Gündem Anaokuluyla bir adım öndeler

Anaokuluyla bir adım öndeler

18.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Okul öncesi eğitim, çocukların zihinsel kapasitelerini artırıyor, sosyal becerilerini geliştiriyor, yaratıcılıklarını ortaya çıkarıyor. Bu çocuklar, öğrenmeye daha yatkın, girişken ve uyumlu oluyor

Anaokuluyla bir adım öndeler

Çocukların özgüvenlerinin oluşması, ilgi alanlarının keşfedilmesi ve yaratıcılıklarının artırılması için okul öncesi eğitim çok önemli. Çocuğun gelişiminin hızlı ve öğrenme kapasitesinin yüksek olması nedeniyle 0-6 yaş aralığı en kritik dönem. O nedenle uzmanlar, her çocuk için bireysel gelişim özelliklerine ve aile yaşantısına göre farklılık gösterse de 3 yaşın anaokuluna başlamak için en uygun yaş olduğunu belirtiyorlar. Ancak bu noktada doğru okulu seçmek çok önemli. Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Oktay’a, ailelerin anaokulu seçerken nelere dikkat etmesi gerektiğini sorduk.

Haberin Devamı

Okul öncesi eğitim neden önemli?

0-6 yaş arası olan okul öncesi dönem, çocuğun gelişiminin hızlı ve öğrenme kapasitesinin yüksek olduğu kritik yıllar. Bu dönemdeki çocuğun eğitiminden öncelikle anne babalar sorumlu. Bu dönemde aile-okul işbirliği son derece önemli. Araştırmalarda, çocukluk yıllarında kazanılan davranışların büyük bir kısmının yetişkinlikte bireyin kişilik yapısını, tavır, alışkanlık, inanç ve değer yargılarını biçimlendirdiği gözlenmiştir. Araştırmalar okul öncesi eğitimin çocukların zihinsel kapasitelerini artırdığını, sosyal becerilerini geliştirdiğini ve sosyo-duygusal sorunlarını azalttığını, sanatsal ve yaratıcılık yönünden geliştirici olduğunu, bu dönemde verilen değerler eğitiminin yetişkinlikteki ahlak kurallarına uymalarına yardımcı olduğunu göstermekte. Okul öncesi eğitim alarak ilköğretime başlayanlar, bu eğitimi almayanlara oranla, öğrenmeye daha yatkın, katılımcı, girişken ve uyumlu olmaktalar.

Haberin Devamı

Çok yönlü gelişiyorlar

Okul öncesi eğitime başlamak için en uygun yaş nedir?

Okul öncesi eğitim kurumları, yaygın olarak anaokulları olarak adlandırılır. Bunlar ülkemizde 3-6 yaş çocuklarının devam ettiği ve MEB’e bağlı olarak açılan okullar. Bu okulların görevi ailelere okulöncesi çağda bulunan çocukların çok yönlü gelişimi için destek vermektir. Anaokulu çocuğun evden, anneden ayrılışındaki ilk kurumdur. Bu nedenle buradaki öğretmen, program ve eğitimin en iyi kalitede olması için okulun fiziksel ortamı ile okuldaki insan ilişkileri son derece önemli. Her çocuk için bireysel gelişim özelliklerine, aile yaşantılarına bağlı olarak farklılık gösterse de genellikle 3 yaş birçok ülkede anaokuluna başlangıç yaşı olarak kabul edilmekte.

Bir çocuğun anaokulunda mutsuz olduğunu aileler nasıl anlar?

Çocuklar, duygularını kolay saklayamazlar ancak bazen bunu sözlü olarak ifade etmekte zorlanırlar veya korktukları için söylemekten çekinebilirler. Bunu bazı davranışlarıyla belli ederler. Daha önce hoşlandığı şeylere karşı isteksizlik, ilgisizlik, sebepsiz hırçınlıklar, okula gitmek istememe, okula gidişe yakın saatlerde ortaya çıkan bazı rahatsızlıklar vb. davranışlar bir tür işaret sayılabilir.

Haberin Devamı

Bu durumda ne yapmak gerekiyor?

İlk yapılacak şey çocukla konuşmaya çalışmak, okul ve öğretmenle konuşarak çocuğun okuldaki yaşantısı hakkında bilgi almak. Rehber uzmanın çabaları ve işbirliğiyle bazı sorunlar kolaylıkla çözülebilir. Çocuğun içine girdiği ortama uyum sağlamaya çalışmayı da öğrenmesi gerekir. Öğretmenle işbirliği içinde çalışılması önemli. Gerekirse bir uzman desteğine de başvurulabilir. Okul değiştirmek, her şey denedikten sonra sonuç alınamadığında düşülecek bir durum. En ufak bir sorunda okul değiştirmek çocuktaki çabayı dolayısıyla başarı duygusunu olumsuz etkiler.

Güvenli ve hijyenik olmalı

Prof. Dr. Ayla Oktay anaokulunun öncelikle çocukların özgürce hareket edebilecekleri güvenli ve hijyenik bir ortama sahip olması gerektiğini kaydediyor. Oktay, “Öğretmenin niteliği, uygulanan program, iyi bir program için gerekli fiziki donanım ve araç gereç, iç ve dış mekânlardaki oyun alanları vb. pek çok kriteri dikkate almak gerekiyor. Ayrıca okuldaki disiplin anlayışının aileninkine yakın olması, okulun evden uzaklığı dikkat edilmesi gereken bir başka nokta” diyor.

Anaokullarında çocuklara verilen eğitim modelleriyle ilgili ise Prof. Dr. Oktay, şu bilgileri veriyor:

Türkiye’de genellikle MEB’in üniversiteler ve alanda çalışanlarla birlikte hazırladığı Okul Öncesi Eğitim Programı uygulanmakta. Bu program farklı gelişim teorilerinin bulgularından yararlanılarak hazırlanmış gelişimsel bir program. Aynı zamanda dünyadaki farklı program yaklaşımlarından da izler taşıyan eklektik bir program. Öğretmenlerin bu programın temel yaklaşımlarını özümseyerek uygulamalarını gerçekleştiriyor olmaları önemli. Dünyada uygulanan pek çok farklı eğitim modelinden söz edilebilir ancak ideal diyebileceğimiz tek bir model de yok. Örneğin Froebel, Montessori, Regio Emilia, High Scope, Bank Street, Waldorf yaklaşımı bunlardan birkaçı. Bunları uygulayabilmek için bu modellere ilişkin farklı eğitimler almak da gerekiyor.