Çocuk İhmali ve İstismarı

Çocuğa bakmakla yükümlü kişinin, çocuğun bilişsel, psikolojik, fiziksel ve sosyal gelişimi için gerekli ihtiyaçlarını karşılamaması veya önemsememesidir. Bir çocuğun sağlık, beslenme, eğitim, güvenlik, barınma gibi genel gelişimsel alanları için ihtiyaçları bakım veren yetişkinler tarafından sağlanmalıdır. 1989’da Birleşmiş Milletlerin ''Çocuk Hakları Sözleşmesini'' kabul eden ülkeler otomatik olarak çocukların ihmal ve istismar konusunda yasal olarak korunmasını kabul etmiş bulunmaktadır. Maalesef ki son dönemlerde ülkemizde bu konuyla ilgili çok can sıkıcı olayların daha da artması bizde yeni yeni düzenlemeler yapılmasına neden olmaktadır.Fakat yapılan düzenlemeler yeterli değildir.

Haberin Devamı

Ülkemizde geleneksel yapıda çocuğu eğitmek adına çocuğu dövmek, ağır cezalar vermek doğal kabul edilmektedir. Oysa bu durumlar aslında çocuğun fiziksel ve psikolojik olarak istismar edilmesi anlamına gelmektedir. Bazı toplumlarda kendi kuraları doğrultusunda, çocuklara bazı fiziksel girişimler de yapılmakta ve bunlarda normal kabul edilmektedir.

Çocuğun ihmal ve istismarı, toplumsal ahlak değerlerini, yasaları, toplumu ve tek tek bireyleri ilgilendiren bir durumdur ve gelişen olaylar toplumsal uyumda kaotik sorunlara neden olmaktadır.

Genel olarak çocuğun fiziksel, ruhsal ve sosyal ihmali çok fark edilebilen bir durum değildir. Bu konularda, eğitimciler, sağlık çalışanları, sosyal hayatta durumu gözlemleyen kişiler özenli ve dikkatli olmak durumundadır. Çünkü bu olaylar sadece yasalar ile düzeltilecek bir durum değildir. Toplumsal ve bireysel duyarlılık çok önemlidir.

Çocuk İstismarında, çocuk fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik ve günümüz sosyal medya gelişimi nedeniyle medyada da istismara maruz kalabilir. Çocuğun elle veya bir cisimle dövülmesi, vücutta morluklar, kafa travmaları, kırıklar gelişmesi sık görülen bir durumdur. Sağlık kuruluşlarına nedeni çok açıklanamayan, ya da tutarsız öyküler verilen olaylarda dikkatli olmak önemlidir. Çocuğun gerekli ilgi, sevgi, özgüven gelişimini destekleme gibi ihtiyaçlar karşılanmadığında çocukta çeşitli davranış sorunları ve psikolojik sorunlar ortaya çıkmaktadır. Çocuk yaşta çalıştırmalar, yani çocuk işçiler dediğimiz durumda bir istismardır. Çocuğun özel, kişisel alanlarına saldırı şeklinde olan medya olayları aslında günümüzde artık azımsanmayacak kadar çoktur. Çocuğun yaşı ne kadar küçükse, ihmal ve istismar o kadar artmakta ve sonuçlarının ölümcül olma oranında bu doğrultuda daha fazla olmaktadır.

Haberin Devamı

Cinsel istismar, daha özellikli, konuşulması ve yardım aranması bizim gibi toplumlarda halen sıkıntılı bir durumdur. Kız çocukları cinsel istismara erkek çocuklardan daha fazla maruz kalmaktadırlar ve yeterli caydırıcı yasal düzenlemelerin olmaması, bunun yanında toplumsal olarak bu konularda tepkilerin net olmaması çocukların korunmasını engelleyici unsurlardır.

Ev içi şiddet, ihmal ve istismar belli bir sosyokültürel yapıda daha çok görünse de her kesimde olasılık mevcuttur. Ekonomik sorunlar, anne-baba uyumsuzluğu, ailede psikiyatrik sorunlar, alkol-madde kullanımları, istenmeyen gebelikler, ard arda çok fazla çocuk doğumu, ebeveyn ya da çevrede kendi çocukluğunda ihmal yada istismara maruz kalmış yetişkinlerin varlığı, sosyal kabul gören ağır ceza yöntemleri gibi nedenler ihmal ve istismarın oluşumunda rol oynamaktadır.

Haberin Devamı

İhmal ya da istismar altında olan çocukların korunması önemlidir ve bu sadece yasalar ile değil toplum bilincini artmasıyla sağlanabilecek bir durumdur. Unutmayalım ki bizim çocuğumuzda okulda zorba arkadaşları, ya da sokakta biri tarafından istismar edilebilir. Aile bilincini arttırmak, toplum farkındalılığını arttırmak, uygun yasal düzenlemeler konusunda halkı bilgilendirmek, yardım dernekleri ya da bu amaçla aktiviteler düzenlemek gibi yöntemler kullanılabilir. Ama en önemlisi bir birey olarak yanı başımızda olup bitene başımızı çevirmememizdir. Bu çocuklar geleceğimiz, özgüvenli, sağlıklı olmayan bir nesil gelecekte toplumsal kaosu daha çok arttıracaktır. Bireysel farkındalılığı yüksek herkese teşekkürler.

Dr.Bengü Kayatürk
www.drbengukayaturk.com