Anne adaylarına tavsiyeler

Genel sağlık sorunları, diyabet, yüksek tansiyon, çeşitli enfeksiyonlar taranmalı, hamileliğe engel durum olup olmadığına bakılmalı, tedaviler yapıldıktan sonra çocuk planlanmalı...

Dr. Hasan İnsel

Geçenlerde İntermed’deki odamda arkadaşlarla sağlıkla ilgili pek çok şeyin zamanla değiştiğini, bu bağlamda hamilelik yaşının da yavaş yavaş daha yukarılara kaydığını konuşuyorduk. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr. Şükrü Sanus, konuyu çok güzel toparladı. Anlattıklarını, ben de aynen sizlere aktarıyorum:

“Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için ideal doğum yaşı fizyolojik şartlar göz önüne alındığında 18 yaş üzeriyle 35 yaş altı olarak tanımlanabilir. Burada esas olan, anne adayının ve doğacak bebeğin sağlık sorunlarından olabildiğince uzak şekilde doğumun gerçekleşmesi. Bilinmesi gereken aslında hamileliğin her yaşta birtakım risklerinin olduğu, sadece bu risklerin bahsedilen sınırlar altında ve üzerinde arttığı.

Günümüzde ilerleyen tanı yöntemleri, artan sağlık taramaları ve bilinçlenen hastalar sayesinde, risk taşıyan grupların bile yaşayabileceği olası sorunlar daha erken tanınarak çoğu zaman çözüme ulaştırılabiliyor.

Değişen sosyo-ekonomik yelpaze geç yaşta evlilikleri beraberinde getirirken, anne olma yaşı da ortalamada artmakta. Bu durumda da, hamilelik oranlarının düşmesi, anne yaşıyla anomalili bebeklerle karşılaşma olasılığının yükselmesi ve yine anne adayının hamilelikte daha yüksek oranda yüksek tansiyon sorunu yaşaması, şeker toleransı bozulması gibi durumlardan etkilenmesi karşılaşılabilecek belli başlı sorunlardan.

Önemli olan; anne adayının bu yaşlar dışında da çocuk doğurabileceğini bilmesi, ancak yapılması gereken tarama ve takiplerini aksatmaması, içinde bulunduğu risk gurubundaki diğer etmenleri mümkün olduğunca elimine ederek, sorunsuz hamilelik yaşayabilmesi.

Hamilelik öncesi hangi yaşlarda olursa olsun izlenmesi gerekli tıbbi saptamalar mevcut. Genel sağlık sorunları, diyabet, yüksek tansiyon, süregelen hastalıklar, çeşitli enfeksiyonlar taranmalı, hamileliğe engel durum olup olmadığına bakılmalı, tedavi ve düzenlemeler sonrasında çocuk planlanmalı.

Yine rutinde kullanılan ilaçlar sorgulanmalı ve bebekler için sakıncalı olabilecek gruplardaki ilaç alımları sonlandırılmalı.

Rahim bozukluklarına dikkat

Rutin sağlık taramalarında yapılan kan sayımları, idrar tahlillerine ek olarak, jinekolojik muayeneye zaman ayrılmalı. Rahim ağzı değerlendirmesi, smear tahliliyle birlikte şart. Olası bir sorunun araya hamileliğin girmesiyle birlikte yaklaşık bir yıl ileriye atılması, bazen ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir.

Rahim iç yüzüne veya duvarına ait şekil bozukluklarının önceden saptanarak tedavi edilmesi ve ardından hamileliğe izin verilmesiyle birlikte, karşılaşılabilecek düşük oranları da azalır.

Çoğu zaman önemsenmeyen idrar yolu enfeksiyonları, hamilelikle daha yüksek oranlarda ciddi böbrek enfeksiyonlarına dönüşebilir. Hamilelik öncesi varsa idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinin tam olarak yapılması gerekir.

Düşük kan seviyelerinde kullanılacak demir haplarının, hamilelik öncesinden alınmaya başlanması, erken hamilelik döneminde bulantı gibi sıkıntıların artmasını önler ve hamileliğe başlarken yeterli kan seviyelerine ulaşmayı sağlar. Erken hamilelik döneminde bebeklerde oluşan omurga sorunları, folik asit takviyelerinin önceden yapılmasıyla üçte bir oranında azaltılabilir.

Özetle, hamilelik öncesinden doktor kontrolünde bu sürece hazırlanmak, sonradan yaşanabilecek sıkıntıların ve sorunların önlenmesi bakımından yapılabilecek en doğru hareket.”