Ege Manisalı Nihat Bakü yolunda

Manisalı Nihat Bakü yolunda

05.08.2019 - 00:58 | Son Güncellenme:

.

Manisalı Nihat Bakü yolunda

Aerobik cimnastikte Manisa’nın parlayan yüzü olan Nihatcan Gül, Milliyet Ege’ye konuk oldu. Bugüne kadar elde ettiği derecelerden ve planlarından söz eden Gül, “2020’de Bakü’de düzenlenecek olan Dünya Şampiyonası’nda derece elde ederek ülkemde ve kariyerimde bir iz daha bırakmak istiyorum” dedi.

Haberin Devamı

Manisa’nın cimnastikteki gururu olmayı sürdüren Nihatcan Gül, Milliyet Ege Spor Müdürü Mehmet Demirtaş’ın sorularını yanıtladı.

Aerobik cimnastik ile adını duyuran, yurtiçi ve yurtdışında birçok derece elde eden Gül, “Bugüne kadar ay yıldızlı bayrağımızı katıldığım her yarışta dalgalandırabilmek için mücadele verdim. Bugünden sonra da bu branşta yolumu en doğru şekilde çizerek başarılarımın önünü açacağım” diye konuştu.

- Cimnastiğe nasıl başladınız?

Cimnastikle 2006 yılında tanıştım diyebiliriz. Ben cimnatikten önce her çocuk gibi futbol oynuyordum. Manisa’nın Kuyumcular Çarşısı’nda Hatuniye Camii var. Caminin avlusunda mahalle takımı maçları yapıyorduk, orada bir trafik polisi vardı ve onun oğlu da futbolcuydu. Oğlunun takla atarken fotoğraflarını gösterdi. Ben de golden sonra takla atabilmek için cimnastik salonuna gittim ve maceram böyle başlamış oldu. 2008 yılında ailemin desteğiyle yurtdışına çıkma imkanım oldu. İlk kez Viyana’ya gittim ve orda ilk madalyamı kazandım.

Haberin Devamı

- Milli Takım’a girme süreciniz nasıl gerçekleşti?

Viyana’dan döndükten sonra yavaş yavaş bu işin ciddiyetini keşfettim ve 12 yaşına kadar çok üstüne düştüm. O zaman Milli Takım seçmesi vardı ama ben seçilemedim. Seçilemeyince cimnastiği bıraktım ve tekrardan futbol oynamayı denedim. Manisaspor’un seçmelerine girdim ve altyapısında oynamaya başladım. Futbol maceram çok uzun sürmedi ve cimnastiğin ne kadar özel ve değerli bir spor olduğunu keşfettim. Cimnastiğe böylelikle geri dönmüş oldum. Bu kez tek hedefim milli takımdı. Milli takım seviyesine 2013 senesinde ulaştım. 15 yaşındaydım ve Fransaya gittik. Böylelikle milli takımla ilk kez bir turnuvaya katılıp ülkemi temsil etme fırsatını yakaladım. Bana inanıp arkamda duran Federasyon Başkanımız Suat Çelen başta olmak üzere, Asbaşkan Emre Bağcı’ya, Komite Başkanı Özlem Keskin’e sonsuz teşekkür ediyorum.

- Bu branşta şimdiye kadar elde ettiğiniz dereceler neler?

2013’ten sonra yurtdışına yetişme çabasıyla beraber antrenman tarzlarımız da değişti. O zamanki antrenörüm Gürkan Er’in desteği çok fazlaydı. 2014 yılında Meksika’da Dünya Şampiyonası’nda juniorlar çiftler kategorisinde, dünya finalini yaşadım ve 7. olduk. Benim yılım 2015’te tekler kategorisinde oldu. Dünya şampiyonasından sonra 2015’te Milli Takım seçmesinde tekler kategorisinde 17 yaşında Antalya’da talihszilik yaşadım. En iyi olduğum sene ilk yarışmada yarışmayı terk ettim. O sene federasyondan insanlar beni takip ediyordu. “Sana sahip çıkacağız yurtdışında seni değerlendireceğiz” dediler.

Haberin Devamı

Antalya’dan bir hafta sonra Fransa’da birinci oldum ve İstiklal Marşı’nı okuttum. Ardından Bulgaristan’da finale kalarak beşinci oldum. Bulgaristan’daki başka bir yarışmada ikinci oldum. Macaristan’da altıncı oldum. Ardından Avrupa Şampiyonası hazırlıklarına başladım. Şampiyonada bir talihsizlik yaşadım. Önümüzdeki 3 yarışmacı aynı puanı aldı ve biz 9. olduk. Finale bile kalamadık. En iyi olduğum yılda, şampiyonluk düşünürken finalin dışında kaldım.

