Gün-Dem!

15 Mart 2022

GÜN-DEM

İnsan bir seyir halinde ilerliyor yaşamında. Bir yolculuktasın ve yollarda gördüğün pek çok şey senin için önemli hale geliyor. Beri taraftan otobüsün içinde de bir akış var. Yan koltuktaki bir sohbet, kıpırdanma, huzursuzluk, bir müzik sesi ya da kolonya kokusu. Algıların hem otobüsün içinde olanlara hem de dışarıda akan manzaraya çakılı.

Gördüğün manzara bazen savaş, kıtlık, yağ, dolar, benzin, altın… Bazen kar, sel, afetler… Pencerenin diğer kısmına bakarak seyre dalmak istiyorsun. Diziler, şarkılar, kavgalar, cinayet haberleri…

Sonra kendi gündemime döneyim diyor ve otobüsün içine bakınıyorsun. Yetişmesi gereken bir son var gibi koşturmaca içinde herkes. Hayata geçirilmesi istenen projeler, sorumluluklar, beklentiler, işler, güçler, çatışmalar, keyif anları arasında kısır döngü… Her koltukta izlediğin herkes hayatın bir parçası sanki. Üretmeye odaklı insanlar, keyfe odaklı insanlar, hiçbirine bakmadan günü kurtarmaya çalışan insanlar. Umutsuzluk girdabında takılmak ile şükür balonunda havalanmak arasında sıkışıp kalmış insanlar. Bazen orada, bazen burada ama tam olarak neredeler?

Ne pencereden dışarıyı izlemek, ne otobüsün içinde olanlara takılmak istiyorsun. Gözlerini

Yazının Devamı

Düşünce kaygıya neden olur mu?

8 Aralık 2021

Son üç yazımın konusu kaygının kaynaklarını anlamaya yönelik olarak verdiğim bilgilerden oluşuyordu. Önceki üç bölümde korku ve kaygı arasındaki farkı açıkladıktan sonra kaygının iki kaynağından "amigdala ve korteks" bahsetmiştik. Amigdalanın duygu hafızası olduğunu ve bedensel tepkilerin eşlik ettiğini korteksin ise anlamlandırma, tahmin etme gibi zihinsel süreçleri işleyerek amigdalaya sinyaller gönderdiğini belirtmiştik. Amigdala gelen her sinyali gerçek olarak algıladığından ortada kaygı uyandıran bir durum olmasa bile ya tetikleyiciler nedeni ile ya da korteksin zihinsel süreçleri sonucu "talamus" üzerinden gönderdiği sinyaller nedeni ile kaygı tepkileri verdiğini ifade etmiştik. Amigdala devreye girdiğinde otomatik pilot kontrolü ele aldığı için rahatlatıcı telkinlerin işe yaramayacağından bedensel tepkileri kontrol altına almak için öncesinde nefes alıştırmaları gibi rahatlatıcı egzersizlerin günlük yaşamın içinde kullanılmasının öneminden bahsetmiştik. Korteks kaynaklı kaygıda ise düşünce süreçlerinin

Yazının Devamı

Kaygı kaynakları - 3

2 Ekim 2021

Kaygı Kaynakları yazı dizimizin 3. bölümünde konumuz, korteks. Önceki konuları kısaca özetlemek gerekirse, ilk bölümde, kaygı ile korku arasındaki farklardan bahsetmiştik. Tehlike anında beynin verdiği ‘savaş, kaç, don’ tepkisini anlatmıştık. Kaygı yaratan iki kanaldan bahsetmiştik. Doğrudan amigdalaya giden ve korteks üzerinden amigdalaya giden beynimizdeki güzergâhları açıklamıştık. 2. bölümde doğrudan amigdalaya giden ve bizde bedensel tepkilerle anlam bulan kaygı tepkilerini açıklamıştık. Bu bölümde ise korteksin kaygı oluşumundaki etkisinden bahsetmek istiyorum sizlere.

