Bırak artık eski normali

28 Nisan 2021

İnsanın kendi hayatının değiştiğini kabul etmesi nedense çok zor oluyor. Yaşamının merkezindeki şey bile değişmiş olsa, yine de “Her şey yeniden eskisi gibi” olacak inancından bir türlü kendini kurtaramıyor. Hani Şems-i Tebrizi’nin meşhur “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?” deyişindeki gibi... İnsan altlar-üstler birbirine karışmasın istiyor. Yeniliğe, değişime direniyor.

Bunu aklıma getiren, hepimizin şu pandemi döneminde olan bitene bakışımız oldu. Hep bir “Ne zaman normale döneceğiz?” sorusu gündemde. Her şey ne zaman eskisi gibi olacak? Bunu konuşup, bunu sorup duruyoruz. Oysaki şunu görmekten kaçıyoruz: Bir şeyler kökten, derinden değişti. Bundan böyle “eski normal”e dönüş yok. Artık yeni bir normal var. Yeni bir düzen ve buna göre yeni alışkanlıklar var. Buna da ne kadar çabuk adapte olursanız, o kadar rahat edersiniz. Özellikle de ülkeler olarak. Çünkü eski kodlarla yeniyi anlayamazsınız.

*

Aslı

Yazının Devamı

YEŞİL TSUNAMİ

24 Nisan 2021

Dünyaya her dönem bir dalga, bir hikâye hakim oluyor. Mesela 20. yüzyılın asıl hikâyesi küreselleşmeydi. Kazananları ve kaybedenleri oldu. Dalganın altında kalanlar sistem dışına itildi.

İşte 21. yüzyılın hikâyesi de yeşil ve dijital dönüşüm. Bu dönüşüme ayak uydurmak ise artık bir tercih değil, bir zorunluluk. Hayatta kalmanın, sistem içinde kalmanın tek yolu bu. Neden mi? En basit cevabı şu: Çünkü bundan böyle çevreyle uyumlu olmayan ürünleriniz başka ülkelerin sınırlarından içeriye bile giremeyecek. Bir diğer deyişle, dünyadan dışlanacak.

Dönüşüm

Bakın evvelsi gün dünyanın en güçlü 40 ülkesinin ve Avrupa Birliği’nin (AB) liderleri ABD’nin öncülüğünde İklim Zirvesi yaptılar. Yeni Başkan Joe Biden, zaten iş başı yapar yapmaz hemen ilk iş ülkesini Paris İklim Anlaşması’na taraf yapmış, 1.7 trilyon dolarlık bir iklim planı açıklamıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı evvelsi günkü zirvede ise iklim kriziyle mücadele

Yazının Devamı

Yarın büyük gün

21 Nisan 2021

“Ne kadar farkındayız bilmiyorum ama ABD seçimlerinin getireceği en büyük değişim, dünyamızın geleceğiyle ilgili olacak. ‘Yeşil zihniyetli’ bir Başkan ve Başkan Yardımcısı Beyaz Saray’a girmek üzere. Bizi yeşil bir Beyaz Saray bekliyor.”

Diye yazmışım 11 Kasım’da. Tam da öyle oldu. Joe Biden’ın ABD’nin yeni Başkanı seçilmesiyle birlikte, sadece Beyaz Saray yeşile boyanmadı. İklim meselesine birkaç yıldır vurgu yapan Çin de hemen lokomotife atladı. Dahası, dünyanın en güçlü iki ülkesi şimdi bu konuda resmen yarışa girmiş durumdalar. Neden mi? Çünkü artık liderliği en çok çevre/sağlık meseleleri belirliyor da ondan.

Yeşil Amerika, Yeşil Çin

Hep yazıp çiziyorum: Salgınla birlikte sağlığımız en önemli gündem maddesi halinde geldi ve bu yüzden dünyada her şey sağlık etrafında şekillenmeye başladı. Özellikle de ülke politikaları.

Bunun en somut ve net örneğini de hafta başında gördük: ABD ve Çin bir araya geldiler, ama bu sefer ticaret savaşları ya da Uygur

Yazının Devamı

Assos dünyaya nefes oluyor

17 Nisan 2021

"Adamın sırtına oturmuşum, boğarcasına, kendimi taşıtıyorum. Hem kendimi hem başkalarını temin ederim ki haline çok üzülüyorum ve yükünü hafifletmek için elimden geleni yapmak istiyorum. Sırtından kalkmak hariç..."

Diye yazmış ünlü yazar Tolstoy. Onun bu cümleleri bana doğaya, dünyaya yaptıklarımızı hatırlattı. Sürekli “iklim krizi, sürdürülebilirlik, çevre kirliliği” falan diyoruz. Güya doğaya, havaya, suya, toprağa verdiğimiz zarara üzülüyoruz. Göstermelik “sıfır atık, geri dönüşüm” gibi kelimeler kullanıp dünya için bir şeyler yapıyormuşuz havası veriyoruz kendimize ve etrafımıza. Ama işte bir türlü doğanın sırtından inmiyoruz. İnmeye bile yeltenmiyoruz.

*

İşte tam da bu yıkıcı yağmacı düzenin ortasında, çok şükür ki bu sisteme kafa tutan ve samimiyetle bambaşka bir düzen kurmaya çalışanlar var. Az da olsa...

