Kültür Sanat Angelika raflardaki yerini aldı!

Angelika raflardaki yerini aldı!

31.03.2015 - 16:17 | Son Güncellenme:

Ramazanoğlu’ndan Türkiye’de kadın olmak, ‘yabancılık’ ve ‘yerlilik’ üzerine öyküler

Angelika raflardaki yerini aldı

Bir toprakta yabancı olmak, kadın olmak, yaşamak, yazmak... Ramazanoğlu Kapı Yayınları’ndan çıkan Angelika adlı kitabında kadınlık, yabancılık, ötekilik, dışarıda olma hallerini öykülerken satırlar birçok insanlık durumunu gözler önüne seriyor. Şu dünyada hangimizin yabancı, hangimizin yerli olabileceğini, dahası bu adlandırmaların sahiciliğini, imkânını tartışıyor Angelika’nın, Alissa’nın, Mukadder’in, Hüküm’ün ve diğerlerinin hikâyelerinde.

Haberin Devamı

Yorganın içinde sapsarı bir baş görmek alışık olmadığım bir durum. Sıcakça yanımda yatıyor. Saçları terlemiş, boynuna yapışmış biraz. Yüzünde hafif bir gülümseme var. Bir meleğin masumiyeti içinde derin bir uykuya dalmış. Rüyasında kalın gözlüklerine ihtiyaç duymadan her şeyi gördüğünden ve hiç bilmediği yerlerde aşina bir rahatlıkla gezip dolaştığından eminim. Göğsü ay ışığının altında inip kalkıyor, tehlikeleri göze alıp insanlara yaklaşan bir güvercininki gibi telaşlı ve ritmik. Bense uyuyamıyorum bir türlü.

Yatakta biraz itekleyip kendime yer açayım derken tanıdım Angelika’yı. Dokununca anladım içindeki doluluğu. İçinde çizilecek resimler, söylenecek şarkılar olduğunu, kuşları, kaplumbağaları, köpekleri, tırtılları, köstebekleri, çilekli ve limonlu dondurmayı sevdiğini anlamak için büyümüş bir kız olmama gerek yoktu. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Konuşmanın şart olmadığını, görmenin ve dokunmanın daha esaslı bir anlaşma yolu olarak aramızda uzanıp gideceğini hissedebiliyordum. Hatta onu böyle melek gibi uyurken çözmüştüm. Uyanır uyanmaz bana gülümseyeceğine, hemen evcilik oynamaya başlayabileceğimize adım gibi inanıvermiştim.