Gündem Allah’ı zikretmek şeytanî kuruntudan insanı uzaklaştırır

Allah’ı zikretmek şeytanî kuruntudan insanı uzaklaştırır

19.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

İnsan zihnine gelen şeytanî vesveseleri uzaklaştırmanın en etkili yolu Allah’ı zikretmektir. Kuran’da şöyle buyurulmuştur: Eğer şeytandan bir vesvese gelip seni dürterse hemen Allah’a sığın.

Allah’ı zikretmek  şeytanî kuruntudan insanı uzaklaştırır

Allah’ı zikretmek  şeytanî kuruntudan insanı uzaklaştırır
Vesvese insan zihninde irade dışı beliren ve kişiyi kötü ya da faydasız bir düşünce ve davranışa sürükleyen kaynağı belirsiz fikir, şüphe ve kuruntulardır. Vesveseye kapılan insanın içinde adeta gizliden gizliye konuşmalar devam eder. Zihinde sürüp giden ve tekrarlanan gizli düşünceye vesvese, bir kimseye böyle bir düşünceyi telkin etmeye de vesvese vermek denir. Vesvese, sistemli bir zihin faaliyetine dayanmayan, zaman zaman kendiliğinden beliriveren psikolojik bir olaydır.

Haberin Devamı

Kuran-ı Kerim’de vesvese kavramının geçtiği âyetlerde şeytanın ve nefsin insana saptırıcı etkisi anlatılmaktadır.

“Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı” (el-A‘râf 7/20);

“Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” (Tâhâ 20/120);

“Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız” (Kâf 50/16).

Kesin, katkısız iman

Nâs sûresinde kişiyi ısrarla günah işlemeye kışkırtması sebebiyle şeytandan vesvâs diye söz edilir.

Haberin Devamı

Hadislerde vesvese kavramı daha çok şeytan tarafından insanın içine atılan ve onun imanına zarar vermeyi amaçlayan tehlikeli soruları, düşünceleri belirtir. Hz. Peygamber’in Arafat gecesinde yaptığı duada, “Allahım! ... vesveseden sana sığınırım” sözü de geçer. Hadislerde her insanın bir şeytanının bulunduğu, kanın damarlarda dolaşması gibi şeytanın da insanın içinde dolaştığı bildirilir. Bazı Müslümanlar Resûl-i Ekrem’e gelerek içlerinden, söylemeye dahi cesaret edemeyecekleri vesveseler geçtiğinden yakınırlar. Resûlullah da bu durumun onlardaki kesin ve katıksız imana delalet ettiğini, ümmetinin bu tür vesveselerden dolayı -telkin edilenleri yapmadıkları sürece- sorumlu tutulmayacağını bildirir.

İnsanlardan içlerindeki vesveseleri söküp atmalarını beklemek kendi tabiatlarını değiştirmelerini istemek anlamına gelir, bu da irade gücünü aşar. Vesvese konusunda sorumluluktan kurtulmak için aklın ve bilginin gereğine göre davranarak vesvesenin etkisini önlemek yeterlidir.

Şeytan inanmış, iman ve inanç yönüyle tam, ibadetlerini yerine getiren müminin kalbine girip, onu küfre sevk edemez. Ancak kalbini bulandırır ve ibâdetlerindeki huzurunu bozmaya çalışır.

Allah’ı zikretmek  şeytanî kuruntudan insanı uzaklaştırır

Kuruntudan sakının

Hadislerde, bir kimsenin abdest ve namaz sırasında bazı uygulamaları eksik yaptığı hususunda kuşkuya düşmesi ve evhamlanması hali de vesvese kelimesiyle ifade edilmekte, bu tür kuruntulardan sakınılması veya onların üzerinde durulmaması öğütlenmektedir (Tirmizî, “ahâret”, 43). Şu halde abdest ve namazda “eksik mi yaptım?” şeklindeki vesveselere önem verilmemelidir. Şayet böyle bir vesvese ilk defa meydana geliyorsa, o abdest veya namaz tekrar edilebilir. Ama devamlı oluyorsa, o zaman hiç vesveseye meydan vermeden, o uzvun yıkandığı kabul edilmeli ve namazın da tamam olduğu kanaatıyla hareket edilmelidir. Özellikle abdest ve ibadetteki tereddüt ve vesvese şeytandan kaynaklanmaktadır.

