13.12.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Türker Karapınar
2010 KPSS’de “FETÖ/PDY terör örgütü”nün amaçları doğrultusunda kopya çekildiği iddiasıyla 230 şüpheli hakkında açılan davanın Ankara Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman tarafından hazırlanan iddianamesinde, ÖSYM’ye gönderilen ihbar mektuplarında ilginç bilgiler yer aldı. Bir ihbar mektubunda liseden arkadaş olan F.N.G. ile A.D.’nin aynı evde sınava hazırlandığı, A.D.’nin F.N.G.’ye, “Hocaefendi ‘Bizim Milli Eğitim’e girmemiz lazım, Milli Eğitim’in suyu çıkmış, amaca giden her yol mübahdır, girin de nasıl girerseniz girin’ demiş” dediği kaydedildi.
F.N.G.’nin, sınava hazırlanırken, A.D.’nin alt yapısının olmadığını gördüğü, sonuçlar açıklandıktan sonra A.D.’yi arayarak kaç puan aldığını sorduğu, A.D.’nin 97 puan aldığını söylediğinde şok olduğu belirtildi. F.N.G., A.D.’ye nasıl yaptığını sorduğunda kendisine, “Allah zihnimi açtı, hepsini tıkır tıkır yaptım” dediğini, “Kopya mı çektin” sorusuna üzerine de bir şey söylemeden telefonu yüzüne kapattığını ifade etti. İddianamede, KOM Daire Başkanlığı tarafından FETÖ/PDY örgütlenmesi ile ilgili hazırlanan rapora yer verildi.
Devletin tüm kurumlarını ele geçirmeyi hedefleyen FETÖ/PDY’nin, emniyet teşkilatlanmasındaki kadrolaşmasını belirli bir düzeye ulaştırdıktan sonra buradaki gücünü operasyonların ana aracı olarak kullanmaya başladığı belirtilen raporda “Tespit edilen örgütün günümüze kadar tecrübe edilen suç örgütlerinden çok daha komplike olduğu görülmektedir” denildi.
‘Cumhuriyete tehdit’
İddianamede, şüpheli şahısların irtibat bilgilerinin analizi sonucu, sınavda 120 sorudan 100 ve üzeri net yapan 3 bin 227 adaydan büyük bölümünün farklı illerde ikamet etmelerine rağmen, özellikle sınavdan 3 gün önce gruplar halinde bulundukları illerde veya yakın illerde aynı zaman diliminde telefonlarının aynı bazlardan sinyal verdiğinin tespit edildiği yer aldı. İddianamede özetle şöyle denildi: “Deliller bütün olarak değerlendirildiğinde 2010 KPSS’de yaşanan sürecin hayatın olağan akışına aykırı olduğu aşikardır. Cumhuriyetimizin büyük bir tehdit ve tehlike altında olduğu görülmüştür.”
İddianamede, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenler arasında Ankara Emniyet Müdürlüğünde görevli Emniyet Amiri şüpheli Öner Güven, eski ÖSYM Başkanı Ahmet Ünal Yarımağan, eski ÖSYM Genel Sekreteri şüpheli Mehmet Altunay ve polis memuru şüpheli Harun Kocaman’ın yer aldığı, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir’in de suç delillerini yok etme suçunu işlediği kaydedildi. İddianamede, Yarımağan’ın, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, göreve ilişkin sırrın açıklanması, adli görev nedeniyle kamu görevlisinin resim belgede sahticiliği” suçlarından 12 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İddianamede, Yarımağan’dan sonra ÖSYM Başkanı olan Demir’in ise 2001 KPSS soru kitapçıklarını yok ettiği iddiasıyla 9 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapsi talep edildi.