Yüzde yüz  kendine yetmek

Önder Halisdemir, o istisnai dünya insanlarından biri. Uzun yıllar banka yöneticiliği yapmış olan

Yazının Devamı

Kadının sesi Hakkari’den yükseliyor

14 Nisan 2021

Birkaç gün önce Türkiye’nin kaderini belirleyecek çok önemli bir hamle başlatıldı. Ülkenin dört bir yanında kadınları güçlendirmek için muazzam bir projenin startı verildi. Hem de ülkenin en doğusundaki Hakkari’de.

Bana kalırsa bu, Türkiye için 21. yüzyılın en önemli projelerinden. En doğudan en batıya, en kuzeyden en güneye tüm kadınların iş hayatına ve üretime, yani yaşama dâhil olmaları, güçlenmeleri için devasa bir proje bu. Devletin verdiği fonlarla desteklenen kadınlar hızla kooperatif kurmaya ve tarıma-hayvancılığa-ticarete teşvik ediliyorlar. Hem de şehir şehir, il il dolaşarak.

Kadın ve kalkınma

AK Parti Kadın Kolları 81 ilde kadınların örgütlenmesi için bizzat sahaya inmiş durumda. Bunun ilk adımını da geçtiğimiz hafta sonu Hakkari’de attılar. “1 ay önce Kadın Kolları Başkanı seçildiğimde, Cumhurbaşkanımıza bu projeyi Hakkari’den başlatmak istediğimi söyledim” diyor Başkan Ayşe Keşir. Malum, Erdoğan da 2002 seçimlerinde AK Parti’nin ilk mitingini

Yazının Devamı

Su Kanunu çıkıyor!

7 Nisan 2021

O kadar önemli bir gelişme ki bu, Türkiye’nin sonunda bir Su Kanunu oluyor! Çok az kaldı. Bu ne demek, biliyor musunuz? Bundan sonra suyumuz verimli kullanılacak, su doğru yönetilecek, bir su politikamız olacak, böylelikle kuraklığın önüne geçilecek demek.

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “SU” için bir lansman düzenledi ve bu müjdeyi verdi. “Suyumuzu korumakla vatanımızı korumak arasında hiçbir fark yoktur. Bunun için üzerimize düşen görevler var” dedikten sonra açıkladı: Bu yıl bir Su Şûrası düzenlenecek ve suyun doğru yönetilmesi için acilen harekete geçilecek.

Neler yapılacağını ilk elden öğrendim, yazacağım. Ama önce şunu anlayalım: Su sıkıntımız ne kadar ciddi?

Su stresi

29 Mart’ta Su Şûrası’nın lansmanında Erdoğan’ın da dediği gibi: “Kişi başına kullanılabilir su miktarı dikkate alındığında, su stresi çeken bir ülkeyiz”.

Düşünün, son 50 yılda Türkiye’deki sulak alanların yarısı kullanılamaz hale gelmiş. Ki bu, tam tamına 3

Yazının Devamı

Ödettiğin bedelin farkında mısın?

3 Nisan 2021

Köleliği destekliyor musunuz? Cevabınız kuvvetle muhtemelen “hayır”. Peki, satın aldığınız o kahveyle ya da tişörtle köleliği beslediğinizi biliyor musunuz? Bilseniz ne yapardınız?

Gerçek maliyet

Artık hakikaten uyanmak gerekiyor. Yaptığımız seçimlerle, cebimizden çıkarıp verdiğimiz parayla aslında bir sistemi onaylıyoruz. Destekliyoruz. Ya o tişörtü yapan, Bangladeş’te günde 10 kuruşa çalışan bir çocuk işçiyse? Ya da giydiğimiz kazağın o yumuşacık yünleri karşılığında bir koyun yara bere, kan revan içinde can çekişiyorsa? Bunları gözünüzle görseniz, yine aynı kazağı ya da tişörtü alır mıydınız?

Bence almazdınız. Bunu yapmayan başka bir markayı tercih ederdiniz. Zaten sorun da burada. Mevcut düzende, aldığımız şeyi üreteni görmüyoruz. Hangi şartlarda onu üretiyor, bilmiyoruz. O ürünü bize sağlayan hayvanın ne bedeller ödediğinin farkında bile değiliz. Tüm canlılarla ve birbirimizle var olan o bağlar koptu, gitti. Artık bağlanamıyoruz. Öyle olunca da etrafımıza ve diğer canlılara sadece zarar

Yazının Devamı

Dünya Hava Yolları

17 Mart 2021

Hep yazıyorum: Artık “çevre” konusu sadece bir çiçek-böcek ya da hayır meselesi değil. Finansın, ekonominin, teknolojinin de merkezine oturmuş durumda. Dolayısıyla, bugün dünyanın en stratejik mevzusu.

Bundan böyle insana ve çevreye yararlı olmayı hedefleyen şirketler, insanlar ve ülkeler daha fazla kazanacaklar. Tüketiciler artık bir markanın dünyaya zarar verip vermediğiyle yakından ilgileniyor. Gelir dağılımı, iklim, çevre konularında duyarlı olan bir kurumun finans ilişkileri de daha sağlıklı oluyor, daha rahat kredi buluyor. Böylelikle yeni “Marka Ligleri” oluşuyor. Çevreyi önemseyenler yeni dönemin yükselenleri olurken, insan canını, çevreyi hor kullananlar cezalandırılıyor, alt lige itiliyor.

Bunun en güzel örneği de herhalde Türk Hava Yolları (THY). Özellikle pandemi döneminde ortaya koyduğu çevre projeleriyle öne çıkan şirket, bu sayede “en üst lig”e yükselmiş durumda. Rakamlar bunu açıkça ortaya koyuyor.

Pozitif ayrışma

Düşünün ki dünyada havacılık

Yazının Devamı