Beşiktaş Andreas Beck Türkçe'ye kafayı taktı!

Andreas Beck Türkçe'ye kafayı taktı!

19.11.2015 - 14:13 | Son Güncellenme:

Beşiktaş'ın Alman futbolcusu Andreas Beck Alman basınına bir röportaj verdi. Paris'teki terör saldırılarından, iptal edilen Almanya-Hollanda maçı üzerine düşüncelerine, İstanbul'daki yeni yaşantısından, takım içindeki rolüne dair açıklamalarda bulunan deneyimli futbolcu, Türkçe ile arasındaki ilişkiye de ışık tuttu.

Andreas Beck Türkçeye kafayı taktı

Onur Dinçer / Skorer Dış Haberler

Haberin Devamı

İşte o röportaj;

Terörizm futbola da bulaştı. Paris'ten gelen haberlerle ilgili ne düşünüyorsun?

- Çok kötü. İlk başta Almanya'nın kaldığı otele bir bomba tehdidi vardı. Bunun üzerine Mario Gomez ile yazıştım. Onlar o sırada Roland Garros kortlarını geziyorlardı. Günün sonunun çok kötü biteceğini kimse düşünemezdi. Ölenler için baş sağlığı dilemekten başka yapabilecek bir şeyimiz yok. Stada ve konsere giden insanlar keyifli bir akşam geçirmek istemişlerdi. Birden katliam ve cinayetle karşı karşıya kaldılar. Bu delice bir şey.

Dört gün sonra Almanya, demokrasi sembolü olarak Hollanda'ya karşı oynayacaktı, ancak maç iptal edildi.

- Bu durum beni üzüyor ve öfkelendiriyor. Önemli bir özgürlük ve dayanışma mesajı göndermek istiyorlardı. Sonra birilerinin yüzünden maç iptal edilmek zorunda kalındı. Bu bir utanç ama alınan karar doğruydu. Ölüm ve yaralanma konusunda somut bir tehdit varsa bunu speküle etmemeniz gerekir. İnsan sağlığı her şeyden önemlidir.

Haberin Devamı

Dünyanın ne kadar hassas olduğu bir kez daha yüzünü gösterdi. Bunlar seni korkuttu mu?

- Bu olayların bizi korkutmasına izin vermemeliyiz. Bir arada durmalı ve şiddet ile nefrete karşı tavrımızı koymalıyız. Yaşamın kendisi ve özgürlükler en kıymetli değerlerdir. Kısa bir süre içinde kontrolümüz dışında neler olabileceğini gördük. Ne yazık ki Paris'te gerçekleştiği gibi saldırılar meydana geliyor. Huzursuzluk Suriye'de, Beyrut'ta, Ankara'da Türkiye'de, Avrupa'nın çok ötesinde mevcut. Bu üzücü ve korkutucu bir durum. Bunlara izin vermemeliyiz.

’Türkçe'yi öğrenmek üzereyim'

Göçmen sorununa baktığın zaman... Sen de bir ülkeye yabancı birisi olarak gelmenin nasıl bir şey olduğunu biliyorsun.

- Ben de geçmişte etkilendim. Çocukken yeni bir ev aramanın nasıl bir şey olduğunu yaşadım. Almanım ama köklerimin Rusya'da olduğunu biliyorum. Ailem çabucak entegre olmak konusunda ısrarcı davrandı. Evde bile Almanca konuşurduk. Entegrasyon sağlanırsa, köprüler kurulabilir. Şu an yine bir yabancıyım ve Türkçe'yi öğrenmek üzereyim

Türkçe ne kadar zor?

Haberin Devamı

- Zor çünkü İngilizce ya da Almanca bilginizden bir şey çıkarmanız mümkün değil. Ben her gün pratek yapıyorum. Çevremde bunu yapabildiğim insanlar var. Konuşmalara kulak veriyor ve dinleme egzersizi yapıyorum. Böylece daha kolay anlayabiliyorum. Eğer bir markete girer de derdimi Türkçe anlatabilirsem bu beni çok mutlu ediyor. Küçük de olsa bir başarma hissi veriyor.

'İstanbul'da her gün keşfedilecek şey var'

Takımdaki liderlik rolü açısından dil ne kadar önemli?

- Benim öncelikli endişem gündelik yaşamımı idame etmek ve çevremdeki insanlarla iletişim kurmak. Dil sosyal hayattaki en büyük engel. Takımdaki pek çok kişi İngilizce anlaşıyor. Bir çok kişi de Almanca konuşuyor. Her zaman tercümanlar hazırda duruyor. İlerde zamanın çoğunu İstanbul'da geçireceğim. Türkçe'ye tamamen hakim olmak benim için doğal bir istek. Sportif rolle ilgili olarak ise tek belirleyen dil olmuyor.

İstanbul bir dünya şehri. Önemli kültürel ve mimari öne çıkan yönleri var. Seni ne kadar cezbetti?