Daha önce açıklandığı üzere korteks, beynin düşünen, algılayıp anlamlandıran, tahmin yürüten bölümüdür. Korteksin işleyişinde beynin yapısında bulunan loblar en önemli parçalardır. Ön lobların temel işlevlerinden bazıları olanları anlamak, sonuçları tahmin etmek ya da geleceğe dair plan kurmaktır. İnsan doğası gereği olayları analiz eder, bütün haline getirerek yargılarda bulunur, sentezler. Bu insan aklının en temel

Yazının Devamı

Kaygı kaynakları - 2

15 Eylül 2021

Geçtiğimiz hafta kaygının kaynakları hakkında iki farklı süreçten bahsetmiştik. Birincisi korteksimizin ayrıntılara odaklı bağlantıları izleyerek amigdalaya iletmesi, ikincisi talamus üzerinden direk amigdalaya ulaşması şeklinde süreci açıklamıştık. Bu bağlantıların nasıl çalıştığını anlayabilirsek kaygılı hissetme halini azaltabilmek mümkün olur.

Bu hafta korteksten bağımsız olarak ilişkilendirme yolu ile duygusal anıların oluştuğu amigdala kaynaklı kaygıları daha detaylı inceleyelim. Henüz okumadıysanız önce ‘Kaygının Kaynaklarını Bulun’ başlıklı yazımı okumanızı öneririm.

Tekil olarak söylense de sağ ve sol beyin bölgelerinde bulunan iki küçük yapı amigdala. Bu yapı atalarımızı, dedelerimizi hayatta tutan, canlıların devamını sağlayan özelliği ile biliniyor. Asıl amacı kişiyi korumak. Yapısı gereği tüm gün, kişi farkında olmadan çevresindeki uyaranları alır, depolar, saklar. Bazı deneyimleri tehlikeli olarak algılar ve daha önce belirtilen ‘savaş, kaç ya da don’ tepkisi ile korur. Farkında olmadan çevreden gelen herhangi

Yazının Devamı

Kaygıların kaynaklarını bulun!

7 Eylül 2021

Kaldırımda yürüyorsunuz. Yan taraftaki caddede İstanbul şartlarında şaşırtıcı gelebilecek şekilde akan bir trafik var. Arabalar hızla yanınızdan geçiyor. Az ileride kaldırımın kenarındaki yeşil alanda havlayan ve size doğru hızla gelen bir köpek görüyorsunuz. Köpeğin sivri dişlerini gördüğünüz anda arkasından iki köpeğin daha geldiğini görüyorsunuz. Bedeninizin içinden hızla akan bir gerilim hattı ‘kaç’ diyor. 'Savaş' ya da 'don' ama bir şey yap! Korku duygusu iliklerinize kadar işliyor. Nefes alış verişlerinizi kontrol edemiyorsunuz. Elbette tüm bunların farkında değilsiniz. Otomatik pilot devrede çünkü. Gelin şimdi otomatik pilot devredeyken kontrolü nasıl elimize alırız buna bakalım.

Yukarıda verilen olay korku duygusuna bir örnekti. Tehlike anında bizi korumak için devreye giren 'Savaş, kaç ya da don' adı verilen hayatta kalma mekanizması. Tehlike gerçek, tepki gerçek. Bu mekanizma beynin temel işlevi olan tehlikelerden korunmak için olmazsa olmaz. Ancak aynı kaldırımdan güneşli sakin bir günde

Yazının Devamı

Ruh sağlığını nasıl korursun?

8 Nisan 2021

Hayat, sen plan yaparken başına gelenlerdir.”* Bu söz sevdiğim ve ara sıra paylaştığım cümlelerdendir. Son haftalarda yaşamımdaki planların aksaması ile bu sözün kendini hatırlatmış olması bana durup düşünme fırsatı verdi. Planlar, beklentiler ile günlük yaşamın içerisinde koşturup dururken kaçırdığımız şey içe odaklanmak oluyor. Gözler açık dış dünyaya o kadar çok odaklanıyoruz ki içeride olanları fark edemiyoruz.

