Siyaset Bahçeli: Türkiye için Doğu Akdeniz egemenlik konusudur

Bahçeli: Türkiye için Doğu Akdeniz egemenlik konusudur

20.07.2019 - 13:40 | Son Güncellenme:

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye'nin varlığı,  milli birlik ve dayanışma azmimizin seviyesi emperyalist mihrakların, terör  maşalarının Türk ve İslam düşmanlığında buluşmuş mahlukların uykularını  kaçırmaktadır. Elbette onlara uykuyu haram edeceğiz. Onları rahatsız etmeye hep  birlikte devam edeceğiz." dedi.

Bahçeli: Türkiye için Doğu Akdeniz egemenlik konusudur

Bahçeli, Karabük Belediyesi önünde yaptığı konuşmada, Karabük'ün  istikrarın devamından yana seçim yaptığını belirterek, MHP'nin vatandaşların  güvenini boşa çıkarmayacağını söyledi.

Haberin Devamı

Karabük için çalışmaya devam edeceklerini vurgulayan Bahçeli,  "Karabük'ü umutlarıyla geleceğe taşıyacağız. MHP'nin mahalli idarelerdeki marka  değeri, yüksektir. Kaldı ki bunun ispatı Karabük'tür. Karabük desteğini  esirgemedi." diye konuştu.

Milli onurunu ayaklar altına almak için sıraya girenlere asla boyun  eğmediklerine işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:

"Bu kapsamda  MHP'nin geri adımı olamaz. çelişkisi olamaz, tereddütü  olamaz. Nitekim olmamıştır. MHP'nin önem ve öncelik sıralaması bellidir.  Sinesinden doğduğumuz Türk milletinin, hem tercümanıyız hem de düşmeyecek son  kalesiyiz. Karabük yanımızda olduğu müddetçe sağlam duruşumuzu sonuna kadar  muhafaza edeceğiz. Ülkemiz bugün çok cepheli bir mücadele içinde. Vicdan sahibi  her insan bu mücadelenin boyutunu görmektedir. Türkiye hazımsızlığı yaşayan dış  güçler sürekli komplo ve kumpas peşindedir. Elimizi bağlamak istiyorlar, önümüzü  kesmek istiyorlar. Geleceğimizi karalamak ve kundaklamak için pusu üstüne pusu  kuruyorlar. Bir yandan ABD, diğer yandan AB ülkeleri, ülkemizin sinir uçlarıyla  oynuyorlar. Milli sabrı zorluyorlar, ibretle izliyoruz ki egemenlik haklarımızı  gölgeleme teşebbüsleri, tarihsel hak ve menfaatlerimizi tahrip etme emelleri  artmış ve azgınlaşmıştır. Türkiye'nin varlığı, milli birlik ve dayanışma  azmimizin seviyesi emperyalist mihrakların, terör maşalarının Türk ve İslam  düşmanlığında buluşmuş mahlukların uykularını kaçırmaktadır. Elbette onlara  uykuyu haram edeceğiz. Onları rahatsız etmeye hep birlikte devam edeceğiz.  Milletimizle kapanmamış hesabı bulunan odakların tedavüle soktukları kara  kampanyaları inşallah yıkıp gececeğiz."

Haberin Devamı

Geçmişten bugüne kuyruk acısı çekenlerin acılarını daha da  derinleştireceklerini vurgulayan Bahçeli, "Türk milletinin kitabında teslim olmak  yazmaz. Süngü düşürmek yazmaz. Diz çökmek yazmaz. Tehditler karşısında eğilip  bükülmek yazmaz, yazmayacaktır. Büyük milletimiz korkuyu korkutmuş beşeri bir  ihtişamdır. Tehlikelerin içinden hilal gibi doğmayı başarmış kutlu bir iradedir.  Haklı ve meşru bir mücadeleden kaçmak vazgeçmek Türk milletine yabancıdır." dedi.

