Bilincin yegane gerçeğin

25 Ağustos 2022

Bilinen evrendeki her şeyin kaynağı, bilincin kendisidir.

Bu ne anlama geliyor?

Sadece sizin değil tüm insanların bilinci evreni oluşturuyor.

Bu ne anlama geliyor?

Şu an yaşadığımız şehirde, dünyada her neler oluyorsa olanları yaratan bizzat her birimizin bilinci. Bu yüzden de diğerlerini suçlamayı bırakarak bir yetişkin birey olarak bu yaratımın sorumluluğunu almalıyız.

Peki bu gerçeği niye herkes bilmiyor?

Çünkü herkes bu durumun farkına varırsa tüketim sektörünün işi biter.

Fizikçilere evrenin neden yapıldığını sorarsanız, alacağınız cevap HİÇBİR ŞEY! Olacaktır.

Yazının Devamı

Bilgelik Gücü Adına

17 Ağustos 2022

Normalde anlamsız dedikoduları dinlemek için bolca zaman bulabilsek de iç sesimizi dinlemek için aynı performansı göstermeyiz. Dedikodu dinlemek hoşça vakit geçirmemizi sağlayabilir. Ancak bilgelik kazanmak konusunda hiç bir katkısı yoktur. Bu yüzden iç sesimizi dinlemek çok değerlidir.

İç sesimizi dinlemek, bilgelik kazandırır. Mantralar iç sesimizi dinleme konusunda en güçlü araçlardan biridir. Mantra söylemek, mantrayı oluşturan kelimeleri yalnızca sesli olarak tekrar edilmesi anlamına gelmez. Bu daha çok, iç sesi dinlemek gibidir. Nitelikli bir öğretmenden bir mantra aktarımı aldığınızda, o mantranın bilgeliğinin bilincinize entegrasyonu büyük ölçüde kolaylaşır.

Dışsal dikkat dağıtıcılardan uzak kalarak kendi gerçek içsel bilgeliğimizle kolayca iletişim kurmamıza yardımcı olurlar. Nasıl mı?

İnsan zihni çoğunlukla dışarıya odaklıdır. Dış dünyadaki medya, televizyon vb gibi dikkat dağıtıcı şeyler zihnimizi işgal ederek konsantrasyonumuzu sürekli olarak engeller. Bir mantrayı tekrarladığımız da ise dışarı kaynaklı zihinsel ajitasyon kendiliğinden azalır ve zihnimizi huzur içinde bırakır.

İç sesin varlığı inkar edilemez. Sinir sistemimizin kendine özgü bir iç sesi

Yazının Devamı

Duyguların sorumluluğu sende

28 Temmuz 2022

Güzel insanlarla birlikte olmak, güzel şeylere sahip olmak güzeldir. Fakat çoğunlukla bu güzellikleri abartırız. Gün gelir, o güzellikler değişir ya da yok olurlar. İşte o an büyük bir hayal kırıklığı yaşarız

Sizce bu tuzaktan kurtulmanın bir yolu var mıdır?

Elbette Vardır.. Çıkış yolu bakış açısını değiştirmekten geçer. Örneğin, güzel insanlara, güzel bir eve sahip olabilirsiniz. Güzel şeylere sahip olmakta bir sorun yoktur. Yanlış olan, bu güzelliklerle ile ilgili fantezi kurmaktır. Bu yüzden de şu an her neye sahipsek sahip olduklarımızdan ve şu an olduğumuz kişiden memnun olmalı ve bir de kendimizle ilgili fantezi kurmaktan vazgeçmeliyiz.

Güzel bir duygu yükseldi diyelim. Bu duygunun kaynağı, lezzetli bir yemek, güzel bir insan, güzel bir deneyimdir. Ve onun peşinden koşmak isteriz. Kötü hisler yükseldiğinde ise tam tersi o duyguyu yükselten her neyse ondan uzaklaşmak isteriz. Bu şekilde her gün dışarıda gördüklerimize bağlı olarak içimizden duygular yükselir. Eylemler de yükselen bu duygulara göre

Yazının Devamı

Mutluluk bir nefes ötesinde

15 Temmuz 2022

Nasıl nefes alıyorsak o şekilde yaşarız. Tek bir nefesin, hayatınızın üzerindeki gücü olduğunu, kabul etmesi zor gibi görünse de bu bilgi doğrudur. Geçmiş ve şu anda yaptıklarımız nefes alış şeklimizde görüntülenebilir. İlginizi çekeceğini düşündüğüm için Sevgili Judith’in “Breathe Deep Laugh Loudly” kitabında ülkelere göre insanların nefes alış şekillerinin değişebileceğinden bahsettiği bölümden birkaç alıntı yapmak istiyorum.

İtalya’da insanların karın bölgelerinde bloke olmuş enerjiler bulunmaktadır. Nefes karın bölgelerine çok az veya hiç gitmemektedir. Göbekli olmaları da buna bağlanabilir. Sert bir karnınız var ise hayatınızda olup biten tersliklerin sebebi bu bölgede biriken ifade olmamış, bloke olmuş negatif enerjilerdir. Bu durum kişiyi sinirli yapabilir.

İngilizlerin karına nefes alma alışkanlıkları vardır. Bu da onları ayakları yere basan, başarılı ve güçlü iradeli insanlar yapmıştır. Sadece karına giden nefes yani yaşam enerjisi sebebiyle kalp bölgelerinin bloke olmasına sebep olmuştur.

