Otistik Spektrum Bozukluklarında (OSB) Alternatif Tedavilere Dikkat!!

19 Temmuz 2018

Nöropsikiyatrik bir bozukluk olarak bilinen Otizm günümüzde Otistik Spectrum Bozuklukları (OSB) altında bir yelpazede toplanmıştır. Bu geniş bir yelpazedir. Eskiden görülme sıklığı daha az olarak düşünülen bu durum yakın zamanda yapılan çalışmalarda 10.000 de 60-65' e kadar çıkmıştır.OSB'nin oldukça sık görülen bir nöropsikiyatrik bozukluk olduğu belirlenmiş olsada halen neden oluştuğu konusunda net sebepler tespit edilememiştir. Nedenleri arasında genetik etkenler üzerinde özellikle durulsada tek başına durumu açıklamadığı için, sindirim sistemi işleyişindeki bozukluklar, çevresel toksinler, otoimmünite gibi nedenlerin de rolü olabileceği varsayımları oluşmuştur. Ve bu gibi etkenler nedeniyle de çeşitli alternatif yaklaşımlar ortaya atılmıştır.

Özellikle alternatif tedavi yöntemleri, bu alanda çalışan hekimler tarafından değil alan dışı çalışan hekimler ve sağlık çalışanları tarafından günümüzde oldukça rağbet görmektedir. OSB' de alternatif yada tamamlayıcı tedaviler biyolojik ve biyolojik olmayan tedaviler olarak tanımlanabilir.

Biyolojik alternatif tedaviler: Bazı vitamin ve mineral eksikliklerinin tamamlandığı, kazein ve gluten kısıtlayıcı diyetler,omega-3 destekleri

Yazının Devamı

Sınav Neden Kaygı Yaratır? Bununla Baş edilebilir mi?

25 Haziran 2018

Sınav kaygısı: Kişinin sınav sonucunda elde edeceğini düşündüğü akademik başarısızlığı genelleyerek bunu kişiliğinin başarısızlığı olarak algılamasından kaynaklanan, bu başarısızlığın onun sevilme ve kabul görme durumunu olumsuz etkileyeceği düşüncesi, dolayısıyla öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasını engelleyen ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı durumudur.

Sınav kaygısı, belli ölçüde olması gereken bir durumdur. Öğrenciyi öğrenmeye, bir amaç edinmeye motive eder. Motivasyon yanında dikkat ve anlama becerilerine de fayda etmektedir. Ama kişinin öğrenme, dikkat, öğrendiğini kullanması gibi durumları olumsuz etkileyecek düzeydeki kaygı düzeyi sorundur. Bu yoğunluktaki kaygıyla baş etmek zorlayıcı hatta zaman zaman mümkün olamayabilir.

SINAV KAYGISININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Felaket senaryoları içeren düşünceler, unutkanlık, dikkati toplayamama, konuları hatırlamakta güçlük, düşünsel dağınıklık gibi zihinsel belirtiler.
Huzursuzluk, mutsuzluk, sinirlilik, panik, kontrolü yitirme hissi, güvensizlik, çaresizlik ve aşırı heyecan gibi duygusal belirtiler.
Kaçma ve/veya kaçınma davranışları gibi, derslere gitmemek, sınava

Yazının Devamı

Sosyal Medya Kullanımına Dikkat!

30 Nisan 2018

Günümüz değişen sosyal yapısında teknolojik gelişim hayatımızın bir çok alanında önemli bir yer oluşturmaktadır.Teknoloji çağının getirdiği olumlu özellikler yanında, kontrolsüz kullanım ya da bilinçsiz kullanım sonucu oluşan farklı sorunlarda oluşmaktadır. Öyle ki, artık bilimsel araştırmalara konu olmaya başlamıştır. Bu araştırma sonuçlarıyla ve insanların hayatlarında oluşan şikayetler, işlevsellik kaybı gibi nedenlerle yeni yeni destek verilmesi gereken sorun odakları gelişmektedir.

Sosyal medya bunlardan birisidir. Sosyal medyaya artık sadece bilgisayarlardan değil, elimizin altında bulunan tablet, akıllı cep telefonlarından da kolayca ulaşmaktayız. Hatta öyle bir durum mevcutki: Sosyal ortamlarda, insanlar ile birlikteyken bile sosyal medya yoluyla iletişim kuran özellikle genç bir nesil hızlı adımlarla ilerlemektedir.

