Son TED konuşmasında Alice Harikalar Diyarı'ndaki gibi, her maceranın sıkıntıdan patlamakla doğduğunu söyleyen Nil Karaibrahimgil’e kulak verelim istiyorum. Nil diyor ki: ‘’Evren patlamadan doğdu. Hep aklıma şunu getiriyorum; her şey sıkıntıdan patlamayla doğdu, sıkıntıdan patlayınca kendini keşfediyorsun, sıkıntıdan patlayınca bir şey yapıyorsunuz ve ama bu günlerde sıkıntıdan patlamak çok zor, çünkü sıkıntıdan patlamayalım diye cep telefonlarımız var. Hiç birimiz sıkılmaya vakit ayırmıyoruz değil mi? Ben düşünüyorum cep telefonuyla geçirdiğim 1 saat sonunda nereye varmış oluyorum diye bakıyorum. Şunları soruyorum kendime: neden benim bacaklarım o kadar uzun değil, neden ben tatile oraya gitmedim, neden ben bunu yemedim, neden bende bundan yok, neden benim bu kadar eğlenen kalabalık bir arkadaş grubum yok? Sürekli bunları sorduğumu ve aslında beni mutlu etmediğini, sıkılmaya tercih ettiğim şeyin aslında günün sonunda beni mutsuz ettiğini fark ettim. Başlık Alice Harikalar Diyarı olduğu için Nil’in kendi tavşanına rastlama hikayesine kulak verelim ‘’…Ben kendi tavşanıma rastladığım zamandan size bahsetmek istiyorum, 17-18 yaşındayım, çok sıkılıyorum, o zaman da cep telefonu sosyal medya öyle şeyler de yok, sıkıldıkça sıkılıyorum derken durdum durdum anne kek yapsana dedim, kapıyı kapattım belki kek biraz sıkıntımı alır diye düşündüm beklediğim gibi olması ve aşırı sıkıldım, büyük bir ihtimalle sıkıntıdan patlayacağım ve tavşan gördüm. (Gülümsüyor :) ) Tavşanı takip ettim, tavşanla aşağıya düştüm elimde gitarım vardı, annem kapıyı çaldı anneme dedim ki anne otur otur, asıl ben sana kek yaptım (Gitarını alır) ve harikalar diyarından şöyle bir şeyle döndüm, artık karnım da doymuştu çünkü bir tane şarkım olmuştu… 3 yumurtayı kırdım önce, portakal dilimledim ince ince, göz kararı da biraz süt kattım, kalktım sana kek yaptım, insan neler yapar isteyince, bu bir şey değil düşününce, ben de tarifi öğrenince kalktım sana kek yaptım… ve o gün sıkıntıya aşık olmuştum, canımın sıkılması benim için bir tutku haline gelmişti.’’ Diyor ve konuşmasının sonunda seyircilerden spontane kendisini sıkıştırmaları için 3 kelime istiyor, o 3 kelimeyle sıkışarak çok tatlı tam da Nil tarzı bence harika bir şarkı yazıyor (*)

Haberin Devamı

Şimdi evet Nil çok haklıydı, peki biz bu kendi sıkıntıdan patlama anlarımızı, çocuğumuzun sıkıldığı anları, ailece sıkılmak istediğimizde, iş yerinde artık çok bunaldığımızda, sınava hazırlanırken, bir proje tamamlarken, tez yazarken o yaratıcılığın verdi meditativ hazza nasıl erişeceğiz? Hayal kurarak! Hayal kurmalı insan. Her çocuk gibi. Her masal kahramanı gibi. Bazen çocuk olmalı insan. Çocuk haline sarılmalı sıkı sıkı.

Haberin Devamı

‘Hayatta mutlu olmayanlar için en tatlı mutluluk hazinesi, hayal kurmaktır.’ Ziya Gökalp

Hayal Molası Uygulama
Kendi iç sesinle barışmak, içindeki çocukla daha iyi anlaşmak için artık sen de biliyorsun ki zihnine olumlu şeylerle beslemen lazım. Olumlu sözler, mutlu eden şarkılar, meditasyon, olumlu iç konuşma ve benzeri çalışmaları bir araya getiren bir uygulama hayal molası. Her sabah uyandığında, gerçekten sıkıldığında, kendini sıkışmış hissettiğinde, meditasyon rutininin öncesine, sürecine, sonuna ekleyebilir, gergin bir toplantının öncesinde, daha mutlu hissetmek istediğin her an uygulayabilirsin. Öncesinde şunu düşünmen lazım, amacın mutlu hissetmek mi yoksa seni zorlayacağına inandığın bir sınav veya toplantı öncesi bir prova mı yapmak istersin?

Haberin Devamı

Sadece o gün için kısa bir mutluluk ihtiyacın varsa; gözlerini kapat, rahatla ve iyice gevşe, öncesinde kısa bir nefes egzersizi muazzam hissettirecektir, şimdi iç sesine kulak ver ve hayal et. Evet, bir kırda, deniz kenarına, yalnız veya bir arkadaşınla, ailenle, çocuğunla, belki küçük bir yavru köpekle, belki güneşe doğru bir gökkuşağı üzerinde emin adımlarla ilerlerken, belki bir sahil kasabasında meyve toplarken, belki bir dereye ayaklarını sokarken…

Ya da sana gerginlik yaşatan önemli bir an öncesinde; yine aynı şekilde gözlerini kapat, rahatla ve iyice gevşe, öncesinde kısa bir nefes egzersizi yine muazzam hissettirecektir, şimdi karşındaki süreci düşün ve adım adım felaket senaryolarını bir kenara bırak ve tam nasıl geçmesini istiyorsan o şekilde zihninde canlandır, her bir sahneyi, evet kapıdan girişini, o görevliye günaydın deyişini, masadaki kurabiyeye kadar, dosyanın rengine kadar her bir detayı prova et, iyi hissettirecektir…

Sevgiyle..

Psk. Dan. Gizem KOLÇAK

@pskdangizemkolcak

@gizemkolcak

* *Nil’in TED konuşması için tıklayabilirsiniz.