Öyle bir rap ki: “Ben sevdim eller aldı da içimde acı kaldı”
Baskın olan rap söz yazımında, sözün yazarı ve dolayısıyla icracısı eserle bütünleşerek “Ben iyiyim, siz kötüsünüz, bu müzik benim işim” demekten keyif alır. Bunu, nitelikli müzikal altyapıyla, kafiyeyle, akılda kalıcı –İngilizcede “catchy” denilen türden- bir nakaratla besler. Ortaya çıkan şey tabağa konulduğunda hiç değilse birbirine yakışan ve tabakta durmasını bilen bir üretim olurdu. Fakat getto öven dizilerin rap’i de kendisi gibi oldu. Plastik tabakta servis, plastik çatal ve kaşıkla. Bıçağa bile gerek yok.
Bu yeni rap türü, Anadolu’nun farklı noktaları ve İstanbul’un da varoş kesimlerinde demlendi. Basitçe “Dost bildiklerim sattı, delikanlı dedik pislik çıktı, cebime baktım boş çıktı, sevgilim dedim terk etti, ben sevdim eller aldı, içimde acı kaldı” şeklinde sözlere sahip. Ya da bir kadını/adamı öyle severek yazılmış ki, o kişi için ölür de öldürür de şarkıyı yazan kişi.
Yukarıda fotoğrafta yer alan hanımefendi mesela, türün en çok şakası yapılan temsilcilerinden biri olmuştu vaktiyle. Şarkısını söylerken sıcak tavaya dokunduğu ellerini serinletmek ister gibi halleri gözümün önünden gitmiyor.