Berna Laçin

Berna Laçin

berna.lacin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu hafta, üç ayrı evlilik teklifi anıyla, romantizmin yüreğimizde kalan kırıntılarına da son noktayı koyduk! Tekliflerden biri, sahibinin, tuz serpme hareketiyle sosyal medya fenomeni olmuş et lokantasında yaşanıyor; menünün en pahalı seçeneği olan kaburganın içine saklanmış tektaş, mekanın sosyal medya ünlüsü sahibi tarafından bıçakla bizzat etten sıyrılıp, servis ediliyor.

EVLİLİK TEKLİFLERİNDEN SOĞUDUK


Diğer hikayede bir kebapçıda geçiyor; yüzük bu defa, testi kebabın içinden, yine usta tarafından yağların arasından çıkarılıyor. Bir başka kebapçılı teklifteyse gelin adayı, o an yaşananlara yabancılaşmış, bol soğanlı yüzük müstakbel damat tarafından parmağına takılırken, diğer elini şortunun cebinden bile çıkartmadan, tek ayak üzerinde kaykılmış izlerken görülüyor. Tabii, sosyal medyada bu görüntülerle karşılaşanlar da hep bir ağızdan “Hayır deeeee” diye yakarıyor. Böyle vıcık vıcık teklifler alan gelin adaylarına “Geçmiş olsun”, romantizmin sınırlarını tersine zorlayan damat adaylarına da “Allah akıl fikir versin” diyorum.
Ben oldum bittim şu evlilik teklifi meselesinin gösterişe dönüştürülmesinden hoşlanmamışımdır, ayrı... Kuşkusuz bundan 20-25 yıl önce, şimdiki kadar abartılı evlilik teklifi modası yoktu. Açıkçası, filmlerdeki o klişe diz üzerine çökme halinin de beni biraz baydığını hatırlıyorum. Bugün gelinen noktadan sonra kendi kendime “Kurban ol sen o romantik filmlerin evlilik teklifi sahnelerine” diyorum tabii... İlk flörtüyle evlenmiş biri olarak, bu konuda şahsen çok tecrübem yok, hatta hafızamda öyle anlı şanlı bir evlilik teklifi anısı filan da yok, o sebeple acaba biraz haset mi ediyorum diye düşündüğüm de oldu. Biraz kendiliğinden gelişen ve uzun flörtün (sekiz sene) doğal bir sonucu gibi olarak gelen bir durumdu sanki bizimki. Hatta, son yıllarda moda olan, köprüye afiş asarak, havai fişek patlatarak, denizin dibinde, dağdan paraşütle atlarken filan gibi çeşitli versiyonları bulunan evlilik tekliflerini gördükçe, “Hani benim teklifim nerede?” filan diye eşime epey takıldım bir ara... O da 20’nci evlilik yıl dönümümüzde, espri olsun diye bana teklif etti sonunda (neyse ki baş başayken yaptı bunu)!

Haberin Devamı

Sıra dışı olmak uğruna
Eskiye dair tek tük, mesela bir defile sırasında bir defa da afişler aracılığıyla olan magazinel teklifler hatırlıyorum, o kadar. Ne ara bu iş hem teklifi alanlar hem de edenler arasında bir yarış ve nispet vesilesine dönüştü, orayı kaçırdım galiba! Özellikle 2010 sonrası bir furya bu! Eh, ne de olsa iPhone hayatımıza girdi ve sonrasında Facebook, Twitter ve Instagram derken, sosyal medyada paylaşmanın ‘dayanılmaz hafifliği’ evlilik tekliflerini de esir aldı. Paylaşılacak bir görsel olmadıktan sonra, evlilik teklifinin de tadı kalmadı.
İşler çığrından çıktı... Orta Çağ’da, kadına evlenme teklifini kabul ettirmek için çeşitli şartları yerine getirmek zorunda kalan şövalyeler gibi ya da dağları delmek zorunda olan Mecnun misali, günümüz damat adayları da ‘kadını ne kadar sevdiğini’ ispat için ‘evlilik teklifi şovu’ yapmak zorunda bırakıldı. Bir süre sonra, mesele amacını aştı, genç kadınların ‘bakalım benim için ne hazırlayacak?’ beklentisinden, romantizm yerini strese bıraktı.
Kim daha ilginç evlenme teklifi yapacak; kim daha uğraşmış, kim daha gösterişli, arkadaş çevresine “Vaoooov!” dedirtecek bir organizasyona imza atacak diye yarışlar başladı. Bugün, evlilik teklifi organizasyon şirketleri bile var. Sıra dışı olmak uğruna daha ne kadar acayip tekliflerle karşılaşırız, kestirmek zor.
Şahit olduğum, tekne gezisi sırasında, denizden fırlayan balık adamın, teknedeki kadına yüzük uzattığı evlenme teklifi bile çevrede çok hayretle karşılanmadı mesela... Büyük ihtimalle, “Diz üzerinde, elde yüzükle klişe olmayalım” derken, kantarın topuzu kaçtı, kadınlar da bunu kendilerine verilen değer sayınca, beklenti başladı. Ee tavuk-yumurta-tavuk döngüsünde, sonunda iş çığrından çıktı! Testi kebabından, kaburganın yağından çıkan yüzükler, romantizmin son çivisini de çıkardı...

Haberin Devamı

Romantizmi yaşayın
Son söz: Sevgili gençler, evlilik iki kişilik bir eylemdir. Benden size tavsiye, bu kararı kendi aranızda alın, kendinize ait kalacak bir anı olarak bırakın, anın tadını çıkarın; cümle âlemin gözüne sokarak, dikkat çekme çabasını bırakın. Gerçekten çevre nazarında romantik değil; gösterişçi görünüyor. Hele Allah muhafaza, kebap-et kokulu başlayan bir evlilik, yıllar sonra nasıl kokar diye düşündürüp, hiçbirimizin hayallerini yormayın. Herkese iyi bayramlar, yeni evleneceklere saadetler, evlilik teklifi yapacak olanlara sadelikler dilerim.