YAZ AYLARI İÇİN 5 ÖNEMLİ ÖNERİ

Yaz aylarında deniz, kum, güneş, tatiller ve artan sosyallikle, beslenme düzeni biraz değişebiliyor. Tatil öncesi kıştan kalan birkaç kilonuzu vermek veya verdiğiniz kiloları korumak istiyorsanız, yaz aylarında beslenmeye önem vermek gerekir. İşte yaz ayları için beş önemli beslenme önerisi...

1. Kırmızı meyveleri ihmal etmeyin
Yaz gelince, sebzeler ve meyveler renklenip, çeşitleniyor. Özellikle yaz meyveleri yüksek su oranına sahip, bu da kaybettiğimiz sıvıyı yerine koymamıza yardımcı oluyor. Gözdeleri de kırmızı ve mor renktekiler... Çilek, yaban mersini, böğürtlen ve ahududu gibi meyveler, kalp ve beyin sağlığı için önemli. Bu meyveler, quarcetinin de içinde olduğu birçok antioksidan bakımından

da zengin. Çalışmalar, kırmızı renkteki meyvelerin tüketiminin artırılmasının kalp hastalığı risk faktörlerini azaltabildiğini gösteriyor, ayrıca antioksidan içerikleri sayesinde kansere karşı da koruyucu olabilecekleri biliniyor.

2. Lifli beslenin
Yaz aylarında tatillerle seyahatler artıyor ve dönem dönem bağırsak dengesi bozulabiliyor. Eğer herhangi başka bir sağlık sorunu yoksa, yeterli su içmek, egzersiz yapmak ve lifli beslenmek, sindirim sistemiyle ilgili sorunlarınızı çözmeye yardımcı olabilir. Liften zengin beslenmek, bağırsak sağlığının yanı sıra, kilo kaybına da yardımcı olur. Genel olarak çiğneme süreleri daha uzun olduğu için alınan enerjinin bir kısmı harcanır. Midede daha uzun süre kaldıkları için de tokluk hissi uzar ve kilo vermeye yardımcı olurlar. Öğünlerde dengeli lif tüketimi, bağırsak, kalp sağlığı, kan şekeri dengesi ve kilo kaybı için çok önemli.

3. Sıvı alımınızı artırın
Özellikle sıcak havalarda sıvı ihtiyacımız bir miktar arttı. Sıvı kaybı, yaz aylarında karşılaştığınız halsizlik, yorgunluk, baş ağrılarının da sebebi olabilir. Yeterli sıvı alımı, hem vücudunuzdaki ödemi atmaya yardımcı olacak hem de kendinizi daha zinde hissetmenizi sağlayacaktır. Özellikle terleyince oluşan elektrolit kaybını düşündüğümüzde, doğal maden suyu tüketiminin önemini de hatırlatmak isterim.

4. Haftada en az iki kez balık
Balık denince aklımıza ilk olarak, vücudumuz tarafından yapılamayan ve dışarıdan alınması gereken doymamış yağ asitleri olan omega 3 gelior. DHA ve EPA yağ asitleri olmak üzere ikiye ayrılan bu yağ asitleri, EPA ve DHA trigliserid seviyelerini düşürerek kolesterol birikimini önlemeye yardımcı olur. Yüksek kolesterol seviyesi, genellikle kalp hastalığı riskini artırır. Dolayısıyla bu yağ asitleri başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere, depresyon, kanser ve bağışıklık sistemi bozuklukları gibi bazı hastalıkların önlenmesinde ve tedavi edilmesine yardımcı olurlar. Somon gibi doğal omega 3 yağ asiti içeren besinlerin bir diğer faydası da yazın çok daha fazla önemsediğimiz cildimiz üzerine... Deniz ürünleri, vücuttaki mikroplarla savaşan anti-inflamatuar bileşiklerinin artmasına yardımcı olur. Balık tüketimi, kırışıklık, ince çizgiler ve kuru cilt gibi yaşlanma belirtilerini önlemeye yardımcı olur ve aynı zamanda cildimizi esnek ve nemli tutan kolajen üretimini uyarır. Ben balık tüketirken genellikle Norveç deniz ürünlerini tercih ediyorum. Norveç’in deniz ürünlerinin kaynağı kuzeyin soğuk ve berrak suları... Bu gibi düşük derecelerde balıklar daha yavaş gelişiyor ve sıcak sulardakilere göre daha büyük boyutlara ulaşıyor, ayrıca sağlıklı doymamış yağ asidi bakımından da zengin oluyor.

5. Aç olduğunuzdan emin olun
Aç olan siz misiniz, yoksa duygularınız mı? Duygusal açlığa yenilmeyin. Bazı duygular açlıkla karışabiliyor; özellikle ayrılık, üzüntü, sıkıntı, yalnızlık gibi duygular buzdolabı ve TV önünde mekik dokunan saatlere dönüşebiliyor. Bu sebeple yemeğin bir koltuk değneği olarak kullanılması, kilo problemlerinin sebebi olabiliyor çoğu zaman. Aç hissettiğinizde bir bardak su veya maden suyu için ve gerçekten aç olup olmadığınıza karar verene kadar bekleyin.