O günden sonra kendime bir hedef koydum. “Büyükler kategorisine çıkıp Avrupa Şampiyonsı’nda final yapacağım” dedim. 2016 yılında federasyon içindeki değişiklik nedeniyle triolar kategorisinde de yarışma kararı alındı. Bununla beraber Ankara’da 2 arkadaşımla beraber triolar kategorisinde üçlü olarak yarışmaya başladık. Fransa’daki ilk yarışmada güçlü rakipleri geçerek birinci olduk. Bulgaristan’da Rumenler bizi geçti ve 2. olduk. Şu ana kadar karşılaştığımız en zor yarışma olan Dünya Şampiyonsı’nda 16. olduk. Bizim için yetersiz bir başarı olmasına rağmen gelişeceğimizi anladık.

Haberin Devamı

2017’de hiçbir turnuvayı kaçırmadan milli takımlar seviyesinde devam ettim. 2018’de dünya şampiyosunda arkadaşımla birlikte başarılı bir performans gösterince, seneye Avrupa Şampiyonası’nda çiftler kategorisinde yarışmaya katılmaya karar verdik. Ahmet arkadaşımızla da tanıştıktan sonra üçlü yarışmaya karar verdik.

Bir sonraki sene hem tek hem çift hem de üçlü yarışmaya karar verdim. İlk yarışmamız için Mersin’e gittik. Oradakiler yarışma hırsımızı görünce bizi ayakta alkışladılar. Milli takımla beraber Portekiz’e World Cup’a gittik. Franszılarla aynı puanı aldık. Çiftler kategorisinde şu ana kadar aldığımız en yüksek puandı. Slovakya’daki bir sonraki yarışmada 1. olduk. Her geçen yarışma daha başarılı olduk. Avrupa Şampiyonası’nda Nazlı arkadaşımız ayağı kırık olmasına rağmen 3 seri yaptı. Bütün zorluklara rağmen başarılı bir şekilde şampiyonayı bitirdik. Önümüzdeki sene mayısta Bakü’de düzenlenecek Dünya Şampiyonası’na hazırlanıyoruz. 4 senede bir olan Avrupa ve Dünya oyunlarını görebilmek istiyorum. Son oyunları kaçırdık. Gitseydik madalya alırdık. Bu bir başlangıç. Bu sporun sonu yok. Takladan sonsuza. Çalışacağız.

Haberin Devamı

- Dünya Şampiyonası’na nasıl hazırlanıyorsunuz?

Milli takım seçmelerine hazırlanırken Dünya Şampiyonası’na da bir yandan hazırlanmış oluyorum. Bornova cimnastik salonundaki antrenör Suat Yeşiltepe ile çalışıyorum. Kendisi hiçbir menfaati olmadan bana yardım ediyor. Eskiden Ritmik Cimnastik Milli Takım Koordinatörlüğü yapmış biri. Spor klubü altında yarışıyorum şu anda. Milli takım seviyesine ulaşmaya çalışıyorum. Mental olarak hedef koyuyorum kendime. Hedef koymazsak bütün çalışmalar boşa gider. Her sene ara hedefler dört senede bir büyük hedefler koymaya çalışıyorum. Hedefim önümüzdeki dünya şampiyonasında ilk 8’e girip bir daha yarışma şansım olursa en iyi dereceyi yapmak. Öte yandan çalışma arkadaşlarım Ahmet Çoruh ve Nazlı Özgör’e de teşekkür ediyorum. Onlarla daha birçok başarıya imzi atmak için sabırsızlanıyorum.

‘Cimnastikte sponsor sorunu çözülemiyor’

- Sponsorun ya da bir destekçin var mı?

Destekçilerim babam ve antrenörüm. Her gün Manisa’dan İzmir’e Suat Yeşiltepe’yle antrenman yapabilmek için geliyorum. Sponsor konusunda hiçbir desteğimiz yok. Her sporcu sponsor ister. Dünyanın en iyi sporcusa da olsa kimse sponsora hayır demez. Sponsor demek uçak bileti demek, motivasyon demek, arkanda bir güç hissetmek demek. Hem babama yardım edip hem antrenman yapıp hem okuyorum. Gerek yoğurt taşıyoruz, başka bir yerde madalya da alıyoruz. Ben de kendimi geliştirip bir yelere gelebilmek için çabalıyorum. Öncelikli hedefim 2020’de Bakü’de Dünya şampiyonasında finale kalmak ve madalya almak.

‘Akademik kariyer çok önemli’

Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü’nü okuyorum. Bu sene son senem. Öncelikle okulumu bitirip akademik kariyerimi tamamlamak istiyorum. Öte yandan babama da yardım ediyorum. Yoğurt fabrikamız var. Her gün 6 buçukta kalkıp işe gidiyorum. Orada hem babama destek olup hem de antrenman yapıyorum. Bazen uykusuz oluyoruz, dinlenmek istiyoruz ama stratejik davranmamız gerekiyor. Sakatlanmadan,vücudumu korumaya çalışıyorum.