Haberin Devamı

"AB'NİN, TÜRKİYE HUSUMETİ GİZLENEMEZ DÜZEYDEDİR"

Bahçeli, 15 Temmuz’da, hain FETÖ darbe girişiminin üçüncü yılında,  Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nü idrak edilen bir süreçte, Avrupa Birliği Dış  İlişkiler Konseyi'nin skandal ve sakat bir kararla Türkiye alerjisini  gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Biliniz ki, AB tarafından seçilen tarih çok düşündürücüdür, açıkça  maksatlıdır, adeta mesaj yüklüdür. Yaptırım kararlarını ihtiva eden paketin 15  Temmuz'da onay ve ilanı AB'nin nerede durduğunu, kimlere selam gönderip  sevimlilik yarışına girdiğini ayan beyan ispatlamaktadır. AB'nin hem bünyesi hem  de karar organları hastadır, ağır hasarlıdır. Türkiye husumeti ise gizlenemez  düzeydedir. Ülkemizin Doğu Akdeniz'de gerçekleştirdiği sondaj faaliyetlerini  gerekçe göstererek, eften püften bir dizi yaptırım kararını öngören ucuz paketin  AB Dışişleri Bakanları tarafından onaylanması bizim nazarımızda solmuş ve  sararmış kağıt parçasından farksızdır ve hukuksuzluğun farikasıdır."

Haberin Devamı

AB'nin, Türkiye'nin stratejik kimliğini sorgulamaya cüret ettiğini,  egemenlik haklarımıza zarar vermeye ahlaksızca tevessül ettiğini ifade eden  Bahçeli, "Bu yanlıştır, hukuksuzdur, adaletsizdir, değersizdir, kokuşmuşluktur."  diye konuştu.

"MESELE EGEMENLİK MESELESİDİR"

"Türkiye, Doğu Akdeniz'e sismik ve sondaj gemileri gönderdi diye, 2020  yılı için Türkiye'ye yapılacak katılım öncesi yardımlarda kısıntıya  gidilecekmiş." diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Avrupa Yatırım Bankası'ndan Türkiye'ye verilen krediler gözden  geçirilecekmiş. Kapsamlı Hava Ulaştırma Anlaşmasıyla ilgili müzakereler askıya  alınacakmış. Ortaklık Konseyi ve Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantıları  da kesintiye uğrayacakmış. AB tutarsızdır, ikiyüzlüdür, düşmanca yaklaşımını  deşifre etmiştir. Karabük'ten, AB'ye ve AB beslemelerine açık seçik sesleniyorum,  yaptırımlarını alsınlar da başlarına külah diye geçirsinler. AB'nin Doğu  Akdeniz'de ne işi vardır? Bu alanda ne hakla hangi yetkiyle söz  söyleyebilmektedir? Mesele hidrokarbon arama faaliyetlerinin ötesine çoktan  geçmiştir. Mesele egemenlik meselesidir.

Haberin Devamı

Güney Kıbrıs Rum yönetiminin, Doğu Akdeniz'i uluslararası hukuka  aykırı şekilde 13 parsele ayırıp küresel şirketlere kiralarken, AB'nin hiçbir  itirazının duyulmadığını vurgulayan Bahçeli, "Yunanistan, İsrail, Mısır, İtalya,  Fransa ve diğer ülkeler Doğu Akdeniz'i istedikleri gibi kullanmaları, gemilerini  keyiflerince yüzdürmeleri sorun olmayacak da Türkiye'nin hukuken haklı olduğu bir  mücadeleyi yapması mı AB'yi rahatsız edecek? Karşımızdaki tablo çifte  standarttır, siyasi kumpastır, diplomatik kuşatmadır, alenen Türk düşmanlığıdır.  Düşmana göz yummak vebaldir, vahim bir sapmadır. Aynı zamanda zulme rızadır,  zorbalığa refakattir. AB'nin amacı bellidir. Türkiye’ye karşı tenakuzlarla  örülmüş tutumu bilinmektedir ve de AB asla dost olmayacaktır. Çocuklarını Türkler  geliyor diye korkutan bir medeniyet yaralıdır, yozlaşmıştır, manen yıkım  içindedir." ifadelerini kullandı.

