Gündem ‘ALS hastaları kahkaha atsın’

‘ALS hastaları kahkaha atsın’

10.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:

Amerika’daki bilimsel çalışmalarıyla ALS hastalarına umut olan Doç. Dr. Hande Özdinler, “ALS çok zor bir hastalık ve her hastada farklı seyrediyor. ALS hastaları sık sık kahkaha atmalı. Olumlu düşünce tarzı hastalığı yavaşlatıyor” dedi

‘ALS hastaları kahkaha atsın’

Amerika Şikago’daki Northwestern Üniversitesi ALS Araştırma Laboratuvarı kurucu başkanı
Doç. Dr. Hande Özdinler, aynı zamanda Harvard Sinir Sistemi Onarım Merkezi tarafından ödüllendirilen ilk Türk kadın bilim insanımız. Ayrıca çizdiği resimleri satarak bilimsel araştırmalara fon yaratmak için uğraş veren Doç. Dr. Özdinler,
Milliyet’in sorularını yanıtladı.
Bilimsel modellemeniz hakkında bilgi verir misiniz?
“Bazı hayvanlar geceleyin parlar ve floresan proteini üretirler. Biz de bu proteini kullanarak beyinde ölen motor nöronları ışıl ışıl yaptık. ALS hastalığına bu çalışmamız sayesinde önemli bir boyut kazandırdık. Bizden önce beynin o karmaşık yapısında sadece ölen motor nöronlarını hücresel düzeyde çalışmak imkansızdı. Şimdi hastalığın hücresel nedenlerini teker teker çözüyoruz.”
ABD’deki çalışma alanınızı anlatır mısınız?
“Aslında ALS bir çok hastalığın bileşkesi gibi. Biz öncelikle bunun altyapısındaki bozuklukları genetik ve hücresel düzeyde keşfediyoruz. Sonra hastalıkta ölen motor nöronlarını yaşatmak için gen tedavisi yöntemleri geliştiriyoruz. Bu arada motor nöronlarını iyileştiren ilaçları araştırıp, klinik çalışmaya geçmeye çalışıyoruz.”
Tedaviye yönelik çalışmalar ne durumda?
“Dünyanın birçok yerinde yeni yeni ALS merkezleri kurulmaya başlandı. Hastalara daha iyi bakım yapılıyor. ALS’li dostların ömürleri uzadı. Eskiden 3-5 yıl yaşam süresi biçilen bu hastalar artık 15-20 yıl yaşayabiliyor. Üniversiteler arası, dernekler arası ve hatta ülkeler arası ortak çalışmalar arttı. Klinik çalışmalar müthiş hızlandı. Şu anda klinikte ilaç denemesi en çok olan hastalıklardan biri ALS. Milyonlarca dolar araştırma için harcandı ve şu an 10’dan fazla madde, ilaç umuduyla araştırılıyor.”
Yakın gelecekte tedaviye yönelik hangi gelişmeleri göreceğiz?
“Gelecekte sadece ALS’nin değil, diğer büyük nörodejeneratif hastalıkların da ilacı olacak. Parkinson, Alzheimer, ALS, grip gibi ilaçla tedavi edilebilecek. Çünkü hastalıkların mekanizmaları çözülüyor. Hastalık için değil, mekanizma için ilaçlar olacak ve hangi hastada hangi mekanizma bozuksa bu yönde ilaç verilecek. Örneğin mitokondri bozukluğu için bir ilaç olacak. Bu ilaca ALS ilacı değil, mitokondri bozukluklarına iyi gelen ilaç denilecek. ALS hastaları, bazı Parkinson veya Alzheimer hastaları da ilaçtan faydalanacak. Kimin hangi ilacı alması gerektiği genetik mutasyon taramasıyla veya biyomarkerlar sayesinde belirlenecek. Bundan sonraki süreçte erken teşhise yönelik çalışmalara yöneleceğiz. Beyinde ölen motor
nöronlarını iyileştiren ilaçları hastalara ulaştırma misyonu üzerinde çalışmalar yapacağım.”

ALS nedir?

Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) aynı zamanda ‘motor nöron’ hastalığı olarak da anılan, merkezi sinir sisteminde omurilik ve beyin sapı adı verilen bölgede motor sinir hücrelerinin (nöronlar) kaybından ileri gelen bir hastalıktır.

‘Pes eden asla başaramaz’

Doç. Dr. Hande Özdinler başarısının sırrını şöyle açıkladı: “Bence başarının sırrı başarısızlıktır! Hiç kimse ‘pat’ diye başarılı olamaz. Bir kişi başarılıysa, mutlaka bir süre başarısız olmuş ancak o başarısızlığa yenilmemiştir. Başarısızlığı deneyim olarak görmek ve yürümeye devam etmek en önemli kriter. İlk başarısızlıkta pes eden biri asla başarılı olamaz. Başarısızlığı yenilgi olarak gören biri de başarılı olamaz.”

‘Ailenin sevgisi ömür uzatıyor’

Özdinler, hasta ve yakınlarına şu önerilerde bulundu: “ALS teşhisi konulduktan sonra hastalarda karamsarlık başlıyor. Bu süreçte aile desteği çok önemli. Ailesi hastayı sevdiğini ne kadar gösterirse, hastanın ömrü o denli uzuyor. Hastalar spor yapsınlar, temiz havada yürüsünler, bol bol gülümsesinler, kahkaha atsınlar. ‘Ne zaman öleceğim’ diye değil, ‘yaşadığıma değsin’ diye düşünsünler. Bu düşünce tarzı hastalığı yavaşlatıyor
ve hastayı daha sağlıklı yapıyor.”

Kardeş acısıyla hayatı değişti

Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden mezun olduktan sonra en iyi master tez ödülüne layık görülen Özdinler’in hayatı, doktora için gittiği Amerika’da kardeşinin beyin kanamasından ölmesiyle değişti. Kardeşinin ölümüyle beyin bilimi üzerinde çalışma kararı alan Özdinler, doktoradan sonra Harvard Tıp Fakültesi’nde nöroşirürji çalışması yaptı ve ‘Harvard Center For Neurodegeneration and Repair’ ödülünü kazandı.