Siyaset AK Partili Ünal: Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si bir operasyon aparatıdır

AK Partili Ünal: Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si bir operasyon aparatıdır

07.02.2018 - 14:15 | Son Güncellenme:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "Sistematik olarak Özgür Suriye Ordusu'na saldırmaya başladılar sonra bu saldırı genel başkan seviyesine çıktı. Dolayısıyla bu bizim bildiğimiz CHP bu  Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si bir operasyon aparatıdır." dedi.

AK Partili Ünal: Kemal Kılıçdaroğlunun CHPsi bir operasyon aparatıdır

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, TGRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Haberin Devamı

Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridorunun bir risk ve terör kaynağı alanı haline gelmesi üzerine Türkiye'nin buraya doğrudan müdahale ettiğini anımsatan Ünal, "NATO'nun en büyük müttefiki olan ABD bizim güneyimizde, Suriye'nin kuzeyinde bir terör örgütüyle beraber iş birliği yapıyor. Önce bu iş birliğini DEAŞ'a karşı yürüttüğünü söyledi. Bugün Suriye'de DEAŞ tehdidi hemen hemen kalmadı diyecek bir noktaya geldi. Ama 5 bin TIR silah yardımı, 2 bin kargo uçağı... Bütün bunlara baktığımızda Türkiye'nin kendi sınırlarını koruması ve Türkiye'nin bölgede oluşan terör tehdidini bertaraf etmesi için bir karar alması gerekiyordu." diye konuştu.

Türkiye'nin bu doğrultuda attığı ilk adımın Fırat Kalkanı Harekatı olduğunu, bu harekata ilişkin de çok eleştiri yapıldığını anımsatan Ünal, şimdi de Afrin'de terörden temizleme harekatı gerçekleştirdiklerini bildirdi.

Haberin Devamı

Devleti hareket ettiren iradenin millet iradesi olduğunu, milletin de bu sorumluluğu AK Parti iktidarına verdiğini bildiren Ünal, "Bu sorumluluğun gereğini yerine getiren bir siyasi irade ve bir devlet iradesi var. Bunun ikisini birlikte görmek gerekir." ifadesini kullandı.

"KILIÇDAROĞLU'NUN CHP'Sİ BİR OPERASYON APARATIDIR"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Afrin'e girilmesini doğru bulmadığına yönelik açıklamarının hatırlatılması üzerine, "Biz bunu bekliyorduk. Daha önce de bunu defalarca söyledik. CHP tüm milli meselelerde ilk üç gün kamuoyundaki baskının dayattığı, o kamuoyunun milli meseledeki hassasiyetlerinin dayattığı zorunluluktan kerhen bir milli duruş sergiliyor, sonra asıl zihniyetini ortaya koyuyor." dedi.

Benzer şeylerin farklı durumlarda da görüldüğünü belirten Ünal, "Önce kendi kadrosundaki marjinal unsurlar yaşanan hadisenin meşruiyetini sarsmaya yönelik bir konuşma yapıyorlar, içeriden tek tek önce sesler yükseliyor, bunlar meseleyi önce tartışmalı hale getiriyorlar." diye konuştu.

Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin de benzer bir durumun söz konusu olduğunu anlatan Ünal, "En son topa Kemal Kılıçdaroğlu giriyor." ifadesini kullandı.

Haberin Devamı

CHP'nin Zeytin Dalı Harekatı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik bir şey diyemediğini kaydeden Ünal, şunları söyledi:

"Ne yaptılar? Bu defa Özgür Suriye Ordusu'na dönük hemen konuşmaya başladılar. Neden? Çünkü Özgür Suriye Ordusu'nu orada bir terör örgütü olarak gösterirlerse bu defa harekatın uluslararası meşruiyetini tartışmalı hale getireceklerdi. Sistematik olarak Özgür Suriye Ordusu'na saldırmaya başladılar, sonra bu saldırı genel başkan seviyesine çıktı. Dolayısıyla bu bizim bildiğimiz CHP bu Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si bir operasyon aparatıdır. Yani küresel güçlerin Türkiye içerisinde kendi söylemlerinin aynası niteliğinde önce Türkiye içerisinde, Türkiye'nin konsolide olduğu temel siyaset üstü milli meselelerde önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si bir algı oluşturur, sonra bu algı yurt dışına taşınır, oralarda konuşulur hale getirilir."

AK Parti döneminde tank, helikopter, insansız hava aracı, piyade tüfeği gibi yerli üretimler yapıldığını, harekatta yüzde 70 oranında yerli ve milli silah kullanıldığını vurgulayan Ünal, "Zeytin Dalı Harekatı'nda eski Türkiye olsaydı hemen Türkiye'ye ambargo uygulanır, silahı olmadığı için, yerli ve milli silahı olmadığı için bu harekatı gerçekleştiremezdi." dedi.