"RUM'LARIN İHALELERİ AMERİKAN, FRANSIZ VE İTALYAN ŞİRKETLERE VERMESİ  ALÇAK BİR TUZAKTIR"

Bahçeli, Rumların 2003'te Mısır ile 2007'de Lübnan'la, 2011'de  İsrail'le imzaladığı tek taraflı Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlama Anlaşmalarının  geçerliliğinin, bu anlaşmalara dayalı olarak Doğu Akdeniz'in parsellenmesinin  ahlak, adalet ve hukuk ilkelerini yok saymakta olduğunu belirterek, "Rum  yönetiminin sözde Münhasır Ekonomik Bölgelerde gaz arama ihalelerini bilhassa  Amerikan, Fransız ve İtalyan şirketlere vermesi kurnazlıktır, kurgusu ince  işçilikle yapılan alçak bir tuzaktır. Şımarık ve şuursuz Rumların yasa dışı  faaliyetlerini sahiplenen AB ve ABD'nin Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki  faaliyetlerinden kaygı duymaları, engel çıkarmak için devreye girmeleri ne  müttefiklik anlayışıyla, ne de hayatın ve tarihin gerçekleriyle bağdaşmaktadır."  şeklinde konuştu.

Ada devletlerinin kıta sahanlığının olmadığını, Münhasır Ekonomik  Bölge İlanı için ada devletlerinin uzlaşmasının şart olduğuna dikkati çeken  Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türkiye için Doğu Akdeniz egemenlik konusudur. Egemenlik demek devlet  olmak demektir, bağımsızlık demektir. Rumların parsellediği alanlar Türkiye'nin  kıta sahanlığı ve Kıbrıs Türklüğünün deniz sınırlarıyla çakışmaktadır. AB'nin bu  gerçekleri bilmemesi imkansızdır. Buna rağmen Türkiye aleyhine yaptırım kararları  alması bayağılıktır, beyhude çırpınıştır, skandal bir çarpıklıktır. Doğu  Akdeniz'de tek yanlı adımlar atmak ateşle oynamaktır. Türkiye'yi siyasi ve  ekonomik yaptırımlarla terbiye edeceğini zanneden gafiller hadlerini bilsinler,  sömürgeci hayasızlığın ağır bedelleri olacağını akıllarından kesinlikle  çıkarmasınlar."

AB'nin çürük yaptırım kararlarının demokrasiyle özgürlüklerle  ilgisinin olmadığını, hukukla en ufak bağının bulunmadığını dile getiren Bahçeli,  "Türkiye'nin gözü korkmaz, hesap hatası yapıp korkacağını düşünen zalimlerin Türk  milletinin kudret ve kuvvetiyle akıllarını başlarına almak zorunda kalmaları da  tarihi bir vakıa ve vesikadır." değerlendirmesinde bulundu.

"ORUÇ REİS SEFERE HAZIR"

Karabük Belediyesi önünde vatandaşlara hitap eden Bahçeli, Fatih,  Yavuz ve Barbaros'tan sonra Oruç Reis isimli sondaj gemisinin de sefere ve göreve  hazır olduğunu söyledi.

"Doğu Akdeniz'de bulunmak hakkımızdır. Hakkımızı çiğnetmeyiz,  hakkımızdan vazgeçmeyiz, hakkımız üzerinde pazarlık yapmayız, yaptırmayız." diyen  Bahçeli, AB'nin aklını başına alması ve bindiği dalı kestiğini görmesi  gerektiğini kaydetti.

Bahçeli, Rum yönetiminin provokasyonlara bel bağlamaktan uzak durması  gerektiğini dile getirerek, "Doğu Akdeniz'de Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku ve  Türkiye'nin egemenlik hakları çerçevesinde ya bir yol bulunacak, denge ve  istikrar hakim olacaktır ya da tarih ve beşeriyet önünde olacakların sorumluluğu  Rum yönetimi ile AB'nin sırtına yüklenecektir." diye konuştu.

Kıbrıs Türklüğünün yalnız,  sahipsiz ve kimsesiz olmadığını vurgulayan  Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye süratle AB'ye karşı zincirleme yaptırımları hazırlamalıdır.  Tamamen macera ve mihnete dönen, yalan ve aldatmadan ibaret bir hale bürünen AB  üyelik süreci de gerekirse tartışmaya açılmalıdır. Türkiye, AB'ye mahkum  değildir. Onursuz bir üyelik süreci, onursuz bir birliktelik hukuku kabulü mümkün  olmayan bir alçalma halidir. Kökümüzden koparak, egemenlik haklarımızı  devrederek, biz biz olmaktan çıkarak AB'ye gireceksek, diyorum ki öyle AB de  batsın, öyle üyelik de yerin dibine geçsin. PKK'nın arkasında duran bir oluşumun  nesine ihtiyacımız vardır? FETÖ'yü koruyup kollayan bir birlik yapısının neyine  muhtaçlığımız olacaktır? Milli gururumuzu inciten, milli haysiyetimizi zedeleyen,  Türkiye düşmanlığını ruhunda barındıran AB'yle sancılı ve sorunlu üyelik sürecini  nereye kadar taşıyacağız? AB'yle bir yol ayrımına gelinmiştir."