- Beşiktaş'a transfer olmadan önce de bir kez tatil amaçlı gelmiştim. Kargaşalı bir şehir olduğunu, yüzyıllara dayanan bir tarihi olduğunu biliyordum. Bence İstanbul tarihi, dini yapıyla modern stili bir potada eritiyor. İstanbul'da tüm farklılıklar bir arada. 30 kilometre gitseniz de şehrin hala ortasında olabilirsiniz. Burada doğmuş olsanız bile, her gün keşfedebileceğiniz yeni şeyler vardır. Bu bana çok büyük bir enerji veriyor.

Haberin Devamı

Keyfin yerinde görünüyor. Her şeyi doğru yapmışsın gibi görünüyor.

- Kesinlikle doğru hissediyorum. Beşiktaş büyük taraftarı olan dev bir kulüp. Dünyanın farklı yerlerinde de destekçileri var. Daha önce hiç bir yerde hissetmediğim bir destek hissediyorum. Ligde şampiyonluk için mücadele ediyoruz ve Avrupa Ligi'nde de zorlu bir grupta yer almamıza karşın iyi durumdayız. Gruptan da çıkmak adına önemli bir şansımız var.

'Süper Lig emekliler ligi değil'

Süper Lig hakkında ne düşünüyorsun?

- Eğer zamanınız varsa ve şöyle bir özetlerine göz atabiliyorsanız ne kadar kaliteli olduğunu anlarsınız. Emekliliği gelmiş adamların top koşturduğu bir yer değil. Mario Gomez, Wesley Sneijder, Lukas Podolski, Robin Van Persie 30 yaş ve üzerindeler bunu kabul ediyorum. Ancak bu isimler hala formunun zirvesinde yeteneklerini sergileyebilen futbolcular. Ayrıca Simon Kjaer ve Nani gibi oyuncuları da unutmamak gerekir. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe öne çıkan ekipler ancak her takım her an bir sürpriz yapabilecek durumda. Her maç büyük mücadeleye sahne oluyor.

Haberin Devamı

Hoffenheim'da küme düşmemeye oynarken, Beşiktaş'ta ise şampiyonluğa oynuyorsun.

- Beşiktaş'ın teklifi geldiğinde çok fazla düşünmeme gerek kalmadı. 28 yaşında başarıya ulaşmak ve uluslararası alanda kendimi ispatlamam gerekiyordu. Bu kulübün de bu iddiası vardı. Büyük rüyamız sezon sonunda ipi göğüslemek. Beşiktaş benim için daha büyük bir kalkışma oldu. Aynı zamanda futbol olarak da böyle. Yeni bir ülke, yeni bir kültür, yeni bir lig ve yeni bir takım... İnsan olarak da gelişimime yardımcı olacak bir seçim yaptım. 10 yıllık Bundesliga tecrübesinin ardından uygun bir canlanma oldu.

'Almanya'dakinden çok ilgi var'

İstanbul'da sokakta yürüdüğünde başına neler geliyor?

- Spora olan ilgi ve özellikle futbola çok büyük. Sokakta Almanya'dakinden çok daha fazla tanınıyor ve fotoğraf çekilme teklifi alıyorum. Beşiktaş ile nerede olursam olayım destek çok büyük. Kulüp, Almanya'da Bayern Münih'inki gibi bir ilgiye sahip. Kentteki herkes mutlaka bir takımın taraftarı. Sarı saçlarım ve açık renk tenimle sokakta tanınmamam da mümkün değil. Güneş gözlüğü taksam da işe yaramıyor. İnsanlar saygılı davranıyor.

Transferinin üzerinden geçen bir kaç ayın ardından, takımdaki rolünü nasıl tanımlarsın?

- Takım olarak yıldız futbolcularla önemli yeteneklerin bir karışımıyız diyebilirim. Hem hücumda hem de savunmada iyi bir takımız. Bu da dengeli bir takımın ortaya çıkmasına yol açıyor. Ben de kendimi savunma ile hücum arasındaki bir bağlantı olarak görüyorum. Eğer durum müsaitse rahatça hareket edebiliyorum.

'Gomez hedeflerine ulaştı'

Antalyaspor maçında Mario Gomez'e bir asist yaptın. Neler söylemek istersin?

- Mario adına çok sevindim. Stuttgart'ta birlikte oynadık. Birbirimizi çok uzun süreden beri tanıyoruz. Şimdi yıllar sonra tekrar bir araya geldik ve aynı takımda buluştuk. Eğer birlikte başarılı olursak, o zaman her şey daha da iyi olacak. Gomez Beşiktaş'a oynamak, goller atmak ve tekrar milli takıma seçilmek için geldi. Kısa sürede bu hedeflerine ulaştı. Hem kendi hem de Beşiktaş adına çok iyi oldu. Benim de bunda küçük de olsa bir payım oldu.

İstanbul'daki diğer Almanlarla vakit geçiriyor musun? Gomez, Grosskreutz ve Lukas Podolski ile toplaşıp, birlikte vakit geçiriyor musunuz?

- Şehir inanılmaz büyük ve bir araya gelemiyoruz. Kentte yapacak çok şey var. Eğer bir kaç günlük boşluk bulursam bu zamanı rahatlamak ve dinlenmek için kullanıyorum. Eşim ve köpeğimle dışarı çıkıyorum. Bazen takım arkadaşlarımla bir şeyler yediğim de oluyor.