Birçok platformda konu edinilen, üstünde durulan bu sosyal medya bağımlılığı maalesef ki çocuklarımızı da oldukça olumsuz etkilemektedir. Bilimsel platformlarda yapılan çalışmalarda, sosyal medya paylaşımlarının çok azının gerçeği yansıttığı, sanal, popüler bir dünya yarattığı ve kişilerin kendilik algısı ve hayatlarıyla ilgili yetersizlik duygusuna

Yazının Devamı

Boşanma ve Çocuk

2 Nisan 2018

Yeni bir bebeğin dünyaya gelmesi evliliği etkileyebildiği gibi, evlilikte bir bebeğin gelişimini etkilemektedir. Çocuk sağlıklı bir aile ortamında büyüdüğünde fiziksel, bilişsel, sosyal ve psikolojik olarak daha sağlıklı bir birey olabilmektedir. Günümüzde yaşam şartları, sosyal dinamikler, ekonomik ve siyasi birçok değişim aile yaşantılarının dinamiklerini de etkilemektedir. Aynı zamanda sosyal çevre de bu durumlardan dolayı çeşitli değişimlere uğramış durumdadır.

Ev içine yeni bir birey olan bebek geldiğinde eşlerin eş olma dışında anne-baba olma rolleri de somutlaşmaktadır. Gebelik, doğum vs derken aslında bu süreç birçok karı-koca arasında fiziksel uzaklaşma ve evlilik doyumunda kayıplara neden olabilmektedir. Bunu yanında yeni bir birey, farklı sorumluluklar ve maddi destek isteyen bir durumdur. Bir bebeğe sahip olmak günümüz anne-babalarına birçok sorumluluk yanında değişen toplumsal şartlar nedeniyle kaygılarda yüklemektedir. Ama ne olursa olsun bir çocuğun dünyaya gelmesine neden olan iki kişi yani anne-baba gerekli bakım, güvenlik, sağlık, beslenme, sevgi, ilgi, şefkat gibi birçok ihtiyacını karşılamayı da kabul etmiş bulunmakta olduğundan doğru ebeveynlik

Yazının Devamı

Çocuk İhmali ve İstismarı

23 Şubat 2018

Çocuğa bakmakla yükümlü kişinin, çocuğun bilişsel, psikolojik, fiziksel ve sosyal gelişimi için gerekli ihtiyaçlarını karşılamaması veya önemsememesidir. Bir çocuğun sağlık, beslenme, eğitim, güvenlik, barınma gibi genel gelişimsel alanları için ihtiyaçları bakım veren yetişkinler tarafından sağlanmalıdır. 1989’da Birleşmiş Milletlerin ''Çocuk Hakları Sözleşmesini'' kabul eden ülkeler otomatik olarak çocukların ihmal ve istismar konusunda yasal olarak korunmasını kabul etmiş bulunmaktadır. Maalesef ki son dönemlerde ülkemizde bu konuyla ilgili çok can sıkıcı olayların daha da artması bizde yeni yeni düzenlemeler yapılmasına neden olmaktadır.Fakat yapılan düzenlemeler yeterli değildir.

Ülkemizde geleneksel yapıda çocuğu eğitmek adına çocuğu dövmek, ağır cezalar vermek doğal kabul edilmektedir. Oysa bu durumlar aslında çocuğun fiziksel ve psikolojik olarak istismar edilmesi anlamına gelmektedir. Bazı toplumlarda kendi kuraları doğrultusunda, çocuklara bazı fiziksel girişimler de yapılmakta ve bunlarda normal kabul edilmektedir.

Çocuğun ihmal ve istismarı, toplumsal ahlak değerlerini, yasaları, toplumu ve tek tek bireyleri ilgilendiren bir durumdur ve gelişen olaylar toplumsal

Yazının Devamı

Erken Doğan Çocuklara Dikkat!!!

7 Şubat 2018

Erken doğum, gebeliğin 20. ile 37. haftalar arasında sona ermesidir. Bebeğin 37. haftadan önce doğması kadar doğum ağırlığı, doğumda oluşan sorunlar ve annenin sağlık durumu da önemlidir. Erken doğumun birçok nedeni olabilir. Düşük doğum ağırlığı da erken doğum kadar önemlidir. 2500 gr ve altında doğan bebekler için düşük doğum ağırlıklı tanımı kullanılmaktadır. Çocuğun doğum ayı ve kilosu nedeniyle oluşabilecek ciddi organ gelişim yetmezlikleri ve nörolojik sorunlardan daha ziyade silik nörogelişimsel sorunlarda nelere dikkat etmek gerekiyor bunları belirtmek istiyorum.