Haberin Devamı

"BU CHP ELE GEÇİRİLMİŞ BİR CHP'DİR"

Böyle bir durumda bile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ve iftiraların yapıldığına işaret eden Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hakaretten, nefretten, yalandan beslenen zavallı bir söylemle karşı karşıyayız, aşağılık bir söylemle karşı karşıyayız. Yalanı tekrar tekrar söylediğinde bunun toplumda karşılık bulacağını düşünen, toplumun bir kesiminde nefret alanı oluşturup kendi siyasetini bu nefretten beslenme üzerine kurgulayan... Ve son kongresinde de nasıl bir CHP'nin ortaya çıktığını gördük. Devlete 'seri katil' diyen, ezandan, bayraktan, şehitten, Türkiye'nin terörle mücadelesinden rahatsız olan bir CHP ortaya çıktı. Bu CHP, ele geçirilmiş bir CHP'dir."

Haberin Devamı

"KILIÇDAROĞLU'NUN CHP'SİNİ YERLİ VE MİLLİ OLARAK GÖREMEYİZ"

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın "Egemenliğimizin sembolü bizim bayrağımız ve ezanımızdır." dediğini anımsatan Ünal, şöyle devam etti:

"Deniz Baykal'ın CHP'sine bir bakın, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sine bakın. Buna baktığınız zaman önünüzdeki fotoğraf son derece net. Türkiye karşıtı bütün operasyonların aparatı olarak kullanılan, bütün yerli ve milli unsurlara, bu ülkenin bütün yerli ve milli değerlerine, seçilmiş iktidarına ve Cumhurbaşkanı'na düşman ama bunlara düşman bütün unsurlara dost ve onlarla işbirliği içerisinde olan bir yapı karşınıza çıkıyor. Yani bunun adı siyaset değil, bu partinin adı siyasi parti değil. Bu apaçık bir operasyon aparatıdır. Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin itibarsızlaştırdığı uluslararası anlamda kıymetsiz hale getirdiği, içeride meşruiyetini tartışmalı hale getirdiği yüzlerce örnek verebilirim. Durum böyleyken biz Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sini yerli ve milli olarak göremeyiz. Atatürk'ün partisi olarak hiç göremeyiz. Mustafa Kemal Atatürk, 1929'da milli siyasetin ne olduğunu anlatıyor. Bunların milli siyasetle bir ilgileri var mı? Bunların bırakın Mustafa Kemal Atatürk'ü bunların İsmet İnönü, Bülent Ecevit ve Deniz Baykal ile de hiçbir ilgileri kalmamıştır. Bunlar yerli ve milli olma niteliklerini kaybetmişlerdir."

"KILIÇDAROĞLU'NUN CHP'Sİ TÜRKİYE KARŞITI YAPILARIN İÇERİDEKİ SİYASİ AYAĞI"

Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir kaset operasyonuyla geldiğine değinen Ünal, "Türkiye karşıtı yapıların içeride tek bir tanesi siyasi ayağı var, o da Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sidir. Bunu bütün açık yüreklilikle söylüyorum." dedi.

Mahir Ünal, 17/25 Aralık'ta FETÖ'ye operasyon yapıldığında karşılarında kalkan olarak CHP'li milletvekillerini ve CHP'yi bulduklarını ifade etti.

CHP'lilerin, "Siz neye dayanarak bunları terörist ilan ediyorsunuz. Siz neye dayanarak bunlarla mücadele ediyorsunuz. Siz neye dayanarak bunların bankasına el koyuyorunuz." dediklerini vurgulayan Ünal, "Şimdi FETÖ'yü tek başına düşünmeyin. FETÖ de Türkiye'nin içerisinde bir operasyon aparatıydı. Maalesef siyasetin içerisinde şu anda Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si Türkiye karşıtı yapıların içerideki aparatı. Türkiye'ye karşı bir saldırı olduğunda Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'sinin ilk yaptığı nedir? Türkiye'ye saldıranlarla Türkiye'ye saldırmaktır. Buna siyaset diyebilir miyiz?" değerlendirmesinde bulundu.

"SÜREKLİ POZİSYON DEĞİŞTİRMENİZ GEREKİYOR"

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin NATO müttefiki bir ülke olduğunu anımsatan Ünal, NATO'nun en büyük müttefiki ABD'nin bir terör örgütünden sınır güvenliği birimi oluşturmak istediğini kaydetti.