Haberin Devamı

İnsan zihnine gelen şeytanî vesveseleri uzaklaştırmanın en etkili yolu Allah’ı zikretmektir. Allah’ı zikri zihnine kodlayan müslüman, vesvese deliklerini kapatmış olur. Nitekim Kuran-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur:

‘Hemen Allah’a sığın’

“Eğer şeytandan bir vesvese gelip seni dürterse hemen Allah’a sığın. Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler sonra hemen gözlerini açarlar“ (el-A’râf 7/200-201).

Haberin Devamı

Şu halde şeytanın vesvesesinden emin olmak için öncelikle cemaatle namaz ihmal edilmemeli ve özellikle “nâs” ve “felak” surelerine devam edilerek Kuran ile irtibat kesilmemelidir.

Netice olarak vesvesenin üzerinde durmak değil, aksine, tam tersi istikamette yürümek lâzımdır. Şeytanın kandırması ve vesvesesi, Kuran ve Sünnet bilgisinden mahrum olan kimselerde daha fazla görülür. İslam’ın güzelliklerini ruhunda yaşayan kimselere ise şeytanın vesvesesi zarar vermez.

2 SORU, 2 CEVAP

- Kadınlar âdet günlerinde veya nifâs (lohusalık) hâllerinde iken dua edebilirler mi?

Kadınlar âdet günlerinde veya nifâs (lohusalık) hâllerinde iken dua edebilirler; zikir ve dua anlamı taşıyan âyet-i kerimeleri okuyabilirler. Bunun yanında, kelime-i şehâdet, kelime-i tevhid, istiğfar, salâvat-ı şerife getirebilirler. Tefsir, hadis ve fıkıh eserlerini okuyup inceleyebilirler.

- Eşinin kabrine defnedilmeyi vasiyet eden kişinin bu vasiyetini yerine getirmek gerekir mi?

Haberin Devamı

Normal şartlarda bir kabre, yalnızca bir cenaze defnedilir. Önce defnedilmiş olan cenaze, tamamen çürüyüp toprak hâline gelmedikçe, bir zaruret olmaksızın kabrin açılması ve bu kabre ikinci bir cenazenin defni caiz değildir. Cenaze çürüyüp toprak hâline geldikten sonra ise, aynı kabre başka bir cenaze defnedilebilir. Bu cenazelerin karı-koca veya akraba olup olmaması şart değildir. Daha önce konulan cesedin çürüdüğü zannıyla açılan kabirde eğer çürümemiş bazı kemikler vb. şeyler bulunuyorsa bu takdirde bunlar bir kenara çekilip araya topraktan bir set yapmak suretiyle ikinci cenaze defnedilebilir. Ayrıca herhangi bir yere gömülmesini vasiyet eden bir kimsenin vasiyetine uyulması zorunlu değildir. Fakat uyulmasında da bir sakınca yoktur.

Hz. Peygamber’in namazı

Vabisa b. Ma’bed, hicretin dokuzuncu yılında müslüman olan Esedoğulları kabilesi içinden seçilen ve İslam’ı öğrenmek maksadıyla Medine’ye gelen on kişilik heyetteydi. Yeni iman ettiği Peygamberi’nin nasıl namaz kıldığını merak etmişti. Bir defasında Resulullah’ı namaz kılarken izlemiş ve onun namaz kılış şeklinden bir parçayı şöyle aktarmıştı: “Rüku ettiği zaman belini öyle düzgün tutuyordu ki eğer üzerine su dökülmüş olsaydı orada (dökülmeden) kalabilirdi” (İbn Mâce, İkâmet, 16).

Hz. İbrahim’in duası

“Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazını dosdoğru kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! Duamı kabul et!” (İbrahim, 14/40).

Bir Hadis

Şüphesiz ki sözde ve davranışta doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğrudan ayrılmayan) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücûr) sürükler. Fücûr da cehenneme götürür. Kişi yalancılığı alışkanlık haline getirince Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır”

(Buhâri, Edeb 69).

Allah’ı zikretmek  şeytanî kuruntudan insanı uzaklaştırır