Erken doğan bebekler gelişimsel açıdan değerlendirildiklerinde, heterojen bir yapı gösterdikleri ve bireysel özellikleri ile de bazı gerilikleri maskeledikleri izlenmektedir. Zamanında doğan bebeklerle erken doğan bebekler karşılaştırıldıklarında kabarık bir sorun tablosu karşımıza çıkmaktadır.

Özellikle motor gelişim alanlarında, doğdukları ay ve kilolarına göre değişen gerilikler görülmektedir. Bu motor gelişim sorunları, okul öncesi dönemde fiziksel gelişim kadar nörobilişsel gelişimi de olumsuz etkilemektedir ve normal zamanda doğan bebeklere göre erken doğan bebeklerde özellikle zihinsel gelişim

Yazının Devamı

Çocuklarımızı Rüşvetle Değil Sevgiyle Büyütelim!

22 Ocak 2018

Çocuğumuz bizim için değerlidir ve onu zaman zaman ödüllendirmek, ama aynı zamanda uygun yerlerde kısıtlamak gereklidir. Kısıtlama kavramında şiddet, katı tutumlar, kötü sözlerden bahsetmiyorum. Çocuğun olumsuz, gelişimine katkısı olmayan davranışlarında durumu ona açıklayarak küçük tepkiler ve davranışlar sergilenmesinden bahsediyorum.

Çocuğumuzun, günlük kendisinin yapması, öğrenmesi ve beceri geliştirmesi için yaptığı şeyler için ödüllendirmek gerekli midir? Şöyleki, çocuk okula kendisi için gittiğini, ödevlerini kendisi için yaptığını, kendisi için öğrendiğini, evde ufak tefek sorumluluklarının kendi gelişimi için olduğunu bilmelidir. Eğer ki çocuğa günlük yaptığı işler için şartlar koşuyorsak dikkatli olmalıyız. Çünkü gelişim sürecinde olan ve davranışları öğrenmeye çalışan çocuk, her yaptığı ya da başardığı şey için bir karşılık bekleyebilir. Bu dış motivasyonlar dediğimiz ödül ya da hediye sistemini anne-babaların iyi kavraması gerekmektedir.

Günümüz aile yapısında maalesef ki bir sorun olan bu ödüllendirme işi ''rüşvet vermek'' yani eylemlere koşullandırmak ve onların bir karşılığı olduğunu öğretmek şeklinde gelişmektedir ve kullanılan iletişim dili de bu yönde

Yazının Devamı

Oyun Çocuklarımıza Neler Öğretir? Oyunu Kiminle Oynamalı?

16 Ocak 2018

Oyun, çocuğun gelişim ve eğitim sürecinde önemli bir unsurdur. Özellikle okul öncesi dönemde, çocuğun yaşamında önemli eylemlerdendir. Oyunun birçok tanımı vardır ve çocuk dünyasında oyun evrensel bir kavramdır.

Oyun, çocuğun kendisini ifade etme şeklidir, Oyun, çocuğun günlük en temel işidir, Oyun, çocuğun hayal ve gerçek arasında kurduğu köprüdür, Oyun, çocuğun kişilik gelişiminde etkili bir yöntemdir, Oyun, sosyal bir kurumdur, Oyun, çocuğun ifade edemediği iç dünyasının yansımasıdır, Oyun, çocuğun sosyal ve ahlaki değerleri öğrendiği bir araçtır, Oyun, bir uyum aracıdır,

Oyun, çocuğun yaratıcılığını geliştiren ortamdır gibi bir çok tanım, işlevselliği üzerine birçok yorum yapılabilir. Gerçek şu ki,çocuklar oyunlar ile büyür ve mutlu olur. Çocuğun büyümesinde, beslenme, bakım, sevgi, ilgi kadar oyun ve oyun arkadaşları da gerekmektedir.

Günümüz dünya şartlarında çocuklar sokaklar, bahçeler gibi alanlarda maalesef ki çok özgürce oynayıp koşamamaktadır. Güvenlik, toplumsal kaygılar, fiziksel şartlar vs gibi nedenlerden dolayı çocuklarımız artık daha korunaklı oyun alanlarında vakit geçirmektedir. Bu alanlara da ebeveynlerin

Yazının Devamı