Ünal, "Siz zorlayınca diyor ki 'Pardon, sınır güvenlik birimi oluşturmayacaktık, iç güvenlik birimi oluşturacaktık.' Siz yine zorlayınca, 'Ya evet, tamam ben bunu da yapmayayım.' İşte zor oyunu bozar. Ama buradaki paradoks, NATO müttefiki bir ülkenin sizin güneyinizde terör örgütüyle iş birliği yapmasıdır." diye konuştu.

Dünyanın büyük bir değişim yaşadığını, aktörlerin pozisyon ve stratejilerinin hızla değiştiği vurgulayan Ünal, "Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si bilinçli ve sistematik olarak sürekli bizi eski pozisyonumuza mahkum etmek istiyor." ifadesini kullandı.

Mahir Ünal, şu görüşlerini paylaştı:

"Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki sürekli pozisyon değiştirmeniz gerekiyor. Sürekli pozisyon değiştirerek de kendi güvenliğinizi ve istikrarınızı sağlamanız gerekiyor. Kendi milli çıkarlarınızı, menfaatlerinizi korumanız gerekiyor. CHP, ne yapıyor sürekli? 'Dün şunu yapmıştınız, dün öyleydi...' Asla bugünü konuşmuyor. Bugüne dair hiçbir şey söylemiyor. Bugüne dair tek bir önerisi yok."

Amerika, Rusya, İran, Almanya ve Hollanda ile olan ilişkilerinin Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda ele alındığını aktaran Ünal, "Uluslararası ilişkilerde bugün hiçbir aktörün pozisyonu belirli değildir. Hiçbir aktör uluslararası ilişkilerde değişken olmayan bir pozisyon üzerinde ısrarcı olamaz. Hiçbir ülkenin böyle bir lüksü yok. Şimdi Amerika gelir, Tillerson ve H. R. McMaster da gelir oturur, konuşuruz. Yeni pozisyonları konuşuruz." diye konuştu.

"HOLLANDA ATADIĞI BÜYÜKELÇİYİ GERİ ÇEKTİ"

Hollanda'nın atadığı büyükelçiyi geri çektiğini belirten Ünal, "Fakat biz 'Bu malumun ilanıdır' dedik. Hollanda Dışişleri Bakanı da çıktı dedi ki 'Türkiye Hollanda ilişkileri iyileşecektir. 400 yıllık bir geçmişi var' dedi. Aktörlerin hızla pozisyon değiştirdiği bir dünyada aslolan sizin güvenliğinizi, çıkarlarınızı, istikrarınızı ve güçlü bir pozisyonda kalmanızı sağlayacak yeni pozisyonlar alabilme yeteneğidir. Ama CHP siyaset yapmadığı için, daha çok bir operasyon aparatı olarak geçmişteki belli pozisyonlar üzerinden suçlamayı tercih ettiği için böyle bir dili kullanıyor." değerlendirmesini yaptı.

AK Parti'nin ABD'nin PKK'ya verdiği desteği hukuk alanına taşıyıp taşımayacağıyla ilgili soru üzerine Ünal, bu konuda bir çalışma bulunduğunu, bu çalışmanın daha çok inceleme ve değerlendirme çalışması olduğunu ve uluslararası hukuk açısından bu meseleye bakmak gerektiğini bildirdi.

MİLLİ MUTABAKAT KOMİSYONU

Ünal, Milli Mutabakat Komisyonu'nda mart ayının içerisinde yasalaşması gereken yerel seçimlere dönük uyum çalışmalarının üzerinde çalışıldığını ve önümüzdeki hafta bunların Meclis'e sunulacağını kaydetti.

Genel başkanlara toplu bir çalışma sunulmasının söz konusu olmadığına işaret eden Mahir Ünal, şöyle devam etti:

"Çalışmalar öncelikten başlayarak peyderpeyi genel başkanlara sunuluyor. Genel başkanlar da lüzum gördükleri taktirde değerlendirme yapmak üzere bir araya gelirler. Ama şu anda Sayın Genel Başkanımız ile Devlet Bey'in bir araya gelmesi şu günlerde gündemde değil. Burada siyasi partilerin maksatları önemli. Biz bu düzenlemeyi sadece AK Parti ve MHP için yapmıyoruz. Bundan sonra ittifak yapmak isteyen bütün siyasi partilerin ittifak yapmalarının önünü açacak düzenleme gerçekleştiriyoruz. Her siyasi parti kendi kurumsal kimliğini korumak, kendi ittifakta aldığı oyu bilmek, eğer genel seçimse milletvekili sayısını bilmek gibi talepleri var. Bu talepleri gerçekleştirecek bir düzenlemenin nasıl ve nedeni üzerinde çalışıyoruz."