Gündem Ailesiyle birlikte umutlarını da gömdü

Ailesiyle birlikte umutlarını da gömdü

05.09.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ülkesindeki iç savaştan kaçıp insanca bir yaşam umuduyla Avrupa’ya ulaşmaya çalışan Abdullah Kurdi, eşi ve iki yavrusunun cansız bedenleriyle ülkesine döndü. Acılı baba ailesini kendi elleriyle mezara koydu

Ailesiyle birlikte umutlarını da gömdü

Muğla’nın Bodrum ilçesinden Yunanistan’ın Kos adasına gitmek üzere bindikleri lastik botun alabora olmasıyla 9 kişiyle birlikte boğulan ve cansız bedeni sahile vuran mülteci dramının sembolü 2 yaşındaki Aylan, ağabeyi 3 yaşındaki Galip ve annesi Rihan Kurdî’nin (27) cenazeleri, memleketleri Kobani’de dün toprağa verildi.
Aynı faciadan şans eseri kurtulan Abdullah Kurdi eşiyle iki çocuğunun cenazelerini teslim aldı ve Dalaman Havalimanı’ndan önce İstanbul’a, oradan da Şanlıurfa’ya götürdü. Dalaman Havalimanı’nda uçağın hareketinden önce Başbakan Ahmet Davutoğlu acılı babayı arayarak başsağlığı ve sabır diledi.

‘Bir şey istemem’
Cenazeler Türk Hava Yolları’na ait tarifeli uçakla İstanbul’a getirildi. Baba Abdullah Kurdi de, VIP Salonu’ndan çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlarken “Kendim için bu dünyada bir isteğim bir talebim yok. Artık çocukları olmayan bir baba olarak herhangi bir şey istemem. Sadece bir şey isterim Suriye’de yaşanan acının, yaşanan dramın bir an önce bitmesini. Suriye’ye huzur ve barışın gelmesini isterim” dedi.
Geceyi otelde geçiren baba sabah cenazelerin de konulduğu tarifeli uçakla Şanlıurfa’ya gitti.
GAP Havalimanı’nda yetkililer tarafından karşılanan acılı baba Abdullah Kurdi, Valiliğin tahsis ettiği minibüsle Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan memleketi Kobani’ye geçti. Cenazeler de iki ayrı araçla Kobani’ye götürüldü. Polis ekipleri de zırhlı araçla cenaze konvoyuna eşlik etti.
Sınır hattına yakın noktada barikat kuran jandarmalar, gazeteciler ile vatandaşların Mürşitpınar Sınır Kapısı’nın olduğu bölgeye geçişine izin vermedi.
Çıktıkları umut yolculuğu Bodrum sahilinde sona eren ve doğdukları topraklara tabut içinde dönen anne ve 2 yavrusu cenaze namazları kılındıktan sonra Kobani mezarlığında yan yana toprağa verildi. Yüzlerce kişinin katıldığı cenaze töreninde eşi ve iki çocuğunu kaybeden Abdullah Kurdi’yi yakınları teselli etmeye çalıştı.
Cenazeye Kobani Kantonu Eşbaşkanı Enver Müslim ve diğer üst düzey yöneticilerin yanı sıra Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Mazhar Bağlı, Muğla Milletvekili Hasan Kökten, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, HDP Şanlıurfa milletvekilleri İbrahim Ayhan ve Dilek Öcalan da katıldı.

Kazılmış mezarlar
Cenazeye katılan Tanrıkulu, izlenimlerini Milliyet’e şöyle anlattı: “Bu çocuğun kıyıya vuran cesedi bütün insanlığın suratına vuruldu. Vicdan sorunu yarattı yeniden mülteciler bakımından. Türkiye’de insan ölür mezar kazılır, burada hazır onlarca açılmış mezar var. Böyle bir atmosfer burası. Ölümleri bekleyen bir kent. Kazılmış, bekliyor mezarlar. Baba, oğluyla beraber mezara girmek istedi.
Görmeden nasıl bir yıkımın burada yaşandığını, nasıl bir savaşın yaşandığını da anlamıyor insan. Ne ağır bir savaş yaşanmış burada, o da başka bir zulüm.”

Türk vatandaşlığı
Kürt internet sitesi Rudaw’ın haberine göre, iki çocuğu ve eşini kaybeden Kobanili Abdullah Kurdi’ye vatandaşlık verilecek.
Cenazelerin taşındığı uçakla Şanlıurfa’ya gelen AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mazhar Bağlı, babaya Türk vatandaşlığın verilmesi için gerekli çalışmaların başlatıldığını söyledi. Bağlı, Abdullah Kurdi’nin Türkiye’de yaşamak istediğini ve bunun için gerekli işlemlere başlandığını kaydetti.

Haberin Devamı

‘Çocuklarının geleceği için yola çıktılar’

Aylan’ın anneannesi Fatma Şeyho, kızı ve torunlarının IŞİD korkusuyla kaçtıklarını, çocuklarının geleceği için Avrupa’ya gitmek istediklerini söyledi. Kürtçe ağıtlar yakan anneanne, kızının 8 çocuğunun en büyüğü olduğunu söyledi. Fatma Şeyho, “Kızımı en son bir sene önce görmüştüm. Rıhan ve torunlarım güzel ve çok iyiydiler. Rıhan, annem, kızım, arkadaşım, can yoldaşım, kardeşim ve komşumdu. Kısaca her şeyimdi. Ölmeden üç gün önce bana telefon etti. ‘Anneciğim ben gidiyorum’ dedi. Ben de ‘Kızım gitme. İki küçük oğlunla o denizlerde boğulursun’ dedim. Bana ‘Annem zaten bu küçük çocukların hayatını kurtarmak için gidiyorum’ diye cevap verdi. Abdullah, çevresinden çok borçlandı. Eşini ve çocuklarını kurtarmak için borçlandığı o parayı kaçakçılara kaptırdı. Çaresizlikten kurtulmak için çabalarken canlarından oldular” dedi.