Yazının Devamı

Empati ve şefkate dair

16 Haziran 2022

Empati bir duygudur. Şefkat ise eylemdir. Empati kurarak karşımızdaki kişinin ne deneyimlediğini anlamak için duygusal bağlantıya geçeriz. Empati güçlü bir histir. Şefkat ise bir eylemdir. Motivasyona dayalı olduğundan insanı hareket geçirir. Harekete geçiren eylemin gerisindeki güç, bakış açısıdır.

Empati, diğerlerini anlamamıza yardımcı olan iyi bir özellik olsa da iyi yönetilemezse strese sebep olabilir. Kişi, karşısındaki kişinin hissettiklerini kaldıramadığın da kendisini tüketir. Empatinin bu tarz bir olumsuzluğu olmasına rağmen şefkati oluşturma kuvvetini yabana atmamak gerekir.

Şefkat göstermek her zaman kolay olmaz. Bazen zor insanlar çıkar karşımıza. Öyle ki kalbimiz acır. Böyle bir durumda herkese şefkat göstermek gerekir mi? Derseniz, bu sorunun evrensel yanıtı EVET ‘dir. Bunu becerebilmek için sabırla çalışmak gerekir. Bu da bir iki hafta için de olmaz. Hepimiz hala insanız ve acı çekiyoruz. Ne kadar şefkatli olursak olalım bazen o kadar çok acı çekeriz ki karşımızdakine anlayış göstermek zorlaşır.

Aranızda şefkat

Yazının Devamı

Duygusal açlık üzerine

16 Mayıs 2022

İnsan doğası gereği, her neyi arzuluyorsa onun peşinden koşar. Arzuladığı şeylerin peşinden koşarken, peşinden koştuğu şeyin, sahip olduğu özelliklerini abartır. Bu ne anlama gelir?

Özellikleri abartılan nesne, adından da anlaşıldığı gibi özellikleri abartıldığı için gerçekte hiçbir zaman sahip olunamayacak bir nesnedir. Duygusal açlığın oluşmasına sebep olan da tam budur. Sürekli olarak gerçekte var olmayan bir nesne/lerin peşinden koşarız.


Her şeyin tıpkı arzuladığımız gibi olmasını isteriz. Bu istek adeta kemiklerimize işlemiş gibidir. İçimizde mutsuz olan bir taraf vardır. Bu taraf, her zaman istediğini elde etmek ister. Bunun tam zıddı görünen diğer bir taraf ise elde etmek istediğimizin gerçekte çok istenilecek bir şey olmadığını savunur. Bu ikisinin ortasında bir yerde sabır olsa hayatımız tamamen kurtulacaktır. Fakat sabır her zaman oralarda olmaz. Sabrın, geliştirilmesi gerekir.

Diyelim ki zihnimize şöyle bir düşünce düştü.

Bu düşündüğüm gibi değil, ona sahip olmalıyım

ya da

Bu düşündüğüm gibi değil ona katlanamıyorum

Yazının Devamı

Sükunete izin ver!

4 Mayıs 2022

İnsanın aklına düşen her fikrin gerçekleştirmesi zaman alır. Belki en sonuncusu daha önce gerçekleşir ya da birisi gerçekleştiğinde diğerleri otomatik olarak gerçekleşir. Neler olacağını önceden bilemezsiniz. Bu anlamda biraz geri çekilip sükûnette kalmak herkesin işine yarar.

Bazen bir kaos çıkar, sükûnet içinde kalmak kolay olmaz. Her şeye rağmen sükûnete izin verirseniz, kendinize yeni bir alan açarsınız. Sükûnet deyip geçmeyin. Sükûnetin sağlayacağı faydalar saymakla bitmez. Bunlardan bazıları şunlardır;

-Sükûnet, iç gücünüzün tohumunu yeşertir.

-Sükûnet, ‘’Her şey mümkündür’’ halini kazandırır.

-İnsanı daha toleranslı yapar.

-Sükûnet, yaratıcılığın ortaya çıkmasına yardımcı olur.

Tabii, tüm bunların hepsi bir anda gerçekleşmeyecektir. Ama elbet bir gün damlaya damlaya göl olacaktır. İşte bu yüzden Sükûnet için zaman harcamalısınız. Ama önce Sükûnete izin vermelisiniz.

Peki, Sükû

Yazının Devamı

Sadece dua yetmez!

16 Nisan 2022

İstisnasız olarak her insanın olumlu özellikleri vardır. Diğerlerine yardım etmek, nazik davranmak, şefkatli olmak vb.gibi olumlu özellikler arasında yer alır. Bu anlamda başkalarına yardım etmemiş, nazik davranmamış, şefkat göstermemiş bir insana rastlayamazsınız.

Her insan da ortak olan başka bir durum ise doğar doğmaz annesinin sütüyle beslenmesidir. Her birimiz arkadaşça davranmayı, dost olabilmeyi, şefkatli ve nazik olmayı anne ve babamızdan öğrendik. Şefkatli ve nazik olmak bizim doğamızda var. Bu doğanın varlığını kendinizden başlayarak tüm çevrenize yayabilirsiniz. Peki, bu gerçekle ne yapılabillir? Derseniz, yanıt çok basit;

Çevrenizde arkadaşlık ve dostluğun daha önemli olduğu alanlar yaratabilirsiniz. Örneğin yolda yürürken tanımadığınız bir insana gülümseyebilirsiniz. Karşınızdaki kişi, ilk başta bu durumu tuhaf karşılayabilir. Olsun, varsın, tuhaf karşılasın. Sonrasında sizden gelen bir gülümsemeye, gülümsemeyle karşılık vereceği bir an, mutlaka olacaktır. Çünkü o da doğası gereği şefkatli ve nazik olmak gibi olumlu özelliklere

Yazının Devamı