliyeti bize şu ana kadar, STK'larla beraber yaptığımız 25 milyar dolardır. 'Peki Avrupa Birliği size bir şey vermedi mi?' söyleyeyim, Avrupa Birliği'nin bize verdiği 725 milyon dolardır. Bunlar dürüst değil, işte Avrupa Birliği Bakanı burada. Söz verdiler '3 milyar avro ödeyeceğiz' diye 2016'nın Temmuzunda, ne yazık ki ödemediler, rakam 725 milyon dolarda kaldı. Hatta daha sonra ikinci bir taksit 3 milyar avro daha söz konusu oldu. Hiçbirisi dürüst değiller. Bunların dünyası başka.

Peki Mülteciler Komitesi'nden, Amerika'dan bir şey var mı? Oradan da bir 525 geldi, o kadar. Gelse de gelmese de biz Türkiye olarak dedik ki; 'Bu insanlara bu desteği vermeye devam edeceğiz'. Şu anda veriyor muyuz? Veriyoruz, bu insanların bize olan yaklaşımı, muhabbeti gerçekten çok büyük ama o işte bizim bereketimizi artırıyor. Vergide bereketi artırıyor, kazançta bereketi artırıyor ve bu bereket arttıkça da biz yatırımlarımıza devam ediyoruz."

Haberin Devamı

"Battı, bitti, Türkiye'nin ekonomisi çöktü" şeklindeki eleştirileri hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte buyurun 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün temelini attık. Kaça bunun ihalesi? Buranın maliyeti inşallah yaklaşık 10 milyar 500 milyon TL. Kimler yapacak bunu? Yüzde 50 Türk firması, yüzde 50 Kore, beraber yapıyorlar." dedi.

Erdoğan, köpürüyü kısa zamanda bitirmeyi temenni ettiklerini belirterek, "Hani batmıştık, hani bitmiştik eser ortada ve çok kısa zamanda inşallah bunu bitirecekler ama biz durmuyoruz, yola devam. Bugün artık küresel krizler bile bizler tarafından rahatça atlatılabilen bir ekonomik güçle oluşuyor." diye konuştu.

Şimdi bu tablonun kalıcı hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Recep Tayyip Erdoğan, "Çünkü 7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan manzara bize şu gerçeği açık ve net olarak göstermiştir, 2002'den bu yana sağlanan istikrar sistemden değil, ülkeyi yöneten kadronun kendi içindeki uyumundan kaynaklanıyordu, çünkü biz aynı ekolün insanlarıydık. 7 Haziran'da küçük bir sarsıntı geçirince ülkemizin son yıllarda elde ettiği kazanımların nasıl bir anda tehlikeye girdiğini hep birlikte gördük. Hemen ertesinde Diyarbakır'da 53 vatandaşımız öldürüldü. Ölen Kürt, öldüren de Kürt. Bunu yaşadık, çünkü bunların derdi başkaydı." değerlendirmesinde bulundu.

Gaziantep'te DEAŞ'ın kına merasiminde gerçekleştirdiği saldırıyla da 56 vatandaşın öldürüldüğünü hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Dedik ki; 'Artık durmayacağız', hemen ziyarete gitmiştik, döndük, oturduk, konuştuk ve Cerablus'a girdik, Cerablus'un arkasından El Rai, arkasından Dabık, arkasından El Bab, işin, Fırat Kalkanı Harekatı'nın birinci etabını böylece tamamladık. Şimdi bu süreç inşallah bu gece olan, malum, Amerika Birleşik Devletleri'nin o sarin gazlarını kullanan, klor gazını kullanan o katil Esed'in attığı adım ilk cevabını buldu ama yeterli mi? Değil. Bunun devamı gerekir diye düşünüyorum, çünkü 1 milyona yakın insanı öldüren bu adam bunun bedelini ödemeli, yoksa yazık olur. Biz 'meşru bir zeminde Suriye siyasi iktidarını bulmalıdır' diyoruz. Yapılması gereken bunun sağlanması. Şu anda biz görüşmelerimizi yapmaya devam ediyoruz, ilgili arkadaşlarımın hepsi çalışmalarını sürdürüyor, aynı şekilde bizler de liderlerle görüşmelerimizi inşallah yapacağız ve üzerimize ne düşüyorsa onu da çekinmeden ifa edeceğiz."