"AB'YLE BİR KARAR ARİFESİNDE OLDUĞUMUZ AÇIKTIR"

AB'yle bir karar arifesinde olunduğunu ifade eden Bahçeli, "Biz bu  deveyi de gütmeyeceğiz, bu diyardan da gitmeyeceğiz. Biz Türkiye'yiz.  Biz güçlü  ve kendi kendine yetebilecek bir devlet ve milletiz. Başkent Ankara'nın vizyon  genişliğine ve jeopolitik müktesebatına uygun olacak şekilde hareket edip  dünyadaki şerefli, bağımsız ve bağlantısız yerimizi almalıyız." diye konuştu.

"Hiç kimse bize parmak sallamaya kalkışmasın. Hiç kimse aba altından  sopa gösterme gibi bir yanlışa kapılmasın." diyen Bahçeli, Türk milletine  tehditlerin sökmeyeceğini, yaptırımların işlemeyeceğini vurguladı.

Bahçeli, "Doğu Akdeniz’de dalımıza basanın damını yıkarız, önümüze  çıkanın ömrüne kastederiz. Karanlık niyet sahibi her muhasım ülke aklını başına  almalıdır." ifadelerini kullandı.

MHP lideri Bahçeli, AB Dış İlişkiler Konseyi'nin 15 Temmuz'da aldığı  yaptırım kararlarını kınayarak, "Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Kıbrıs Türklüğünün  uluslararası hukuk temelindeki meşru hak ve çıkarlarının asla yok  sayılamayacağını, görmezden gelinemeyeceğini kararlılıkla ifade ediyorum."  açıklamasında bulundu.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ MİLLİ İRADENİN HAKİMİYET VE HEYECANIYLA ÜÇÜNCÜ  EVRESİNE GİRMİŞ BULUNMAKTADIR"

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı'nın Cumhuriyet'in  yüzüncü yıl dönümünün güvencesi, gelecek Türk asırlarının güvenli limanı olduğunu   vurgulayan Bahçeli, "Türkiye biziz, biz Türk milletiyiz, birlikte geleceğin  süper gücüyüz." dedi.

Bahçeli, Türkiye'nin tarihi bir dönemden geçtiğinin altını çizerek,  "Türkiye Cumhuriyeti milli iradenin hakimiyet ve heyecanıyla üçüncü evresine  girmiş bulunmaktadır. 24 Haziran 2018'de yapılan cumhurbaşkanı ve milletvekili  genel seçiminde aziz milletimiz tercihini yapmış, bizlere ağırdan alınamayacak  görevler yüklemiştir. 9 Temmuz 2018’de yeni hükümet sisteminin ilk Bakanlar  Kurulu Sayın Erdoğan tarafından açıklanmış, böylelikle Türkiye resmen  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle yönetilmeye başlamıştır. Bu bir milattır."  ifadelerini kullandı.

Gelecek yıllarda 2023 hedeflerini yakalamanın mücadelesinin her  yönüyle sahneleneceğine inandığını belirten Bahçeli, "Esasen doğrusu da, olması  gerekeni de budur. Yeni hükümet sistemi Türkiye'nin ayağına vurulan prangaları  kıracak, devlet mekanizmasındaki tıkanıkları açacaktır. Başka çare de  kalmamıştır. Çünkü Türkiye düşmanları sürekli tahkimat yapmakta, sürekli güç  toplamakta, sürekli açığımızı ve zaaf anımızı kollamaktadır." diye konuştu.

"CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ TÜRK MİLLETİNİN BAŞARISIDIR"

Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bütün kurum ve  kurallarıyla olgunlaşması, tam olarak oturması gerektiğini dile getirerek, şöyle  devam etti:

"Geçiş sürecinde çıkan veya çıkması muhtemel pürüzler zamanında  yapılacak müdahalelerle bertaraf edilmelidir. Türkiye’nin yükselişi, 2023'ün  lider ülke hedefine ulaşması Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin gücüne,  yerleşmesine, tesir düzeyine doğrudan bağlıdır. Şu hususu özellikle belirtmek  isterim ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin başarısıdır. Hiçbir  dış tazyik ve yönlendirme olmadan, hiçbir telkin ve baskı yaşanmadan hükümet  sistemi cumhurun bizzat irade ve isteğiyle değişmiştir. Kendi kaderimize çok  şükür, kendimiz yön verdik, kendi söküğümüzü bizzat kendimiz diktik. 15 Temmuz  FETÖ ihanetine birlikte karşı koyduk. Kavgasız ve krizsiz bir sistem değişikliği  dünyada eşine az rastlanan bir kazanım, örneğine çok az tesadüf edilen bir  gelişmedir. Tüm dünya kimi zaman gıptayla, kimi zaman da kıskançlıkla Türkiye'yi  izlemiştir. Türk milleti demokratik rüştünü bir kez daha ispatlamıştır."

15 Temmuz sonrası Yenikapı ruhuyla temeli atılan, 16 Nisan Halk  oylamasıyla çatısı örülen, 24 Haziran seçimleriyle genişlik ve derinlik kazanan  Cumhur İttifakı'nın, Türkiye Cumhuriyeti'nin sistemsel açmaz ve ihtiyaçlarını  telafi ederek muhasım odaklara set çekip, sur ördüğünü anlatan Bahçeli,  "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 96 yıllık Cumhuriyetimizi gelecek asırlara  kuruluş esaslarına bağlı kalarak taşıma, daha da güçlendirme ve geliştirme  amacına kilitlenmiştir. Yeni hükümet sisteminden geriye dönüş yoktur." dedi.

Türkiye'nin bütün meselelerini, bütün talep ve eksikliklerini yeni  sistemin sunduğu imkanlar kapsamında çözüme kavuşturacağını kaydeden Bahçeli,  "Cumhur İttifakı bunu teminle hem tarihe hem de geleceğe karşı mesuldür. Ülke  yönetiminin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne uygun planlanması istikrarlı  şekilde devam etmektedir. Çelişkiler aşılmakta, marazi dirençler kırılmakta, uyum  sorunları giderilmektedir. Çok şükür aşı tutmuş, Türk milleti Cumhurbaşkanlığı  Hükümet Sistemi'yle Cumhur İttifakı'na karşı takdir ve teveccühünü muazzam  şekilde göstermiştir." diye konuştu.

Bahçeli, Türkiye'nin bekası ve yeni hükümet sisteminin geleceği için  31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri'nin Cumhur İttifakı'nın beklentilerine uygun  olacak şekilde neticelenmesinin memnuniyet verici olduğunu söyleyerek, mahalli  idarelerdeki başarı ve artarak devam eden hizmet kervanının milletin yeni hükümet  sistemine inancını ve itimadını da güçlendireceğini ifade etti.

"HATA YAPMA LÜKSÜMÜZ YOKTUR"

Belediye yönetimlerinin milli beraberliği temellendireceğini, aynı  oranda destekleyeceğini aktaran Bahçeli, "Konu Türk milletinin var oluş  mücadelesiyle ilgilidir. Hata yapma lüksümüz yoktur. Gevşemeye, gecikmeye,  ihmale, irade eksikliğine hakkımız olamayacaktır. Karabük kefildir ki,  belediyecilik ufkumuz dar ve kısa menzilli değildir. Belediyecilik  faaliyetlerimizin merkezinde tamamen insan vardır.  İnsanımızın mutsuz olduğu  yerde biz rahat bulamayız. Aziz milletimin ve siz Karabüklü kardeşlerimin derdi  derdimiz, sorunu sorunumuzdur." dedi.

Devlet Bahçeli, belediyecilik anlayışlarında dürüstlük, gönül, sabır,  samimiyet, cömertlik ve sevgiyle sorunlara odaklanmanın olduğunu vurgulayarak,  verdikleri sözleri tutacaklarını, vaatleri yerine getireceklerini belirtti.

MHP'ye gösterdikleri teveccühten dolayı Karabük halkına teşekkür eden  Bahçeli, belediye başkanlarına da başarılar diledi.

Konuşmasının ardından Karabük Şehir Parkı'nın açılışını gerçekleştiren  Bahçeli, daha sonra beraberindekilerle parkı gezdi.