Dış dünya korku salıyor. En temel ihtiyaçlarımızdan biri olan güvende olmayı hissetmememizi engelliyor. TV haberleriyle, söyleşi programlarıyla, sosyal medya ile yapıyor bunu. Kaos, karmaşa, güvensizlik ve korku... Bir süre gözler açıkken dış dünyaya baktığınızda bireylere olan bu. Bunlarla birlikte belirsizlik, ekonomik dalgalanmalar, kaygı ve endişe geliyor. Pandemi dönemi uzadıkça kısıtlamalar gevşetilip yeniden artınca umutsuzluk hali insanlara daha fazla yayılıyor.

Maske takmalı mı takmamalı mı, aşı yaptırmalı mı yaptırmamalı mı, mutasyon belirtileri nedir, yoğun bakımlar doldu mu, çocuklara bulaş

Yazının Devamı

Güçlendirme ne demektir?

23 Mart 2021

İnsanları ileriye götürmek istiyorsanız bulunduğunuz yere bakın. Bulunduğunuz hal, durum, düşünce, duygu, bakış açısı, duygusal becerileriniz hangi ölçüde ise karşınızdakine de onu sunabilirsiniz. Gelin bunu başka bir kavram üzerinden irdeleyelim.

Güçlendirme nedir?

Yönetim Biliminde liderlik türlerini açıklarken güçlendirme ‘empowerment’ kavramından bahsedilir. Güçlendirme, insanların karar alma becerilerini, seçim yapma, harekete geçme ve kendi hayatları üzerinde kontrol sahibi olmalarını, amaç belirleme ve hedefe ulaşma gücünü artırmalarını sağlama sürecidir. Güçlendirmeyi esas alan liderler, bireylerin sorumluluk almalarını ve yeteneklerini kullanmalarını sağlar. Bununla birlikte liderler, öncülük ettikleri kişilerin bireysel donanımlarını güçlendirecek kişiler olmalıdır. Bu bağlamdan bakıldığında bir kişiyi ya da bir takımı, olduğunuz yere kadar güçlendirebilirsiniz. Eğer bir liderde bu meziyetler yok ise başkalarını güçlendirmesi de zordur.

İş hayatında durum böyledir. Günlük hayatta ise lider kavramını kullanmayız. Bunun yerine çevremizdeki kişilere etki eder ya da etkileniriz. Bizde olan değeri fark eden, birlikte iken bizi geliştirdiğini düşündüğümüz kişilerle bir arada

Yazının Devamı

İç disiplin nasıl elde edilir?

24 Şubat 2021

Eylemler haz odaklı mı yoksa başarı odaklı mıdır?

Günlük yaşam içinde bu soruya ne cevap verirsiniz? Aslına bakarsanız birini seçiyor olmak tamamen doğru bir cevap olmayabilir. Her ikisinin de denge içinde olması gerekir. İşte, iç disiplin günlük yaşamın içerisinde haz odaklı ya da hedef odaklı verilen kararlar arasında denge kurmanızı sağlar.

Sokrates’in öğrencileri Aristippos ve Epikuros haz kavramını (hedonizm) sürekli haz veren eyleme yönelme olarak tanımlıyorlar. Aristippos bedensel hazların insan davranışlarını yönlendirdiğini söylerken Epikuros’ta tinsel hazzı yani ruh dinginliğini önemsiyor. En büyük hazzın bilgelik olduğunu belirtiyor. Günümüz dünyasında Aristippos 1-0 önde gibi. Bireyler daha çok haz odaklı kararlar alıyorlar. Dijital çağın algı yönetimine kapılıyor. İçsel yalnızlığını metalaştırdığı durumlarla doyurmaya çalışıyor. Keyif almak ve ne olursa olsun iyi hissetmek için eylemlerini yönlendiriyor. Bu kimi zaman yemek, kimi zaman alışveriş, sosyal medya, oyun kısaca abartılan her şey

Yazının Devamı